Takriben dört bin yıl önce Rabbimizin “İnsanlara Haccı ilan et…” buyruğu ile Hz. İbrahim Peygamberle başlayan, son ve cihanşumûl (evrensel) Peygamber Hz. Muhammed’le de aslî hüviyetine bürünerek varlığını sürdüren Hac, Kıyamet Günü’ne kadar devam edecek İslâmî bir mu’cizedir.
Bu mu’ciyeye her yıl tanık olmaktayız.
Kur’ân’da işaret buyrulduğu üzere Haccın müminlere sağlaması gereken siyasi, ilmi, ekonomik ve kültürel faydalara tanık olmak ve bunun için de hacda halklar düzeyinde Müslümanlar arasında tanışmayı sağlamak ve ilişkileri başlatmak gerekir.
BM’nin şu anda 193 üye devleti olup hepsi de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu üyesidir. Hemen her devletten hacca gelen Müslümanlar vardır.
1969 yılında kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı’na bağlı üye devlet sayısı 57 olup bunların 56’sı da Birleşmiş Milletler üyesidir.
Bu devletlerin ülkelerinden hacca insanlar gelmektedir. Müslüman halklar arasında, halklar düzeyinde de bağlantılar kurmak gerekir. Hac pek büyük fırsatlar sunmaktadır.
Dış İşleri Bakanlığımız ve Diyanet İşleri başkanlığımız organizesiyle hacılarımız arasından seçeceğimiz bazıları dil bilen hacılarımızdan oluşturacağımız heyetlerle hacı çadırlarına ziyaretler yapılmalıdır.
Giderken Kur’ân-ı Kerîm, Türkiye’mizi tanıcı bazı materyaller ve hurma türü hediyeler de götürülebilir.
Ancak böylesi atılımlarla hac amacına ulaşabilir. Bu tür ziyaretlerin manevi faydaları yanısıra oluşabilecek maddi faydaları da pek büyük olur.
Geç kalınmış sayılmayız. Bu sene bile bir başlangıç yapılabilir.
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-