Makale

FİLİSTİN: HAKLI OLURKEN, HAKSIZ KILINAN TOPLUM

Filistin davası,  yetmiş yıldır hapishane hayatı yaşayan; suyu, elektriği kesilen,  insanca yaşaması engellenen ve keyfi olarak istendiğinde öldürülen bir hikaye. Demokratik görünen ABD ve Batı, Hamas’ın 2006’da serbest seçimlerde kazandığı seçimleri kabul etmeyerek, konunun zor ve şiddet alanına çekilmesine ve çözülmemesine bilerek imkan tanıyor.

Filistin, unutturulmuş bir mesele:

BM’de İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesi gerektiği ve Filistin’e karşı haksız uygulamaları, resmi belgelerle ortaya konulurken, büyük devletlerin kendi menfaat ve hesapları sebebiyle  uygulamaya geçirilmedi. Çünkü, İsrail’e biçilen bir misyon vardı. O da, Ortadoğu’da bir görev verilerek, her vesile ve imkan ile onu desteklemek ve bölge ülkelerinin hak ve menfaatlerini dikkate almamak..

Hamas’ın dün başlayan askeri hareketinin arkasında ne olduğunu tam bilmiyoruz. Ama bu hareketi, herşeyi elinden alınmış, köşeye sıkıştırılmış; arazi ve evleri binbir türlü entrika ve oyunlar ile ellerinden alınarak yaşama hakkı yokedilmeye çalışılan bir halkın “can havliyle tepki2 vermesi olarak açıklayabiliriz.

Maalesef, başta Amerika ve batılı ajanslar yüzyıla yakın zamandır onbinlerce insanı öldüren, kreş, okul ve hastane demeden heryeri bombalayan İsrail vahşeti görmezden gelinip, bir kadının kanlı yüzü gösterilerek, tüm vahşetler, gözardı edilmeye çalışılıyor. Burada, sivillerin zarar görmesi, kabullenilecek bir konu değil. Ama yıllardır İsrail, Filistin halkına karşı yaptığı baskı, sindirme ve işkenceler, askeri bir kesime yönelik saldırılar değildi. Fakat, nedense bu konu; görülmek istenmiyor ve psikolojik olarak acıma duygularımızı, Filistinlere değil de, sadece İsrailli vatandaşlara yönlendirilmesini de, stratejik algı olayı olarak düşünmek gerekiyor. Bu konu, maalesef; Filistinlileri savunan kesimlerde bile, etki meydana getirdiğini duygusal bir olay olarak görebiliyoruz.

Son aylarda; Mescid’i Aksa’ gibi her dinin kutsal mekanını işgal eden fanatik Yahudilere, İsrail ordusu ve polisi destek olarak Camiye girmiş ve camide insanları yaralamış ve caminin eşya ve halılarını kirleterek, en büyük hak ihlalini yapmıştı. Ama, dünya; bu olayı sıradan bir konu gibi görmüş, İsrail; göstermelik bir şekilde kınamakla yetinmişti.

Terör’ün vurduğu halk:Filistinli Müslümanlar:

Kudüs’ü birkaç yıl önce ziyaret ettiğimizde, bir caddedeki filistinli’nin, diğer caddeye geçmesine müsaade edilmiyordu. Bir kişinin mahallesindeki camiye gitmesine izin verilmediğine şahit olduk. Turist otobüsleri, yollarda durdurulup terörist varmış gibi, kimlik kontrolleri yapılıyor. İnsanlar, Mescidi Aksa’ya Cuma namazına giderken, İsrail asker ve polisleri tarafından kontrol edilerek geçiriliyor. El Halil Camisinin ortasına duvar çekilerek, diğer bölümünün Sinagog haline getirilmesi, de hiçbir akıl ve insafın kabul etmeyeceği bir uygulamaydı.

Olaylar bununla da kalmadı. İsrail’li fanatik Yahudiler, Mescid’i Aksa’yı binlerce yıl önceki bir hayali ideale dayanarak, Filistin ve Kudüs üzerinde hak iddia ediyor ve  yüzyıllardır Müslüman toprağı olan Filistin’in kendilerine ait olduğunu söylüyorlar.

Olayın uluslararası boyutuna bakıldığında, başta Amerika olmak üzere, İngiltere, Fransa, Almanya gibi batılı ülkeler, herhangi bir hak ihlali veya bir toplumun asırlardır kaldığı insanlık dışı muameleye bakmaksızın, Hamas’ın harekatını, suç kabul edebiliyorlar!. Olayın, sadece günübirlik yönünden hareket ederek değerlendirmelerini yapıyorlar. Yetmiş yıldır, nüfusunun birkaç katını baskı ve zulüm sebebiyle kaybeden Filistin halkının hakkını düşünmek bile istemiyorlar.

İnsanların en tabii hakkı olan inanç, çalışma ve mülkiyet hürriyetini elinden alınmasının, o insanı ne hale getirdiğini tahmin etmek mümkündür. Bugün, Filistin’li belki de intihar saldırısı yapıyor. Ama, onu bugüne kadar getiren olaylar zincirinin, batılıların hak ve adalet dünyasında bir yeri yok. Hepimiz biliyoruz ki, insan; çaresiz kaldığında olayın sonucunu düşünmeden bir tavır içine girer. Bugün Filistin halkı, yıllardır dünya toplumlarının ve özellikle Müslüman halkların uydu yöneticilerinin duyarsız ve ilgisizliği karşısında, kendi hayatını düşünmeden, hayatı kendine zindan eden bir terör devletine karşı, varoluşunun mücadelesini veriyor. Bu harekette, siviller de hayatını kaybediyor ve istenmeyen sonuçlar da ortaya çıkıyor. Ama, savaş; bir toplumun kendini savunması ve tecavüzü önlemeye çalışırken, yanlış ve hatta insanın kolay kolay kabul edemeyeceği olaylara da yol açabiliyor. Bu konuda, özellikle; Filistinlileri suçlu göstermeye çalışan, batı ve emperyalist dünyanın ardniyetli tutumları ve onlara bağlı yayın organlarının aldatıcı tutumlarını da dikkate almak gerekiyor.

Mazlum Filistin halkına, “kendi devletini kurma” imkanı vermeyen, uluslararası kamuoyunun, bu haksız  ve adaletsiz tavrını tarih ve sosyal vicdan unutmayacaktır. Batı toplumları; hala, emperyalist ve ırkçı-ideolojik tavırlarıyla hareket ederek, dünyada çatışma ve zulümlerin devamına imkan hazırlıyorlar. Ama, bu insanlık dışı tutumları, kendi sosyal ve siyasi karakterini de bozacaktır, bunu göreceğiz.

PROF. DR. SAMİ ŞENER

YAZARIMIZIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

 

View Comments

  • Mükemmel bir yazı daha kıymeti hocam. Şunu da unutmamalıyık ki Müslümanların ayrılığı gayrılığı bir an önce son bulmalı. Nasıl kefere Osmanlıyı taklit edip AB, ABD, USSR, vb diğer bir çok yapılarla birleşmiş ise, biz de acilen birlik olmak zorundayız. Aksi halde küfür tek yumruk halinde bize farklı şekillerde vururken ve bunu da vekalet terör yapılarıyla yaparken hem de hem vurup hem de mazlum rolü oynarken bir çözüme ulaşmamız imkansız olur. Terör devletçiği kabile yapısı Israil hem öldürüyor hem zulm yapıyor hem işfal ediyor ama direnen halkı terörist diye dünyaya kabul erişebiliyor. Bunu anlamak ve anlatmak mümkün değil. Alenen terör yapan PKK YPG gibi yapılar örgütlülük savaşçıları altında her yö den desteklenirken, işgal altındaki topraklarında resmi olarak kanuni seçilmiş HAMAS terör bir yapı olrak tüm dünyaya kabul ettirilebiliyor! Bu oyun mutlaka bozulmalı hem de çok yakında. Kaybedilecek haftalarımız dahi yok, bırakın ayları yılları.

Recent Posts

  • Bilgi

Vaktı Mekatıl Ne Demek?

Vaktı Mekatıl terimi, Arapça kökenlidir ve "hesaplaşma zamanı" veya "belirlenmiş zaman" anlamlarına gelmektedir. Özellikle tasavvuf…

7 saat ago
  • Gündem

İsrail Kahpeliğe Doymuyor. Yardım Tırları Talan Edildi

İsrail Kahpeliğe Doymuyor. Yardım Tırları Talan Edildi İsrail'in İnsafsızlığına Son Yok: Filistin'e Yardım Tırlarını Durdurup…

11 saat ago
  • Gündem

Anneler Gününde Filistinli Annenin Feryadı Yürekleri Dağladı

Anneler Gününde Filistinli Annenin Feryadı Yürekleri Dağladı   İsrail'in 218 Gündür Sürdürdüğü Katliamların İzleri: Masum…

12 saat ago
  • Gündem

ABD’li Müze Müdürü Kaçakçılık Operasyonunda Gözaltına Alındı

ABD'li Müze Müdürü Kaçakçılık Operasyonunda Gözaltına Alındı ABD'li Amerikan Ulusal Doğa Tarihi Müzesi Müdürü Lorenzo…

13 saat ago
  • Gündem

İnsanlık Tarihinin En Acı Sorusu: “Nereye Gitsin Bu İnsanlar?”

İnsanlık Tarihinin En Acı Sorusu: "Nereye Gitsin Bu İnsanlar?" Bir gecede İsrail'in 100'den fazla hava…

14 saat ago
  • Gündem

OSMAN MÜFTÜOĞLU HOCA YİNE DÖKTÜRMÜŞ DE AMASI VAR

OSMAN MÜFTÜOĞLU HOCA YİNE DÖKTÜRMÜŞ DE AMASI VAR Türkiye’de halkın büyük çoğunluğu Müslümandır. Ama onların…

15 saat ago