islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
16°C
Salı Az Bulutlu
19°C
Çarşamba Az Bulutlu
20°C

KİTAPLARIM

KİTAPLARIM
29 Kasım 2023 09:00
A+
A-

Önce yayınlanmış ve yayınlanacak olan kitaplarımızın bir listesini verelim. Sonra da kısaca yazılış hikâyelerine geçeriz.

2019 YILI İTİBARIYLA YAYINLANMIŞ KİTAPLARIMIZ

Süleymaniye Minberinden İslâm Nizamı

İslâm’da Batıla Benzemenin Hükmü     (İslâmî Kimliğimizi Korumak)

Allah’ın Resûlü’nden Hayat Düstûrları

Cuma Mesajları

İslâm’a Göre Cinsel Hayat

Hac Yüceliğe Çağrıdır

Kur’ân ve Sünnet Işığında Cariyeler ve Sömürülen Cinsellikleri

Kur’ân ve Sünnet Işığında Cennet Hayatı,

Namaza Çağrı

Kadın, Aşk ve Aile Üzerine Söyleşiler

YAYINLANACAK KİTAPLARIMIZ

İnşaallah yayınlanacak bir çok kitabımız daha var:

Fetva İste. Com İsimli Sitemizde Sorulara Verdiğimiz Cevaplar

İslâm Açısından Çevreye Bakışımız

Peygamberimizin Veda Haccı

Din -Kadın-Cinsellik-Aile Üzerine Araştırmalar/Söyleşiler

Mirat Haber Com. Yazılarımız

Bilmemiz Gerekenler

Bilmemiz Gerekenler, aynı başlık altında Vakfımız ARDEV stüdyosunda çekip 50 kadar Anadolu televizyonlarında yayınladığımız farklı konulardaki 45 dakikalık 175 adet Programın deşifre ve tashihinden oluşacaktır. Bu programlar Ali Rıza Demircan Youtube kanalına girilerek izlenebilir. https://www.youtube.com/user/alirizademircannet

Bir bölümünü hazırladığımız bu hacimli çalışmamızı tamamlayabilmemiz için Rabbimizden sağlıklı ömür istiyor, okuyucularımızın duasını bekliyoruz.

1. Süleymaniye Minberinden İslâm Nizamı

Süleymaniye Camii Hatipliğine tayinimizle birlikte Cuma hutbelerimizi hazırlayıp yazmaya, camiimiz minberinden de okumaya/sunmaya başladık. Hutbelerimizi üniversite gençliğimizin seviyesini ölçü alarak ve de gündemi takip ederek hazırlamaya çalışıyorduk.

Gündemi Minber’e Taşıyorduk

Gündemi Minbere taşıyıp İslâm açısından bilgilendirmek cemaatimizin ilgisini çekiyordu. Mesela birilerinin önderliğine güçlü vurgular yapıldığında “Önderimiz Peygamberimizdir” başlıklı hutbelerimizi yazdık.

Şerîat denilerek İslâm’a saldırılınca biz de “Şeriat Nedir?” konusunu sunduk.

Turizm konusu gündeme taşınınca “Turizm” hutbelerimizi kaleme aldık. 1972 Münih Olimpiyatları başlayınca “İslâm ve Spor” konusunu işledik.

Faiz, işçi-işveren konuları öne çıkınca ve fakirlik istismar edilince biz de “İslâm ve Faiz Sömürüsü, İslâm’da İş İşveren ve İşçi ve Fakirlik Problemi” hutbelerimizi minber’e taşıdık.

Problemler artınca “Bunalımlarımız Günahlarımızdan Kaynaklanıyor” dedik. Herkes kendi kafasına göre konuşunca “Hayata Müslümanca Bakmalıyız” diyerek uyarıda bulunduk.

Müslümanlar arasında namazsızlık ve yarı üryanlık/çıplaklık artınca “Namaza Çağrı ve Tesettür” konulu hutbelerimizi yazıp öne çıkardık.

Verdiğimiz örneklerle gündemi takip ederek hutbeler yazdığımıza yeterince değinmiş olduk sanırım.

Talep Olunca Hutbelerimizi Kitaplaştırıp Yayınladık

Biz hutbelerimizi yazıp sunarak vazifemizi yaparken yayınlamayı düşünmüyorduk. Özellikle Anadolu’dan gelerek hutbelerimizi dinleyen ticaret erbabı, genç siyasiler ve izin alıp gelerek hutbelerimizi dinleyen Din Görevlileri, dinledikleri hutbelerin birer nüshasını isteyince hutbelerimizi yayınlama fikri doğdu. Bu arada hutbelerimizi Tohum Dergisi’nde yayınlamaya başlamıştık.

Hutbelerimizde gücümüz ölçüsünde İslâm’ı bir hayat düzeni olarak sunmaya çalıştığımız için hutbelerimizi İslâm Nizamı adıyla kitaplaştırarak yayınlamaya karar verdik.

İslâm Nizamı’nı yaşamak ve yaşatmak aşkını ruhunda duyan biricik istikbal ümidimiz aziz gençliğimize” ithaf ederek 1971 de birinci, 1974 de ikinci ve 1979 başında üçüncü cildimizi yayınladık.

Üçüncü cildi yayınladığımızda kapakta şu tanıtımı yaptık:

İslâm Dini’ni aslî güzelliği içerisinde bir hayat nizamı olarak sunmaya çalışan İslâm Nizamı, başta din görevlileri, öğretmenler, öğrenciler, politikacılar ve sendikacılar olmak üzere her kültür seviyesindeki müminler için bir müracaat kitabıdır.

İmam-Hatiplerimize de şöylece bir çağrıda bulunduk:

MUHTEREM İMAM-HATİP!

Bugüne kadar belki de alıştırıldığın için alıştığın hutbe geleneğini sürdürmek istiyorsan seninle anlaşmamız zordur.

Ama gayr-ı İslâmî ilke ve kurumların hâkim olduğu ve batıllara çağrılar yapıldığı toplumumuzda İslâm Şerîati’ni sunamamanın yüreğinde ezikliğini duyuyor, camilerde olsun Hakk’ı söylemenin aşkını ruhunda taşıyorsan seninle anlaşabilirim. Sana arkadaşlık yapabilir, hutbelerimle sana yardımcı olabilirim.”

Yetişen ve yetişmekte olan 40 yaş altı gençlerimiz camilerimizde hangi konular işlenerek bu günlere gelindiğini bilmiyor. Oysaki oluşturulmasına katkı verdiğimiz cami içi ve harici kültürümüzle sunulan bilgi ve bilincin değil geliştirilmesi, korunamadığının, bu sebeple yönetimde yetkili olduğumuz dönemlerde inançlarımız ve değer yargılarımızla yaşantımız arasındaki makasın açıldığının bilinmesi gerekir.

İslâm Nizamı ile ilgili yargılanma faslını ve ilgili önemli gelişmeleri ‘Mahkemeler/Yargılanmalarım’ bölümünün “Beyoğlu Sorgu Hakimliği’nde Yargılanışım” kısmında açıklamaya çalıştım.

2-Cuma Mesajları

Hutbelerimiz, Süleymaniye Minberinden İslâm Nizamı adıyla yayınladığımız 169 hutbeden ibaret değil. İslam Nizamı’nın üçüncü cildi 1979 yılı başında yayınlandı. 1981 sonuna kadar Süleymaniye Camiinde üç yıl boyunca sunduğumuz hutbelerle, sürgün edildiğimiz Büyük Piyale Camiinde üç yıl içinde hazırlayıp okuduğumuz hutbeler var. Bunlara bir de Akit gazetesinde Cuma Mesajları başlığı atında yayınladığımız hutbelerimizi ilave edersek sayı 310’u bulmaktadır. Son yüz kırk (140) hutbeyi Cuma Mesajları adıyla neşrettik.

3-İslâm’da Batıla Benzemenin Hükmü

Süleymaniye Camii İmam Hatipliğim döneminde yazıp yayınladığım ikinci eserim de İslâm’da Batıla Benzemenin Hükmü’ dür.

Yazılış macerası şöylecedir:

Haseki Eğitim Merkezi’nde, takriben iki buçuk yıl süren eğitimimiz 1978 Haziran’ında mezuniyet tezimizle noktalandı

Hazırladığım İslâm’da Yabancı Ümmetlere Benzememek konulu tezim küçük bir kitapçık boyutundaydı. Konu gerçekten orijinaldi. Tez olarak sunuluşundan iki ay sonra Sebil Gazetesinin 136142. sayılarında yayınlanınca alaka gördü. Üzerinde çalışarak içeriğini çeşitlendirdim, hacmi de büyü-

müş oldu. Böylece ‘İslâm’da Batıla Benzemenin Hükmü’ adıyla basılan bir esere dönüştü.

Bâtıl din ve ideoloji mensuplarına benzemenin büyük ölçüde kılık-kıyafet alanında başlayıp yaygınlaştığını dikkate alarak İslâm’ın kılık-kıyafetle alâkalı emirleri, tavsiyeleri ve yasaklarını daha geniş bir şekilde müstakil bir kısımda inceleyip ilk baskısından sonra kitaba ilave ettim. Eserimiz süre içinde daha da geliştirildiği için son baskıları İslâmî Kimliğimizi Korumak adıyla yayınlanmaktadır.

İlk baskısı üzerinden yaklaşık kırk yıl geçmiş olmasına rağmen kitap güncelliğini korumaktadır. Gerçeği dile getirmek gerekirse -riskli bir konu olduğu için olacak- henüz aşılamamıştır.

Bu Kitabımızla, bir-iki asrı aşkındır İslâm ülkeleri üzerinde egemen olan kültür emperyalizmine karşı yeni yeni başlayan mukaddes kültür cihadımıza, küçücük de olsa bir katkı verildiği inancındayım. Dâvamız, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdü senadır.

4-Allah’ın Rasulü’nden hayat düsturları

Süleymaniye Camii Hatipliğinden yaklaşık 20 ay sonra İmam Hatipliğine geçiş yaptığımda Cuma dışında haftada üç gün de vakit namazları için Camiye geliyordum. Diğer vakitlere nispetle öğle namazlarında cemaatimiz iyiceydi. Daimi cemaatimizi, camiimiz çevresinde olan sanat ve ticaret erbabı oluşturuyordu. Ama Camiimiz tarihî bir mimari âbide olduğu için dışarıdan gelen cemaatimiz de az değildi.

Kitabımızın Oluşma Süreci

Benim hafızlığım kuvvetliydi. Namaz kıraatim de iyiydi. Ama Namaz sonrasında okuyacağım aşr-i şeriflerle temayüz edebilecek kıvamda değildim. Bu sebeple kendim ve cemaatim için verimli yolun öğle namazları sonrasında ayağa kalkarak 5-6 dakikalık sohbetler olabileceği kanaatine vardım. Bu sohbetlerde bir âyet veya bir hadis okunabilir ve güncel hayatımızla irtibatlandırılarak açıklaması yapılabilirdi. Pek tabii ki bu da çalışmayı gerektiriyordu. Allah’ın bir lütfu olarak yaptığımı farklı yapmak isteyişim, beni daha verimli olacak bir tercihe yönlendirdi. Ayak üstü sohbetlerimde bu usulü uygulayacaktım. Şimdi sözü Kitabımızın önsözünden bazı pasajlara bırakalım:

Kitabımızın Önsözünden

“Süleymaniye Câmii İmam ve Hatibi olarak fiilen irşad görevinin içinde bulundum. Hutbelerimi, vaazlarımı, ayrıca seminer ve konferanslarımı hazırlamak için de sürekli olarak kaynak tefsirler ve hadîs kitapları ile irtibatlı oldum.

Tefsirleri ve hadîs kaynaklarını mütalaa ederken Peygamberimiz’ le Ashâb-ı Kiram arasında sual-cevap tarzında geçen konuşmaları ihtiva eden hadîsler ilgimi çekmiştir. Düz hadîslere nazaran üzerimde daha fazla bir tesir vücuda getiren bu hadîslerin hitap ettiğim insanlar üzerinde de farklı bir tesir icra ettiğini gördüm. Öğreticilik ve belleticilik vasfı büyük olan bu hadîslerin nefsim ve hitap ettiğim insanlar üzerindeki farklı ve verimli tesirini tespit edişim, beni bu gibi hadîsleri derlemeye yöneltti.

Bir hadise dayalı olan yaygın bir geleneğe uyarak önce “Kırk Hadîs” hazırlayıp neşrettim. Böylece başladığım çalışmalarım sonunda “Allah’ın Resûlü’nden Hayat Düstûrları” isimli bu eser hazırlanmış oldu.

Kitabın Özellikleri

  • Peygamberimizin Ashâb-ı Kiram’ın suallerine verdiği cevaplar, kendisine has öğretim usûlüyle sualler sorarak yaptığı açıklamalar ve müşahede ettiği olaylar sebebiyle verdiği emirler ve koyduğu yasaklardan seçilmiş 700 kadar hadisi ihtiva eden ilk Türkçe neşir olması bakımından kitabımız orijinal bir çalışma olarak kabul edilebilir. Hadislerin açıklamasında yer alan hadisler de 700 kadardır.
  • Hadîslerin her birinde hadisin bir bölümü ile veya muhtevasına

uygun cümlelerle başlıklar konulmasını bir yenilik olarak değerlendirmek mümkündür.

  • Az sayıda açıklamalarla da olsa hadîslerin sunduğu mesajlara, yaşadığımız döneme ışık tutacak boyutlar içinde yorum getirilmesi de kitabımızın bir hususiyeti olarak görülebilir.”

Usulümü Bizzat Uyguladım

Yukarıda ayaküstü sohbetlerimde oluşturduğum usulü uygulayacaktım demiştim. Öyle de yaptım.

Süleymaniye Câmii’nde nöbetçi olduğum günler, öğle namazlarından sonra mihrabda ayağa kalkarak kitabımızda yer alan hadîslerin hemen hemen tamamını üçer-beşer dakikalık sohbetler halinde cemâate sundum. Pek feyizli ve de verimli oldu. Uyguladığım usulumu özellikle imam hatiplere de şöylece tavsiye ettim:

“Va’z edecek seviyede olsun veya olmasın İmam-Hatiplerimizin her birinden ricam, bu hadîsleri sıra ile veya seçerek cemâatlerine sunmalarıdır. Bunun için önce seçilen hadisi 3-5 defa okuyarak ezberlemeli veya ufak bir kağıda yazmalı, mihrabda ayağa kalkarak en az iki kere tekrarlamalıdırlar. Bunu yapan İmam-Hatipler kısa bir süre sonra kendilerinde ve cemâatlerinde vukua gelecek müsbet gelişmeyi göreceklerdir. Cemâatlerine yararlı olamayan İmam-Hatiblerin pek büyük bir vebal altında olduklarını bilmem hatırlatmaya lüzum var mıdır? “

Kitabımız Halkımıza da, İlim Adamlarımıza da Hitap

Etmektedir

Aziz Okuyucum! Bu kitabımız yalnızca halkımız için değil ilim adamlarımızın da kullandığı bir kaynak oldu. İki hadis profesörümüz Mustafa Ağırman ve Mustafa Karataş, kitabımızı kaynak gibi kullandıklarını açıklama inceliğini göstermişlerdir.

Bu bölümü bitirirken bir hatıra ile noktalayalım.

Öncesinde benim de belirlemediğim bir hadisi seçer, değinildiği üzere ayağa kalkar konuşmamı yapardım. İnanınız, imam odasına gelirken cemaatimizden mutlaka biri gelir, şöyle deyiverirdi:

– Hocam! Açıkladığınız konu benim bir dönemdir kafamı meşgul eden ve öğrenmek istediğim bir konuydu. Allah razı olsun.

Kendime soruyorum, yoksa Rabbimiz bizi halkımızın ihtiyacına göre mi konuşturuyordu?

5-İslam’a göre cinsel hayat

İslâm’a Göre Cinsel Hayat, Süleymaniye Camii’nden sürüldüğüm Büyük Piyale Camii İmam Hatipliğim döneminde yazılıp 1985 başında yayınlandıysa da malzemesi çok büyük ölçüde Süleymaniye Camii döneminde hazırlanmıştır.

Kitabın İçeriği

Kitabın birinci cildinde Kur’ân ve Sünnet Düstûrları’na göre insanın cinselliği ve cinsel hayat üzerinde durulmuş, cinsel öğretimin gerekliliği açıklanmıştır. İslâmî ölçülere uygun cinsel hayatın ibadet hayatının bir bölümü olduğu belirtilmiş cinsel hayattan çekilmenin haramlığı vurgulanmıştır.

Birinci ciltte meşru cinsel hayatın evlilik hayatı olduğu beyan edilmiş , cinsel mutluluğa erdirecek sebepler hadisler ışığında onbir başlık altında incelenmiştir. Eşler arasında cinsel haramlar ve kaçınılması öğütlenen cinsel davranışlar ise ayrı ayrı açıklanmıştır. İslâm Aile Hukuku’nda eşlere evliliği sona erdirme hakkı veren cinsel kusurlar ve hastalıklara değinilmiş, evlilik yanı sıra nafaka, boşanma ve kadının boşanması ve kocanın ölüm halinde beklenilmesi gereken süredeki cinsel motifler gösterilmiştir. Ayrıca genişçe bir inceleme ile cinsel kıskançlık incelenmiştir.

Eserin ikinci cildinde Kur’ân ve Sünnet yasalarına göre baş cinsel haramlar olarak zina, homoseksüellik, sevicilik, röntgencilik ve hayvanlarla cinsel temas incelenmiştir. Bağımsız cinsel haramlar olmakla birlikte baş cinsel haramların da sebeplerini teşkil eden çıplaklık, şehvetle bakışmak, kadın-erkek beraberliği ve cinsel mûsiki açıklanmış, cinsel sözler, yazılar resimler ve filmlerin etkileri ve dinî hükümleri de beyan edilmiştir.

Kur’ân ve Sünnet Ölçüleri Işığında haramların sebepleri olarak zina, eşcinsellik ve eğlence sektörünün meşrulaştırılıp yatırım alanı haline getirilmesi ve fakirlik ayrı ayrı incelenmiştir. Ayrıca İslâm Ceza

Hukuku’na göre cinsel suçların cezaları belirtilmiştir

Bu ciltte, sınırlı çok kadınla evlilik ruhsatı , Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed’in evlilikleri, İslâm Hukuku’nda savaş esireleri olan Cariyelerin Sömürülmesi de açıklanmıştır. Son bölümde ise Cennet’te Cinsel Hayata yer verilmiştir. 

Kitabımızın Yankılanması

Kitabın etrafında oluşan ve oluşturulan fırtınalara ve yargı süreçlerine kitabımızın ’ Mahkemeler ve Yargılanmalarım ‘ bölümü ile ” İslâm’a Göre Cinsel Hayat’ın Yazılışı ve Gelişen Olaylar ” bölümünde değinmiştik. Burada yalnızca bir noktaya işaret etmek isterim: Türk Hukuk Tarihi’nde belki de ilk defa bu eserimizden ötürü, aynı anda hem lâikliği ihlâlden, hem de İslâm Dini’ni küçük düşürmekten yargılandık.

Kitabımızla ilgili olarak dünyaca ünlü Time, Stern, Actuel, Panaroma, elMücteme’ ve Ahbârü’lÂlemi’lİslâmî gibi yabancı yayın organlarında haberler ve röportajlar yayınlandı. Ayrıca BBC, İsveç Radyosu, Hollanda Radyo su ve Alman ARD televizyonunda haberler ve röportajlar yer aldı.

Yankılar ve yargılar sırası ve sonrasında kitabımızın ardı ardına baskıları da yapıldı. 35 yıllık süreç içinde -korsan baskıları dahil- 300.000 adet basıldığı kanısındayız.

İslâm’ Göre Cinsel Hayat İngilizce’ye tercüme edilerek Sexual Life According To İslâm ismiyle Amazon’da satışa sunuldu. Rusçası ise Moskova’da 5000 adet basıldı. Uygurcası ise Uygurca sitelerde yayınlandı.

Kitabımız tabiat manzaraları ile görüntülenerek Hayri Küçükdeniz tarafından da seslendirilmiştir.

Çalışmaları başarı ile taçlandıran yalnızca Allah’tır. Biz de O’na hamd ederiz.

6-Kur’ân ve Sünnet Işığında Cennet Hayatı

İslâm penceresinden bakıldığında fevkalade mühim olan bu konuda Tükçemizde çok az çalışma yapılmıştır. Kitabımız özgün bir çalışmadır. Başarılı kıldığı için Rabbime hamdediyorum. Pek çok defa basılan Kitabın kapak baskısındaki tanıtımını sunmakla yetiniyorum:

“Bu kitapta Kur’ân ve Sünnet’e Göre Cennet Hayatı açıklanmaktadır.

Cennet’te hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir kalbin de tasavvur edemeyeceği nimetler ve zevkler vardır. Arz edilenler de anında verilecektir. Ancak onun asıl büyük nimetleri ve zevkleri, başta ‘Allah’ın güzellik sunumlarına bakmak’ olmak üzere, mahiyetlerini kavrayamayacağımız manevî nimetleri ve zevkleri olacaktır.

Üstelik bize açıklanan nimetler ve zevkler temsilidir; örnek türündendir. Cennet’te daha büyük ve görkemlileri ile karşılaşılacaktır.”

  1. Kur’ân ve Sünnet Işığında Cariyeler ve Sömürülen Cinsellikleri

(Köleliği ve Odalık Uygulamasını Kaldıran İslâm Savaş Esirliği Sisteminin Kur’ânî ve Nebevî Temelleri)

Bütün nimetlerin Mevlâ’mızdan olduğu hakikatini nefsime bir daha hatırlatarak ifade edeyim; bu Kitap, padişahlık ve benzeri babadan oğula intikal sistemlerinin, İslâm’ın ve müminlerin sırtına yüklediği kamburu, Kur’ân ve Sünnet ile ameliyat masasına yatıran devrim nitelikli ilmî bir çalışmadır. Önemi giderek anlaşılacak ve inşaallah kaynak olarak varlığını sürdürecektir. Kitabın içeriğine ışık tutan kısa tanıtımını sunuyorum:

[Kurduğu “Savaş Esirliği Sistemi” ile gücü kırılan ve stratejik hedefleri tahrip edilen düşmandan esir alınmasını onaylayan İslâm, esirlerin de karşılıksız veya Fidye karşılığı bırakılmasını emretmiş, onların öldürülmelerini ve köleleştirilmelerini yasaklamıştır.

İnsan üzerinde ilahlaşma olan kölelik mütekabiliyet/bire bir karşılık verme yoluyla yasallaştırılamayacağı gibi, tutsaklar da uzun süre esirler olarak tutulamazlar. Çünkü İslâm, özgürlük fidyelerini veremeyecek esirlerin özgürlüklerine kavuşturulmaları için İslâm Toplumu’nun resmi vergisi olan Zekât gelirlerinden fon ayırmış, onlarla özgürlük sözleşmesi yapılmasını (Kitabet) emretmiş, özgürleştirici cezalar ve kefaretler belirlemiştir.

Kur’ân, nikâh şartını getirerek esir kadınlar olan cariyelerle odalık yani nikâhsız eş olarak ilişkiye girilmesini haram kılmıştır. Kişi Kur’ân’ın belirlediği şartlarla kamuya ait olan ve şahısların yönetimine bırakılan cariyelerle evlenebildiği gibi ilgili kamu yönetiminden izin alarak kendi cariyesiyle de evlenebilir.

Cariyeler mal değil Allah’a kullukla yükümlü insan oldukları için alınıp satılamazlar. Dönemimizdeki sporcu satışları benzeri yalnızca devir işlemleri yapılabilir. Sınırlı istisnaları dışında temel hakları da yürürlüktedir.

Kitabımızda geleneksel kabullerimizle çelişip çatışan gerçeklerin Kur’ânî ve Nebevî temelleri ortaya konulmaktadır.”]

Bu kitabımız Arapça ve Fransızca’ya tercüme edilmiştir.

8. Hac ve Umre Yüceliğe Çağrıdır

440 sayfalık bu eserimiz yaklaşık 25 Hac ve iki katı Umre yapılarak uzun yıllar içinde telif edilmiştir. Gerçeği ifade etmek gerekirse orijinal bir çalışmadır.

Kitabımız Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed’in Veda Haccı, Hac Yüceliğe Çağrıdır, Yorumları ve Dualarıyla Hac ve Umre, Allah’ın Resûlü’nün Dilinden Hac ve Umrenin Faziletleri, Kutsal Yolcuya Bilgiler-Uyarılar başlıklı beş küçük kitapçıktan ve Remy-i Cimar/Şeytan Sembollerini Taşlama adlı hacimli bir Tebliğ’den oluşmaktadır.

9-Namaza Çağrı

Bu eserimizi arka kapağında yer alan içeriğini yansıtıcı tanıtım yazısıyla sunuyorum:

Kitabın Muhtevası

Namaz, Kelime-i Şehâdet getirilerek Allah ile yapılan sözleşmenin yenilenmesidir. İslâm Dini’ne imanın gerektirdiği temel ibâdettir. Rabbimizin huzurunda sorgulanacağımız ilk kutsal görevimizdir. Allah’ımızın rızasına erdirecek en faziletli ameldir. Çünkü Namaz, Allah’ın egemenliğini fiilen tanımadır. Onun hükümranlığına boyun eğiştir.

Namaz bedenin, aklın ve kalbin katılımı ile gerçekleştirilecek bir ibâdettir. Namaz İslâmî imanın belgesidir. İnancın yaşama dönüşüdür. Vüctta baş konumundadır, İslâm’ın ana sütunudur.

Namaz yıldızlar, dağlar, hayvanlar ve denizler gibi her bir varlığın ibâdet şekillerini içeren, bunun için de ayakta, eğilerek ve yere kapanarak yapılan kulluk zirvesi ibâdettir.

Namaz, bize bizden yakın olan Allah’ımızla beraber olduğumuz bilincine yükselten ibâdettir. İnsanın Allah’a en yakın olacağı secdeyi içine alan bir ibâdet olduğu için namaz, bütün peygamberler ve kutsal kitapların görev kıldığı ibâdettir. Örneğin; Hz. İbrahim ve bağlıları, Hz. Musa ve inançlıları Hz. İsa ve havarileri namazla Allah’a ibâdet etmişlerdir.

Namazı müminin miracı, gözünün nuru ve Cennet’in anahtarı olarak niteleyen Hz. Muhammed de namazla Allah’a ibâdet etmişler ve onun şanlı ümmeti olan bizler de beş vakit namazla yükümlü kılınmışızdır.

10. Söyleşiler

Bu kitabımız, evlilik, aile ve sevgi üzerine yapılan söyleşilerden oluşmaktadır.

Bölümün Son Sözü

Kitaplar okunması ve âhiret yatırımı olması için yazılır. Nesiller yenilendiği için tekrar tekrar gözden geçirilmeleri ve tanıtılmaları lazımdır.

Bütün kitaplarımın tüm haklarını, kurduğum Ali Rıza Demircan Eğitim Vakfı’na verdim. Sitemden indirilebilir. Kaliteli basım yapılması şartıyla, Vakfımızdan yazılı izin alınarak her biri basılabilir ve tercüme edilebilir.

NOT: Kitaplarımız vakfımız ARDEV’den istenebilir.

(Devam edecek)

ALİ RIZA DEMİRCAN

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.