islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4770
EURO
34,9370
ALTIN
2.435,95
BIST
9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Hafif Yağmurlu
16°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

İSLAM’IN KURULUŞ İLKELERİ (2)

İSLAM’IN KURULUŞ İLKELERİ (2)
19 Eylül 2021 08:45
A+
A-

İslam’ı anlamak ileri düzeyde ayrıcalıktır. Her insanın İslam Dinini anlama kapasitesi yeterli olmayabilir. İnsanı çeşitli çevre, abluka ediyor, ya şartlandırıyor, ya baskı ile yönlendiriyor, ya da çıkar prangasına mahkûm ediyor. Kur’an ise özgür bir irade öğütlüyor.

Kur’an’da her şey mükemmel temeller üzerine yerleştirilmiştir. Çünkü sistemin sahibi bizzat Allah Teâlâ’dır. O’nun kanunlarında değişiklik olmaz. Beşerî zafiyetten hiçbir hastalık ilâhî sistemde yoktur. Özellikle İslam’ın kuruluş ilkeleri her türlü takdirin üstünde değerlerle donatılmıştır. Müslümanın mutlaka ve özenle uyması gereken temel değerler müteselsilen ifa edildiğinde sistem otomatik olarak devreye girer. İslam’ın kuruluş ilkeleri bilgilenme ile başlar ve temel değerler yerli yerine yerleştikçe sistem kuruluşu düzene girer. Bilgilenme olunca peşinden bahane üreten kişiler ve zihniyetler hastalıklarıyla beraber kaybolurlar.

Şimdi, siyasî mülahazalardan, grup taassuplarından ve refah rehavetinden arınıp birer mümin olarak dinleyebileceklere güvenerek hitap ediyorum. Biz müslümanlar olarak ilâhî ilkeleri umursamaz olduk. Allah Teâlâ zarar görmedi. Biz her şeyimizi kaybettik. Allah Teâlâ “oku” diye emretti, biz inadına cehaleti seçtik. Allah Teâlâ Alak, Müzzemmil ve Müddesir surelerinde İslam’ın kuruluş ilkelerini bize emretti, biz dönüp o ilkelerle hiç ilgilenmedik. Allah Teâlâ, “Kur’an’ı her alanda kolaylaştırdığını” ısrarla bildirdi, aldırış eden olmadı. Allah Teâlâ, “bu Kur’an en kıvamında bir sisteme kavuşturur” diyerek yaşanacak sistem olarak Kur’an’ı gösterdi, müslüman, demokrasi için ejderha kesilip müslüman kardeşlerine ateş lavları püskürtmeyi yeğledi. “Allah Teâlâ, kâfirler birbirlerinin dostlarıdır, eğer siz birbirinize dost olup gereğini yapmazsanız, yeryüzünde fitne ve büyük fesat çıkar yayılır.” diyor. (8/73) Müslümanlar birbirlerinin kuyularını kazmaktan geri kalmıyorlar.

Allah Teâlâ, çıkarcılığın ve zulmün iğrenç kaynağı faizi şiddetle yasak ediyor. Nice müslüman daha yüksek faiz pazarlığı yaparak resmen ve âlenen “Allah ve Resûlüne savaş ilan ediyor.” Allah Teâlâ, bütün bunları düzene koyacak ve Kur’an’ın ahkâmını uygulayacak “lider kadro” kurmalarını emrediyor, müslümanlar rekor düzeyde bireycilikte yarışıyorlar. Velhasıl her tür hak hukuk, helal haram, doğruluk, dürüstlük, adalet, merhamet, hizmet ve kanaat gibi değerlerimize yeniden kavuşmamızın kapılarını açık tutuyor. Bizi kendi düzenine çağıran Rabbimiz Allah Teâlâ, açık bırakmadan bütün incelikleriyle ilkelerini sıralıyor.

Buradan başlayarak Müzzemmil suresinin bir ilâ on dördüncü ayetlerindeki ilkeleri sırasıyla değerlendirelim. Allah Teâlâ, müslümanların keyfiliği maddi ve manevi bahane ve gaflet örtüsü altına girip sıvışmasını reddeder. Hatta gece ibadeti yaptırır. ”Geceleyin kalk da, az bir kısmı hariç geceyi ibadetle geçir” emrini verir. Gece ibadetleri ile yoğrulması istenir. Tabii ki bu emirlere öncelikle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem muhataptır.

Onun için öncelikle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e devamında ümmetten her Kur’an okuyana bu emir verilir. Bu emri her müslümanın mutlaka yerine getirmesi gerekir. Bu “İbadetlerde bile Kur’an’ı tertîl ile oku”  emri verilir. Yani ibadetlerde tecvid kurallarına uyarak Kur’an okunmalıdır. Bunun ne kadar sorumluluk gerektirdiğini, “gerçekten biz sana sorumluluğu ağır bir söz yükleyeceğiz” ifadesi ile Kur’an’ın ciddiyeti ve önemi hatırlatılır.

Devamında gece kalkıp ibadet etmenin ve özellikle Kur’an okumanın çok faydalı ve etkin olduğu ifade edilir. Bunlar insanın imanını ve iradesini çelikleştirir. Gündüz vaktinde yapacağı mücadele için yoğun enerji sağlar. Bu manevi mücadele, yegâne Ma’bûd Allah Teâlâ’ya zikir ibadeti ile derûnileşir. Çünkü bu ibadet için Rabbimiz mutlaka önemsenecek bir ibadet olduğunu şöyle buyurur. “Masivâdan sıyrılıp yalnızca Ona yönelerek Rabbinin ismini zikret.” Zikir kalbî dengeleri ayarlar.  Mümin bu zikir ile benliğini Rabbine teslim eder. Kullukta kıvam bulur. Bu haliyle de davasının fedâisi olur. Büyük davanın fedâileri hazırlanınca Cenabı Hak liderlerini de yaratır. Allah’dan başka hiç kimseden korkmayan

Yalnız O’nu vekîl edinen ve kim ne söylerse söylesin sabreden çelik gibi bir irade edinir.

Şimdi düşünebiliyor musunuz? Kim, Azîz ve Celîl Allah Teâlâ ile pazarlık yapabilir?

            Terk edilmesi düşünülemez ilkeler bizim içindir!

Esselamu aleykum.

İlhan ORAL

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.