GIDA DEDEKTİFİNİN VERİLERİ KİMYASAL BİR HARPTE OLDUĞUMUZU GÖSTERİYOR

Kaçak üretimler, sahte atölyeler ve çürüyüp, kokuştuğu halde piyasaya yeniden sürülmeye hazırlanan ürünler devletimizin polis baskınlarıyla ve medya ifşalarıyla anahaberlerde yer alıyor. Fakat meselenin bir de başka bir yönü var. Göz önünde oluşuyla gizlenen, hatta gayet normal olarak tanıtılan, yasal gözüken ve yavaş yavaş hepimizi zehirleyen zararlı gıdaların raflarda yerini bulması söz konusu.

Marketlerde gayet doğal bir şeymiş gibi hiç eksik olmayan, ancak içinde ne olduğu belirsiz maddeleri bulunduran ürünler için yasa hazırlanması ve bu konunun uzun süre ülke gündemine taşınması gerekiyor. Çünkü ciddi psikolojik rahatsızlıklarla beraber, bedensel hastalıklar da bu ürünlerin içerdiği bir takım kimyasal boyalarla ve maddelerle insana sirayet ediyor. Aynı firmaların Avrupa’daki ve Amerika’daki ürünlerinde daha fazlak fındık, meyve ya da sebze yeralırken, Türkiye’de kasıtlı bir şekilde doğal gıdaların yerini sentetik maddeler alıyor. Buna rağmen ürünlerin ambalajlarında doğal, organik, bol meyveli gibi sloganlar yer alıyor.

Gıda Dedektifi adıyla uzun yıllardır halka hizmet gayesi güden bir araştırmacı, işin uzmanı olarak gıdaları inceliyor. Yaptığı tetkikleri ve değerlendirmeleri de sosyal medyada ve resmi sayfasında paylaşıyor. Burada çok önemli bilgileri paylaşmakla beraber halk sağlığına ve millete çok büyük hizmetler yapıyor.

“Ne Yediğinizi Bilin” adlı bir eseri mevcut olan bu kıymetli insan, bazı zamanlar hilekarlar ve dolandırıcılar tarafından kovuşturmaya maruz kalıyor veya saldırıya uğruyor. Geçtiğimiz yıllarda bir okul kantininde buna benzer bir olay yaşanmıştı. Oysa bu kıymetli insanın bizzat devlet desteği ile müfettiş olarak görevlendirilmesi ve gerekirse bir heyet kurması ve gerekli imkanların maddi ve manevi kendisine sunulması gerekiyor.

Birçok defa en büyük markalarla mahkemelik olmasına rağmen pek çoğundan beraat etmiştir. Şahsın yıpratılması ve işini yapamayacak hale getirilmesi büyük firmalarca istenmektedir. Oysa bu kişi hem alanında uzmandır hem de kamu yararı gütmektedir. Yaptığı iş suç olan gerçekte büyük firmalar iken, hukuksal üstünlükleriyle kişinin sesini bastırmaya çalışıyorlar.

Gıda Dedektifi’nin verilerinde insan aklını hayrete düşüren bilgiler var. Aynı ambalajda farklı isimlerle satılan iki meyve suyu var. Örneğin birinde meyve nektarı diğerinde meyve suyu yazıyor ve birinde yüzde elli meyve oranı varken diğerinde yüzde otuz meyve oranı bulunuyor. Bunu daha da görünür hale getirdiği ve tenkit ettiği için kendisi firmaların eleştiri oklarını da üzerine çekiyor.

Sandviç satan bir firma çok az oranda ve karışık (şaibeli) bir şekilde ürettiği peyniri sandviçin arasına serpmiş iken bir de alay eder gibi bol peynirli ibaresini üstüne yapıştırıyor.

Bir çok gıdada E harfi ile kodlanan zehirli kimyasal maddeler bulunmakla beraber çocuk sağlığına anında zararlı etkiler verebilen ürünler mevcut. Diğer yanda birçok ürüne yapay tatlandırıcı ve aşırı şeker konuluyor. Çikolata ve kakao içermesi gereken ürünlerde bu oranlar yüzdenin altına hatta binde üç veya dört oranına düşüyor. “Öyleyse bu ürünlere ne konuluyor?” sorusuna yanıt arıyor.

Tarihi geçmiş ürünlerin marketlerde olmasından nasıl herkes rahatsızsa, bu veriler de birilerini harekete geçirmek zorundadır. Hepimiz, sağlımızla oynandığını farketmeli ve bu tür faaliyetlere destek vermeliyiz.

Gıda Dedektifi, bizim kanaatimizce yaptığı iş hasebiyle ödülü haketmektedir. Ürün incelemeleri adlı bölümde hepimizin hayatına giren hatta kuşatan önemli markaların ürünlerini göreceksiniz. Millet olarak etiket ve ambalaj okuma alışkanlığına sahip değiliz, ayrıca da okusak da anlayacak veya buna karşı koyacak bir durumda değiliz. Tüketim kültürünün hakim olması ve neredeyse her bir ürünün tek tek pazarlama numaraları ile bilinçaltında arzulatılması ve şekere eğilimin milletimizin genlerinde olması bizi bilinçli bir takım kimselerin oyununa düşmekte olduğumuz konusunda uyarmaktadır. Zira şeker şu anda bütün gıdalara aşırı şekilde katılmaktadır ve ürüne konu olan maddenin kendisinden bile fazla oranda bulunmaktadır. Gıda Dedektifi’nin sadece bunu belgelemesi bile bir rapor mahiyetindedir.

Bunlar başta Türk Toplumu olmak üzere bütün İslam Alemini ilgilendiren meselelerdir ve hepimiz için hayati uyarılardır. Dileriz gıda dedektifleri ülkemizde çoğalır ve kıymet görür, uyarıları da hem halk nezdinde hem devlet nezdinde kabul görür.