islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5541
EURO
34,8975
ALTIN
2.435,78
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
25°C
İstanbul
25°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Az Bulutlu
22°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
17°C

HACI VEYİS EFENDİ! YA KONYA MEDYASININ BU GÜNKÜ HALİNİ GÖRSEYDİN…

HACI VEYİS EFENDİ! YA KONYA MEDYASININ BU GÜNKÜ HALİNİ GÖRSEYDİN…

Medyamızın duayenlerinden bir kardeşimiz ziyaretimize geldi. Son iki haftadır Konya ile ilgili yazdıklarımızı ve Konya medyasının olumsuz tavrını dile getirdim.

Gerçekten Konya medyası, Konya’nın kanını emen faiz düzeninden, İslami gerçeklerin gizlenip hakka çağrı yapılmamasından, hurafeci dindarlıktan ve hatta porno izleyiciliğinden şikâyetçi değil.

Konya neden porno izleyiciliğinde başta gelen illerimizden… Ahlâkçı geçinilerek sıralamadan şikâyet ediliyor.

Bizi yutulur kolay lokma zannettiler,  gereken cevapları da aldılar.

Duayen arkadaşımız,  Hocam “Twitter Konya yaz” Konya’da kadınların kendilerini nasıl pazarladıklarını hatırlatmakla yetin, onlar sıralamayı kedileri yaparlar, deyip bu defteri kapatmamı istedi.

Ben de öyle yapacaktım da kalemi elime almışken Konyalı merhum ünlü şair Ali Ulvi Kurucu üstadımızın Hatıralarından yıllarca önce işaretlediğim bir bölümü arz edeyim istedim.

 DEDEM HACI VEYİS EFENDİ

Dedem merhum, sohbetinde cemiyet hayatından çok bahsederdi.

Cemiyet ölçüdür, usuldür, mizandır… Ölçüyü kaybeden kimseyi, hiçbir cemiyet kabul etmez; hiçbir müessese kabul etmez” derdi.  Sonra dinimizin esaslarını ele alarak şöyle devam ederdi:

Din, İslam, Şeriat: Ölçüdür… Allah’ın koyduğu kanunlar, kaideler, sıralar, saygılar içinde yaşanır. Fakat bugün Müslümanları bir kendini bilmezlik, haddini bilmezlik içinde görüyorum. Bu neden ileri geliyor? Cehaletten… Millet hem bilmiyor, düşünmüyor, hem de haddini bilmiyor ve diline hakim değil. Diline hâkim olmayan, dinine hâkim olamaz.

Dedemin bu hususta, iki meseleyi misal olarak anlatıp dikkatleri çektiğini hatırlıyorum. Birisi miras taksimi, diğeri ise ikinci bir hanım almak…

Şöyle derdi:

Mesela birisi kayınpederi vefat ettiğinde, dinimizin mirastan kadına yarım hisse takdir ettiğini bile bile, zevcesine dese ki: “Hanım mademki bugün kanun sana da tam hisse veriyor, sen de ağabeylerinle beraber al. Ne yapalım, günahı kanunu yapana olsun, cezasını o çeksin” dese; bu fani dünya malı için ebedi ahiretini satmış olur.

Kur’an-i Kerim’deki miras ayetleri biter bitmez, Nisa suresinde, Şu ayet-i kerimeler gelir: Tilke hududullah… Bu miras taksimi Allah’ın hudududur, ölçüleridir, nizamıdır, mizanıdır. Ve men yutiillahe ve resulehu.. Allah ve Resulüne itaat edip de onun şeriatının gösterdiği ölçüler içinde taksime razı olan, Allah cennetine dahil eder, cemaline mazhar kılar. Ve men ya’sillahe ve resulehu ve yeteadde hududehu.. Allah’a ve resulüne asi olup da çizdiği hadleri teaddi ve tecavüz edenin yeri ise cehennemdir…

HADDİ AŞMAK

İkinci meselede şunları söylerdi:

Bugün memleketimizde cari olan kanunlar, ikinci bir hanımı nikahla alıp evlenecek olan kimseye müsaade etmiyor. Eskiden bir erkek ilan ederek, şanıyla, şerefiyle, düğünüyle derneğiyle nikahı altına alacağı kadının rızasını, namusunu, haysiyetini korumak; ona bakmak, doğacak çocuklarının nesebini şerefini üzerine almak için söz verir, alırdı.

Yeni kanunların, bir adamın bir kadınla nikahsız düşüp kalkmasına da izin vermemesi lazımdır. Şimdi, abdest alıp namaz kılan, Müslümanlığı kimseye vermeyen, Kapı camiinin birinci safında duran bazı kimseler, eskiden ikinci bir hanımı nikahlamış, Allah’ın ve Resulün müsaade ettiği ölçüler içinde evlenmiş kimseleri diline doluyor. Bu ne demektir?

Nikâhsız olarak kadınların ırzına namusuna tecavüz edeni ayıplamıyor, böylelerini “çapkındır” deyip geçiştiriyor; “utanmaz adam, şeref ve ırz düşmanı alçak” diyeceğine, aldırmıyor da, bir kadını nikâhla alıp onun ismetini, şerefini, doğacak çocuğun adını geleceğini emniyet altına alan, namuslu dindar Müslüman kardeşini ayıplayıp, aleyhine dedikodu yapıyor.

Dedem merhum cahilliğe, haddini bilmezliğe misal verdiği bu bahsi şöyle bitirirdi:

Oğlum, böyle konuşmanın, davranmanın manası, “Ben Allah’ın kanununu tanımıyorum, Allah izin verse de ben kabul etmiyorum, neticede ben Allah’ı haşa tanımıyorum” demektir. Bu gibi ölçüsüzlükler, Allah’ın koyduğu hududu, sınırları geçmek, haddi aşmaktır.

Bu günahı, kapı Caminin ilk safında kılınan namazlarda affettirmez. }

Ahh Koca Veyis Efendi ahh! Bir de bu günün Konya medyasını görseydin ve “Twitter Konya” yazıp görüntülere baksaydın…

 

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar