islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5286
EURO
34,9017
ALTIN
2.439,53
BIST
9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
17°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

DEPREMİ KUR’ÂN ÇİZGİSİNDE NASIL ANLAMALIYIZ ? II

DEPREMİ KUR’ÂN ÇİZGİSİNDE NASIL ANLAMALIYIZ ? II
24 Şubat 2023 10:30
A+
A-

 

Gerekli Bazı Bilgiler

Aşağıda yapacağımız açıklamaların doğru olarak anlaşılmasını sağlamak için burada kısmî bir tekrara düşmeyi göze alarak bazı bilgileri hatırlatma gereğini duyuyoruz.

Mesela yeryüzünün ekseni etrafında dönüşü ve güneşin çevresinde akısı zamansal ve mekânsal olarak periyodiktir. Canlıların irade dışı çalışan organları da böyledir. Örnekleri çoğaltabiliriz.

Oysaki kasırgalar hortumlar, yağmurlar, karlar, şimşekler, yıldırımlar, gök gürültüleri, tusunamileri volkanik patlamalar, deprem olarak nitelenen fay hareketleri böyle değildir.

Onlar Allah’ın belirlediği doğa yasalarına göre oluşur ve çalışırlar. Oluşumları ve faaliyet alanları ve zamanları bize göre belirgin değilse de, İlahi iradenin aktivite planına bağlıdırlar. Bu plan da insanların inançları ve yaşamlarıyla irtibatlandırılmıştır.

Bu sebeple tarihi dönemler boyunca doğal olayların ve özelde depremlerin bazılarının afetlere dönüştürülüşünün nedeni insanların kâfirlikleri ve zalimlikleri olmuştur.

Bir diğer anlatımla İnsanların kâfirlikleri ve zalimlikleri, ilahi iradenin fay hatlarında oluşturacağı depremin  zamanını, şiddetini ve etki alanlarını belirlemesine sebep olmuştur.

Konumuzu Yağmur Örneği İle Açıklama

Burada yağmurdan bir misalle konumuza açıklık getirelim.

Yağmur Rabbimiz tarafından yeryüzü yaşamı için planlanmış bir doğa olayıdır. Bir ölçüye göre yağar. Toprağı üretime sokacak şekilde depolanır. (Zuhruf  45/11; Mümminûn 23/18)

(Özelliklerine göre de yağmur Kur’ânda değişik isimler almaktadır. Örneğin iri ve sert damlalı olursa Vâbil; sürekli yağarsa Vedk; damlaları çoksa Ğadek; kuraklığın akabinde, ihtiyaç duyulduğunda Ğays; çise şeklinde olduğunda Tall; azap/ceza niteliğine dönüştüğünde MATAR ismini almaktadır.)

Yağmur kendisi için belirlenen ölçüye göre yağar ve bizler için Kurân ifadesiyle bir rahmettir.

Rahmettir de ağaçları keserek ve evler yaprak doğal mecrasına müdahale etmenin onu sellere dönüştürdüğünü akıl ve izleme yoluyla biliyoruz.

Yaratanı ve yasalarını tanımama ve örneğin eşcinsellik de onu rahmet olmaktan çıkarır. Lût kavminde örneklendirildiği üzere onu ceza yağmuruna dönüştürür. Bunu da vahiy yolluyla biliyoruz. Okuyalım:

 “ Üzerlerine (helak edici) yağmurlar yağdırdık; uyarılanların (uyarıldıkları  halde inançları ve yaşamlarını düzeltmeyenlerin) maruz kaldığı yağmur, gerçekten, ne korkunç olmuştur.! “  (Şüara 26/173)

Şimdi doğal varlıkların, varlıklarına kodlanan görevlerini ve görevlerini yaparken nasıl ve hangi amaçlarla afetlere dönüşebileceğini görelim.

A.) DEPREMLER GENELDE YARATILIŞ AMAÇLARI DOĞRULTUSUNDA GELİR

Depremler bir doğa olayıdır. Yaratan Hakîm bir yaratıcı olduğu için her bir  varlığı yerli yerinde gerekli ve faydalı olarak yarattığı gibi depremleri de boşa yaratmamış yararlı kılmıştır. Okuyalım:

“ Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri biz boş yere yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır. Vay o inkâr edenlerin ateşteki haline!
 Yoksa biz, iman edip de iyi işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Veya İslami çizgide inanıp yaşayanları yoldan çıkanlar gibi mi sayacağız? (Sâd 38/27-28)

Ne var ki depremler, Rabbimizin derin hikmeti gereği açıklayacağımız değişik amaçlara aracı kılınabilecekleri için olacak depremler  gece ile gündüzün ardarda gelişi gibi zamansal ve mekânsal olarak  periyodik bir düzene bağlanmamıştır.

İnsanlar bilimsel çalışmalarıyla depremin madenleri, maden suları ve ılıcaları oluşturma türünden bazı faydalarını tespit edip açıklıyorlar.

Kaldı ki açıklanan  bu faydalar olmasaydı bile aşağıda üç madde ile  açıklanacaklar bile depremlerin boşa yaratılmadıklarının kanıtı olurdu.

B.) DEPREMLER İNSANLARIN BATIL İNANCI VE YAŞAMI SEBEBİYLE CEZAYA DÖNÜŞEREK  GELEBİLİR

İnsan Eliyle Bozulma ve Ceza

Rabbimiz, sosyal ve doğal cezaya götürücü  bozulmaların insan eliyle başladığını Rum suresinin 41. ayetinde bildirmekte ve uğradığımız felaketlerin bizim eylemlerinden kaynaklandığını  defalarca açıklamaktadır. Şûra suresinde (30) şöyle buyrulmaktadır:

(Ey günahlara dalanlar ve inkâra yönelenler!) Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Üstelik Allah günahlarınınız çoğunu affetmektedir. “

Rabbimiz Peygamberimize de aynı uyarı yapmakta ve ona da  “Uğradığın felaketler nefsinden; bizzat yaptıklarından kaynaklanmaktadır. ” buyrulmaktadır. (Nisa 4/79)

Tarihi dönemlerde, Rahman olan Yaratıcımızın verdiği tövbe imkânı değerlendirilmediği, Onu veya yasalarını inkâr sürdürüldüğü ve Kıyamet’le başlayacak ahiret hayatı ve azabı alay konusu edildiği için kâfir ve zalim topluluklar doğal varlıklar olan kasırgalar, yağışlar ve depremlerle yok edildiler. Gökler ve yer de bu ateist ve deist zalimlere ağlamadı. (Duhan 44/299)

Bu ceza yasası Kıyamet’e kadar geçerlidir,

Biz bazı ilahiyatçılar gibi yapmayalım, Mevlamızın açıkladıklarını dile getirelim:

“ Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd kavmine?
Ülkeler içinde benzeri yaratılmamış olup yüksek binaları olan, İrem şehrine?
Korunmak için o vadide kayaları yontarak güven ve şımarıklık içinde  konutlar  yapan Semûd kavmine?
Ehramlar / ordular sahibi Firavun’a?
Bunların hepsi ülkelerinde Allah ve yasaları yokmuş gibi ilahlaşarak azgınlık ettiler.
Ülkeleri/toplumlarında
doğal ve sosyal dengeyi bozma olan fesadı  çoğalttılar.
Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı
olan kasırgaları-depremleri yağdırdı.
Çünkü Rabbin
yarattığı bütün varlıkları ve azgınları her an gözetlemededir. “ (Fecr  89/6-14)

Burada değinmek istediğimiz ve genişçe açıklamaya muhtaç olduğumuz konu yalnızca cezaya dönüşerek gelecek depremlerde alınacak önemlerin etkili olamayacağı gerçeğidir.

C.) DEPREMLER AZGINLAŞAN İNSANLARA UYARI  OLARAK GELİR

İnsanlar, yeryüzünde muhteşem bir düzen içinde yaşarlarken her şeyin kendiliğinden oluştuğu zannına kapılmakta, Allah’tan koparak, Onun yasalarını  dışlayarak ve güçlülerin egemenliğine açık seküler kanunlar koyarak ilahlaşmaya kalkışmaktadır. Böylece gökler ve yer düzeninin yıkımı olan Kıyamet ile başlayacak ebedi hayatı unutmaktadır.

Zulümlerin, siyasi ve ekonomik iktidar ihtiraslarının bir diğer anlatımla Fravun ve Karun düzenlerinin sebebi de bu unutmadır. Görelim:

“ Onlar kendilerine yapılan bu öğüt ve uyarıları unutunca, biz de  bütün nimet ve refah kapılarını ardına kadar açtık. Ve nihayet, kendilerine bahşedilen bu zenginlik ve nimetler yüzünden  şımardıkları  bir sırada,  onları ansızın yakaladık ve işte o anda, bütün ümitleri sönüverdi! “ (En’am 6/44)

D.) DEPREMLER İNSAN SEBEPLİ OLMAKSIZIN DENEME AMAÇLI OLARAK DA GELEBİLİR

Var olan fayların hareketlenmesi anlamına Deprem gibi tabiat olayları doğal sürecinde gelebilirse de insanla irtibatlı olarak ceza ve uyarıya dönüşerek de gelebilir. Bir de insanın elinin müdahalesi olmaksızın kulluk denemesi olarak da gelebilir. Yaşadığımız Kahramanmaraş depremini de böyle değerlendirebiliriz.

Çünkü yüce Allah insanları değişik şekillerde denemeye uğratacağını bildirmektedir:

Muhakkak ki, ölüm tehlikesiyle ve açlıkla, dünya malının, canın ve (alın teri) ürünlerinin kaybı ile sizi sınayacağız. Ama zorluklara karşı sabredenlere iyi haberler müjdele. Ki, onların başına bir musibet gelince, “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve muhakkak O’na döneceğiz! ” derler. “ (Bakara 2/155-6)

Yeryüzünde ed-Din olan ve Hz Adem ile başlayan  İslam ile denemeye uğratılan insana böylece depremlerle   verilen nimetler ve kulluk görevleri  hatırlatılır. Daha da önemlisi Kıyamet olgusu ile birlikte başlayacak ahiret hayatı ve bu hayatın mutluluğu ve azabı hatırlatılmış olur.

Devam edecek

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar
  1. Mustafa Temel dedi ki:

    Eywallah