islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4569
EURO
34,6514
ALTIN
2.391,20
BIST
10.045,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
18°C
Cuma Yağmurlu
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
20°C

FİRAVUN BİR KİŞİ DEĞİL BİR SİSTEMDİR

FİRAVUN BİR KİŞİ DEĞİL BİR SİSTEMDİR
30 Ağustos 2023 11:38
A+
A-

Kur’an, Firavun kelimesini bir şahıs için değil, bir makam için kullanır… Nasıl ki farklı ülkelerde “Başkanlık” sistemi, “Cumhurbaşkanlığı” sistemi “Krallık” sistemi gibi yönetimi ifade eden isimler varsa aynı o gibi dönemin Mısır/Site devletinde bu makamların karşılığı olarak “Firavunluk” sistemi bulunmaktaydı…

Allah, Kur’an’da Firavunluk makamına gelenlerin isimlerini değil makamlarını zikrederek hitap etmektedir… Allah, Hz. Musa’ya “Firavuna git” derken aslında günümüz tabiri ile “ Başkana git, Cumhurbaşkanına git, Krala git” demektedir… Zira Allah kişileri değil sistemleri, makamları muhatap almaktadır… Zira kişiler güçlerini makamlardan alırlar… Yöneticiler sistemi belirlemezler, sistemler yöneticileri belirlerler… Onun için kişileri değil sistemi muhatap almak daha mantıklı ve önemlidir… Dolayısı ile Hz. Musa sadece azmış bir kişiye değil azgın bir yönetime uyarıcı olarak gönderilmiştir… Onun içindir ki Firavun/başkan meclisini çağırmakta ve istişare etmektedir…

Kanaatimce Firavunluk sistemi ile yönetilen bu devlet koca bir imparatorluk değil bir site devletidir… Hz. Musa’nın gönderildiği Mısır/Site devleti köklü bir geleneği olan, politikaları bulunan, sistemi oturmuş bir yönetim olmalıdır… Onun için Allah Firavunluk makamındaki kişiyi devirmeyi değil Firavuni sistemin temelsizliğini ve yalan üzerine oturan gücünü gözler önüne sermeyi istemiş ve sistemin halk üzerinde oluşturduğu korkuların asılsız ve temelsizliğini asa/yılan mucizesi ile yerle bir etmeyi hedeflemiştir… Eğer Allah’ın istediği Firavunluk makamındaki şahsın devrilmesi olsaydı Hz. Musa’ya İsrailoğullarını alıp oradan çıkmalarını, o memleketi terk etmelerini istemezdi…

Firavun boğulduktan sonra Mısır’a ne olduğu, yönetime kimlerin geldiğini Kur’an söylemez zira Firavun rejimine darbe vurulmuş ve köle bir halk karşısında koca bir yönetim tüm gücüne rağmen bir şey yapamamış aciz kalmıştır… Güçsüz ve etkisiz hale getirilmek istenen İsrailoğulları karşısında Firavuni sistem hezimet yaşamıştır…. Kanaatimce denizde boğulan Firavunun/Başkanın yerine başka Firavunlar/Başkanlar gelmiştir…

Boğulan Firavunun/başkanın cesedinin korunması, cesedinin kıyıya vurması yönetimi altında yaşayan halka ve haleflerine/yerine gelecek diğer Firavunlara/Başkanlara ibret içindir… Zira koca bir yönetim, “ben en büyük rabbinizim/kralınızım” diyen Firavun/Başkan hakimiyeti altındaki sularda boğulmuş ve köle bir halkın kıyamına karşı koyamamıştır… O dönemin Mısır/Site devleti alması gereken dersi almış olmalıdır ki, İsrailoğullarının peşine takılmamış ve yenilgiyi kabul etmiştir… Kanaatimce Firavuni sistem bu olaydan sonra kendine çekidüzen vermiş olmalıdır…

Bu kıssada anlatılan Firavun sistemi baskıyı, zulmü, zorbalığı ve entrikalara dayalı gücü; İsrailoğulları köleleştirilmiş halkları, hakları ellerinden alınmış insanları, güçleri kısılmış toplumları, ikinci sınıf muamele gören halkın belli bir kesimini, ayak takımı olarak algılanan mazlumları; büyücüler ve büyü zulüm sistemlerinin halk üzerinde oluşturdukları etkileme gücünü, algı operasyonlarını ve türlü entrikalarla devşirdikleri haksız gücü; Hz. Musa ise haksızlığa meydan okuyan, gücünü haktan alan, gerçekleri gören ve entrikaları gözler önüne seren, hakkın sesini ve haklı muhalefeti ifade eder…

Bu olaydan ve kötü akıbetten yola çıkarak Hz. Musa için meselenin yönetime gelmek değil yönetimi ve yöneticileri ıslah etmek olduğunu söyleyebiliriz… Hz. Musa ve Firavun kıssasında tüm yönetimlere ve halklara birçok mesaj verilmektedir…

Bu kıssadan; “halkını sürüleştiren, halkı etkilemeleri için büyücüleri/yazar, çizer ve uzmanları önemli mevki ve paralarla satın alan, gücünü göz boyayarak/medya ve sosyal medya ile büyük gösteren, baskı oluşturarak korku ortamı yaratan, hakkın sözcüsü muhalifleri haksız ve hukuksuz bir şekilde ezen, sindirmeye çalışan, hak ve hukuku kişilerin iki dudağı arasına mahkum eden, hakikate kulak tıkayan, hukuku değil gücü meşrulaştıran her zulüm sistemi kendi tuğyan denizinde boğulmaya mahkumdur” mesajını almaktayız…

Bu kıssada bir toplumun özgürleşmesi ve zulüm sistemlerinin yıkılması için birkaç önemli noktaya vurgu yapılmaktadır… Bir toplum Musaları lider edinir ve Musaların peşinden giderse özgürleşme şansını elde edebilir… Bir toplumu özgürleştirmek için yola çıkan Musaların ise özgün, özgür, adil, cesur, bilge ve hakkın tarafında yer alması gerekir…

Bir toplumun kıyamı için herkesin değil toplumsal dinamikleri harekete geçiren birkaç kişinin çabasının yeterli olduğunu hem bu kıssadan hem de tarihte birçok vakıadan öğrenmekteyiz… Kıssadan zulüm sistemlerinin entrikalarını çözmeden, çevirdikleri dolapları bilmeden Musaların başarılı olamayacakları mesajını da almaktayız… Zira bir sistemi güçle değil açıkları ile vurabilir, yalanları ve yanlışları ile yaralayabilirsiniz…

Ulusal ve küresel oyunların oynandığı, algı operasyonlarının başarıyla gerçekleştirildiği, ABD, İsrail, Avrupa, Çin, Rusya vb. kimi güç ve devletlerin devleştirildiği, halkların küresel güçlerin oyunlarına kurban edildiği bu ortamda Firavun ve Musa kıssasını daha iyi anlamış bulunuyoruz… Firavunluk sistemini ister bir devlet yönetimi ister küresel güç olarak okuyun karşınıza çıkacak tablo değişmeyecektir…

Unutmayın! Kur’an aklı uyanık olanları muhatap alır, uyuyanları uyandırmaya çalışır, uyanmamakta ısrar edenleri ise ricse/pislik bir yaşam sürmeye mahkûm eder…

CAHİT KARAALP

 

Yorumlar
  1. Ali Rıza Demircan dedi ki:

    Kaleminize sağlık hocam. Bir kitap yerine sadece böyle bir makale yeter.

  2. Mustafa Tosun dedi ki:

    Yüreğinize sağlık hocam. Bilincimiz tazeleyen bir makale..