islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3669
EURO
34,9566
ALTIN
2.325,55
BIST
9.153,69
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
22°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
18°C

FAY HATLARINDA BİRİKMİŞ ENERJİYİ TETİKLEYEN SİLAH VAR MIDIR?

FAY HATLARINDA BİRİKMİŞ ENERJİYİ TETİKLEYEN SİLAH VAR MIDIR?
12 Şubat 2023 09:30
A+
A-

Yüce Rabbimiz insanoğlunu yarattı ve ona yaratmış olduğu varlık alemiyle ilgili olarak her türlü bilgiyi edinme özelliği ve iradesini de verdi. İnsanın yeryüzünde halife olma özelliğinin en önemlisi budur.

İnsanoğlunun varlık aleminin yaratılışı, işleyişi ve sona ermesi ile ilgili her türlü bilgiye aklını iradesini ve elde ettiği gücünü kullanarak ulaşması mümkün olacaktır. Bu insana yaratıcımız tarafından verilen dünya sınavına konu olup yaratıcısının kim olduğunu bilmesi ve tanıması içindir.

Yaratıcımız, insanoğlunun varlık alemine konu her ne var ise bilmesi öğrenmesi ve keşfetmesinin kodlarını mekan olarak insan beynine yerleştirmiştir. Her türlü keşfi akıl diye de ifade ettiğimiz özelliğimizin mekanı olan beyin marifetiyle elde etmektedir.

Beynini doğuştan tam kapasite kullanan insan sayısı yok denecek kadar azdır. Allahüalem Peygamberler ve halk arasında kahin diye bilinen istisnai bazı kişiler beyinlerini tam kapasiteye yakın kullanma özelliğine sahip oldukları muhtemeldir. Bu kişilerin olağanüstü bir takım keramet ve kehanetler göstermelerinin altında yatan sahip oldukları beyin kullanma kapasitelerinden kaynaklanmakta olduğunu söylemek mümkündür. Bu tip insanların bulundukları zaman içerisinde ileriye dönük bir takım bilgiler aktarmaları gaybdan bilgi vermek değil, var olan varlık alemiyle ilgili bilgileri tam kapasite çalışan beyne sahip olduklarından dolayı elde etme özelliklerinden kaynaklanıyor olmasındandır. İnsanların geneli için bilinmeyen yani gaybi hususlar “metafizik” diye isimlendirilmiştir. Yani fizik kurallarına aykırı kişiye özel istisnai halleri ifade için kullanılmıştır. Aslında günümüz bilimin gelmiş olduğu durum itibariyle metafiziğin de fizik kuralları çerçevesinde cereyan ettiğini dijital keşifler ispatlamıştır. Örneğin bilgisayar ve benzeri keşifler sayesinde icat edilen bir çok aletleri günümüz insanlığı kullanmakta olup istifade etmektedir. Keşifler sonucu bazı icatlar ise devletler nezdinde dünyadaki diğer devletlere üstünlük kurmak için kullanmak üzere sadece kendi bünyesinde gizlemiştir.

İnsanoğlu varlık alemiyle ilgili bilgileri ya laboratuvarda ilim yaparak keşfetmiş ve keşfi doğrultusunda yeni icatlar yapmıştır yada bazı istisnai insanlar gibi beyin kapasitelerinin tamamına yakınını kullanmak suretiyle doğuştan elde etmiş olup imkanları ölçüsünde çevresiyle icad gerektirmeyen hususları paylaşmış ve insanlar nezdinde ayrıcalıklı bir konum sahibi olmuştur.

Son zamanlarda ülkemizin on vilayetinde yaşadığımız bugüne kadar bilinen kara depremlerinin en şiddetlisinin yaşandığı afetin doğal haliyle değil de dışarıdan müdahale ile fay hatlarında biriken enerjinin hareketlendirilmesinden kaynaklandığını söyleyenlerin dikkate değer teyiden tespitleri görmezlikten gelinemeyecek kadar önemlidir.

Günümüzde bilimin ulaştığı imkanların herkesçe bilinenlerinden öte paylaşılmayan çok ileri seviye keşifler ve icatların varlığı inkar edilemeyecek kadar bilinen bir gerçektir. Bilimsel keşif ve icatları da bünyesinde tutan güçlü devletler diğer devletlere karşı yeryüzü hakimiyetini ve tasarrufunu kaptırmamak için gayri resmi kayıtlarda tutmaktadırlar.

HAARP silahı diye bilinen ve internette detay bilgilerine kolayca ulaşılabilen hususun yaşadığımız depremlerle ilişkilendirilmesinin doğru olabileceğine inananlardanım.

2002 yılında ABD’nin Nevada çölünde yürüttüğü askeri tatbikat senaryosunda tarif edilen ülkenin Türkiye olduğu çok aşikardır. Senaryonun yüksek frekanslı dalga yayan silah kullanımıyla ülke genelini deprem felaketiyle felç edip yardım bahanesiyle ordusunu yerleştirip teslim alma hedefini gerçekleştirmek olduğu çok açık bir şekilde görülmektedir. Senaryoda hesap etmedikleri şeyin Türk Devletinin güçlenip kendi ülkesine sahip çıkacak askeri, idari ve ekonomik güce ulaşacağına ihtimal vermemişlerdi. Öyle tahmin ediyorum ki dost görünümlü düşman olan bu karanlık odakların hedefledikleri; ülkenin tamamına yakınını etkileyecek şekilde deprem gerçekleşmeyip on il ile sınırlı kalması ve 96 saatte yardım amaçlı askerlerin ülke topraklarına sokmayacak kadar güçlenmesi bu senaryonun gösterdiği hedefi o gün için kestiremediklerini bugün anlamış olmalarıdır.

Bu durum göstermektedir ki ; Îmanlı akılların azalması ve aklını şeytanın dostlarına teslim edenlerin çoğalmasıyla insanlık felakete sürüklenmektedir.

Şeytanın dostları tarafından ilmi keşif olarak elektromanyetik dalgaları kontrol edip suni deprem yapmak için fay hatlarındaki birikmiş enerjileri, ait olduğu coğrafya için büyük felaketlere dönüştüren şeytanî bilim aklını önlemenin yolu; Bilimin ya Allah’a inanan bilim insanlarının uhdesine geçmesi veya Allah’a iman etmiş her daim zihinleri sadece Allah’tan istikamet üzere yardım isteme duygularını yayan inanmış insanların çok olması halinde mümkün olacağı; Düşünen imanlı akıllar için çok aşikârdır.

Haddini aşmış, Allah’tan yardımı denizde boğulacağı kesinleştiği anda “Musa’nın Tanrısından” yardım isteyen Firavun misali felaket başa geldiğinde yardım dilenen bencilleşmiş, hadsizleşmiş ve şımarmış akıl sahiplerinin kendi haline bırakılmasından daha doğal ne olabilir ki!

Dönüş Allah’a olmadıkça insanlığı büyük felaketler beklemektedir. Zaman isyan edip Şeytan değil, tövbe edip Adem olma zamanıdır.

              Fehmi YAĞLI
ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.