islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5005
EURO
34,7513
ALTIN
2.483,07
BIST
9.568,91
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
14°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
19°C

Kim Derdi ki Kemalizm’in Sonu Chp Eliyle Olacak

Kim Derdi ki Kemalizm’in Sonu Chp Eliyle Olacak

Zannetmeyiniz ki Atatürk(çülük) ile ilgili tartışma, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu‘nun partinin kuruluş yıldönümünde Türkiye’nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk‘ten Atatürk demeyip de sadece “Gazi Mustafa Kemal” diye söz etmesi ile başladı. Atatürk(çülük) tartışması, demokrasiye geçiş ile hiç gündemden düşmedi ki? Ancak son olay, Atatürk(çülük) tartışmalarının artık sonunun bir başlangıcı olduğunu gösteriyor. Çünkü tartışma, bizzat en koyu Atatürkçü olduğunu düşündüğümüz CHP içinden ortaya çıkıverdi. Olay nasıl gelişti?

Koyu Kemalist CHP’liler, “Atatürk” ifadesini kullanmaması sebebiyle sosyal medya hesaplarından tepki gösterdiği Kaftancıoğlu, kendisini suçlayanlara “klavye Atatürkçüsü” sözleriyle tepki gösterdi. Tartışma böylece iyice alevlendi. Meğer ne kadar çok değişik türde Atatürkçü varmış ülkemizde. “Gardropçu Atatürkçüler, Milliyetçi Atatürkçüler, Kemalist Atatürkçüler, Sosyalist Atatürkçüler, Sosyal Demokrat Atatürkçüler, Devrimci Atatürkçüler, Ülkücü Atatürkçüler, Liberal Atatürkçüler, Muhafazakâr Atatürkçüler, Ateist/Deist Atatürkçüler ve üstelik Dindar Atatürkçüler.

Aslında Türkiye’de hangi görüşten olursanız olunuz, T.C. vatandaşı olarak isteseniz de istemesiniz de Atatürkçü olmak zorundasınız. Demokrasiye ve hukuka aykırı da olsa 12 Eylül’ün anayasası böyle emrediyor. Böyle bir psikolojik baskı altında olduğumuz için, herkes kendi dünya görüşü ekseninde veya kendi inancına yakın bir biçimde Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü görmek istiyor. Bu gerçeği zamanında eski dış işleri bakanımız İhsan Sabri Çağlayangil, şu şekilde ifade etmiştir: “Atatürk, âdeta muz haline getirildi. Ne niyetle yenilirse. o tadı veriyor. Sağcısı, solcusu, muhafazakârı Atatürk’ten misal veriyor, örnek aldığını iddia ediyor.” Muz tadı değil artık Kemalizm kabak tadı vermeye başladı. Herkes, kendine göre bir iddiada bulunuyor ama hangisi doğru?

Hiçbir de doğru değil. Sosyal demokratlar, asla Atatürkçü olamaz. Sosyal demokrasiyi bilen, ne demek istediğimi anlar. Demokrasi ile Atatürkçülük birbiriyle ne kadar bağdaşabilir ki? Liberaller, haddizatında hiç Atatürkçü olamaz. Devletçilik ilkesi, hiç serbest piyasa ekonomisi ile bağdaşır mı? Şuurlu dindarlar ise hiç mi hiç Atatürkçü olamaz? Dini emirleri devlet nezdinde yok sayan, dine saygılı olmayan laiklik ile İslâm’ın evrensel siyasî, ekonomik ve sosyal nizamıyla hiç mi hiç bağdaşmaz. Öyle ise derin devlet, neden ikide bir dindarları ön plâna atarak, onların üzerinden Atatürk(çülük) ile din (İslâm) arasında sanki ahenkli bir bağ varmış gibi çaba göstermek istiyor?

Bir taraftan Atatürkçülüğün din ile bir sorunu olmadığını ispat etmek istercesine Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinde muhafazakâr/dindar siyasetçiler, partinin en üst yönetim birimlerinde yer alır (ee son olarak da başörtülü bir bayan bile yönetime girdi), diğer taraftan da şeyhlik unvanıyla da bilen Haydar Baş gibi bir siyasetçi/parti başkanı, “Hoş Geldin Atatürk” isimli bir kitabıyla Atatürk’ün soyağacının Peygamberimize (sav) dayandığını iddia ederek, onu evliya makamını yüceltir. Yetmedi; Türkiye’de binlerce Atatürk İlke ve İnkılap dersi veren binlerce öğretmen olduğu halde ve binlerce akademisyen hüviyetinde Yakın Tarih Hocası olduğu halde Mehmet Ali Öz isminde emekli bir imam, ayna maksat doğrultusunda “Atatürk’ün Ailesi” ile bir kitap çıkartıyor.

Yani, Derin devletin de tespit ettiği gibi, Türkiye’de CHP’liler dâhil hemen hiçbir kesim, doğru dürüst Atatürkçü olamadı, o halde şu saf Müslümanları bari Atatürkçü yapalım ki, Kemalist ilkelerin varlığı biraz daha devam edebilsin. Gerekirse Cübbeli Ahmet Hocayı devreye sokalım ve ona Atatürk ile ilgili sorular soralım. Bakınız verdiği cevaplara, hiç de “ben Kemalist değilim, ben nasıl Atatürkçü olabilirim? Gerçek bir Müslüman, asla Kemalist olamaz. Hem fikren, hem de dinen.” diyemiyor. Biraz da sahte tarikatları devreye sokalım, Atatürkçü olan Mevlevilerden yararlanabiliriz. Âyinlerini istedikleri gibi yapmalarına müsaade edelim, ama daha anlamlı ve bizim niyetimiz doğrultusunda olması için, Atatürk posterli bir tişört ile âyin yapsınlar.

Çok girift bir teşebbüs. Din ve Atatürk(çülük) ile bu kadar çok oynayan bir toplum olmayı hak etmiyoruz. Derin devlet, Atatürk(çülük) rejimini ayakta tutabilmenin derdinde, CHP ise özellikle dindar kesimden ve Kürt kardeşlerimizden nasıl daha çok oy alabilirim telaşında? Atatürk demeyelim, böylece Atatürk’ü sevmeyen ve Atatürk ismini benimseyemeyen Kürtlerden de oy alabiliriz hesabı tutar mı? Tutar tutmaz, onu ben bilemem ama gerçek şu ki, CHP bile demokrasinin bir gereği olarak iktidara gelebilmek için, daha çok oya ihtiyaç duyuyor. Atatürk(çülük)’ten taviz verilmediği sürece daha çok oy almak da mümkün olmadığına göre CHP’liler, cahiliye döneminde olduğu gibi nasıl ki müşrikler kendi elleriyle yaptıkları helva putunu darlık döneminde yemeye başladılar ise bugün de Atatürk(çülük) rejiminin içini boşaltmak mecburiyetinde kaldılar.

Velhâsıl

Kim derdi ki Kemalizm’in sonu CHP eliyle olacak. Kemalizm üzerinden ne kadar çok sinsi plân yapılsa da yapılsın Allah, er veya geç nurunu tamamlayacaktır. İşte kader, bu süreci hızlandırmaktadır. Yeter ki Müslümanlar, Hak ve Bâtıl noktasında saflarını iyice belirleyebilsin.

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.