islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3835
EURO
35,0525
ALTIN
2.326,19
BIST
9.098,30
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
22°C
Pazar Parçalı Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Hakikat Ehlinin Cömertliği

Hakikat Ehlinin Cömertliği
17 Ekim 2022 12:29
A+
A-

Ali Haydar Haksal’ın kaleme aldığı “Hakikat Ehlinin Cömertliği” yazısını siz değerli okuyucularımıza sunuyoruz…

Kavramlar, bir milletin veya topluluğun ne olduğunu gösterir. Müslüman toplulukların kavramları manevî bir öz taşır. Oluşum süreciyle birlikte, bu, gidilen, fethedilen bölgelerde kendini belli eder. Müslümanların diğer topluluklarla, kitlelerle buluşmaları karşılıklı etkileşimlere neden olur. İyi ve güzel olanların etkisi kalıcılığı, sürekliliği kuşaktan kuşağa geçer.

“Cömertlik”, dayanışma, bağışlama, feda etme, verme bir kişilik göstergesi. Cömert insanlar aynı zamanda mert olur. Gözünü kırpmadan, verdiğine pişman olmayan, gözü verdiklerinde kalmayan muhsindir, bağışlayıcı ve vericidir. “Muhsin” ihsan eden, bağışlayan kimsedir. Bu kavram, aynı zamanda güzellik içerir. İslâm estetiğinin temel özünü oluşturur. Hayatın bütünü içinde güzelliklere güzellikler ve iyilikler katma.

İnsanlığa Müslümanlığın en önemli bağışıdır bu hâl. İslâm, hemen her dönemde insanlığa hayırlar ve güzellikler sunma düşüncesidir. Peygamberimiz ile insanlığın hayatına girdiği andan itibaren bambaşka bir hâl alır. Mekkeli Müslümanların Medine geçişiyle başlar bu güzellik.

Sözlüklerde “Fütüvvet” cömertlik ve bağıştır. “Hakikat ehlinin ıstılahınca halkı, dünyada da ahirette de kendinden üstün tutmaktır.”
[Gölpınarlı, agm. s. 11.]

Bir insanın bütün varlığını bağışlaması, insanî duygular açısından oldukça zor bir durumdur. Yıllarını verdiği, alnının teriyle kazandığını bir anda gözünü kırpamadan bağışlama, günümüz mantığı içinde akıl almaz bir davranış. Hakikat ehli için ise bu hem bir sevinç gerekçesi hem huzuru hem de mutluluğudur. Günümüz insanının en çok gereksinimi olan bir durumdur.

Mantığın ters yönde işlemesinde ise akıl almayan bu durum, kişinin zayıf kalmasına, fakirleşmesine, sıkıntı çekmesine neden olabilir. O an ve durum için böyledir de. Ancak onun kazanımları çok daha geniştir.

Bugün dönüp geçmişe bakıldığında isimleri kalıcı olanların yaptıkları hayırlar ve bağışlar iledir.
Müslümanların günümüzde sekülerleşmeleri, çıkarcı ve kapitalist bir zihni oluşum içinde yoğrulmaları kendi medeniyet düşünüşlerinin ve oluşlarının ne denli mantık dışı olduğu düşünülür. Kazanımlarını bağışlama saçmalığı…

İnsanlığın birbirine bağlanmasını sağlayan güzel, iyi ve hayırlı ilişkilerdir.
“Bir gün bir dilenci gelmiş, bir şey istemişti. Peygamber, buna bir şey verin dedi. Ali kalktı, gitti. Bir dinar, beş dirhem ve bir kap yemek getirdi. Peygamber sorunca dedi ki: O istediği zaman içimden bir parça yemek vermeyi geçirdim. Derken hatırıma beş dirhem vermek geldi. Giderken bir dinarım var, onu da vereyim dedim. Hatırıma geleni ve içimden geçeni vermezlik edemezdim. İşte bunun üzerine Peygamber, Lâ Fetâ ille Aliyy Ali’den başka er yok dedi.”
[Gölpınarlı agm. s. 10.].

Fütüvvet ehlinin bir kişiliği ve karakteridir bu. Müslümanları için öncü bir davranış. Erlik ve cömertliğin de bir tanımıdır bu.

Bir dilenci dilendiğinde kalıp bir söz var günümüzde. “Allah versin” denir, kişi baştan savılır. Allah’ın kendisine bağışladığını verme cömertliğinde bulunulmuyor. İnsanlığın gönlen birbirine bağlanması ancak böyle vermeyle olabilir. Günümüz Müslümanlarının birbirinden kopukluklarının asıl nedeni bu özden uzaklaşışlarıdır. Bu dayanışma ve bağlılık bir milleti güçlendirir. Manevi güç kazanılır.

Müslümanların manevî büyüklerinin beslendiği bu hâlleriyle özgün kişilikler olmuşlardır. Materyalist bakışlı kuru akılcıların kavrayamayacakları bir davranış ve bir durumdur bunlar. Sınırlanmış akıl dünyalarıyla manevi hazdan olan yoksunlukları bir milleti çoraklaştırıyor.

Bir bağışlayanın bütün varlığını bağışlaması düşünülemez günümüz akıl putuna tutulanlarca. Bırakın bütün varlığını, elindekinin bir kısmını, azını bile vermeye eli varmaz. Tanrısı insan ve putu akıl olanların yaşama tarzıdır bu. Sahih Müslüman’ın ise tarzı hiç değil.

 

 

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.