islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,6139
EURO
34,8224
ALTIN
2.509,77
BIST
9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cumartesi Açık
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
22°C

Komplo teorisi değil gerçek

Komplo teorisi değil gerçek
6 Nisan 2021 08:10
A+
A-

Şaban DOĞAN

“Su uyur düşman uyumaz” derdi atalarımız. Gerçekten de uyumuyorlar… Müslümanların üzerine her zaman kurguladıkları ve hayata geçirme eğiliminde oldukları senaryoları var.

Ebu Cehil zihniyeti frekansını hiç değiştirmedi. Aynı frekanstan yayın yapmaya devam ediyorlar maalesef. Mekke döneminde Müslümanları insan yerine koymadan eziyet eden, bir mahalleye hapsedip boykot uygulayarak küçücük bebekleri bile açlığa ve susuzluğa mahküm eden, Peygamberimiz’i (sav) hicret ederken dâhil olmak üzere defalarca öldürmeye kalkan, İslam’ı boğmak ve yok etmek için Medine’ye defalarca saldıran zihniyet, günümüzde de aynı frekans üzerinden İslam’a ve İslam âleminin üzerine saldırıyor.

Bu bazen İslamofobi oluyor, bazen de İslam Korkusunu dünyaya pompalamak adına Peygamberimize açıktan hakaret şeklinde…

Bazen Müslümanların üzerine 28 Şubat olarak geliniyor, bazen de 15 Temmuz olarak…

Eğer Müslüman ülkelerin bazıları söz dinlemez olur da azıcıkta olsa küresel güçlerin aleyhine tavır koyarsa, aynı Mısır’da olduğu gibi bir darbe ile hükümetler düşürülüyor ve binlerce insan idam sehpasında veya çıkan olaylarda kurşunlandığı için can veriyor.

Türkiye’de 12 Eylül darbesi olduğu zaman birileri, ABD başkanının kulağına “Bizim çocuklar başardı” diye fısıldıyor.

Hıristiyanlar Haçlı zihniyetinden, Yahudiler de büyük Ortadoğu projesinden vazgeçmemiş ve tüm hızlarıyla çalışırken, bizim kendimize vatan yaptığımız Anadolu topraklarının stratejik konumunun her geçen gün artığı bu dönemde; dilimizin döndüğü kadarıyla konuşuyor, kalemimizin gücünün yettiğince de yazmaya çalışıyoruz.

Bütün bunları söyleyince, sanki yüzyıl başında koskoca Osmanlı devleti dağıtılıp paylaşılmamış gibi, ezanı Türkçe’den orijinal diline çevirip okuttuğu için Başbakan Adnan Menderes darağacına gönderilmemiş gibi, İslam Birliği için ömrünü veren merhum Erbakan hoca 28 Şubat sürecinde düzmece senaryolar ile iktidardan uzaklaştırılmamış gibi, CIA’ın destek ve yardımıyla 15 Temmuz akşamını yaşayıp da 252 şehit vermemişiz gibi; günümüzde yaşadığımız ve bizlere yaşatılmak istenen olaylara dikkat çekmeye çalışılınca “Bunlar komplo teorisidir” sözüne muhatap oluveriyoruz. Bendeniz de diyorum ki;

“Bütün bu olanlardan sonra söylenenlere ‘komplo teorisi’ demek de, ülkemiz ve İslam alemi üzerinde kurgulanan ve hayata geçirilmek istenen senaryonun bir parçasıdır.”

Olaylara Komplo teorisi gözüyle bakanları, tarihin derinliklerine davet ederek birkaç örnek verelim ve hatırlatma yapalım. Örnek vereceğimiz doneler komplo teorisi değil. Tarihin derinliklerinden bizlere öyle bir göz kırpıyor ki, İslam âlemi olarak komplolara maruz kaldığımızı ve bundan sonra da kalacağımızı adeta bizlere haykırıyor. Bu örnekler, batının kurduğu medeniyetin(!) insanlığı sömürmek adına kurulduğunu haykırıyor bizlere. Ama bu haykırışı duymak isteyenler duyuyor, görmek isteyenler görüyor.

***  

13. ve 15. Yüzyıllar arasında Marco Polo’nu coğrafi keşifleriyle başlayan ve sömürge şehirlerin yerini sömürge devletlerinin aldığını, Venedik ve Ceneviz devletlerinin kurulduğunu hatırlatalım.

15 ve 17 Yüzyıllar arasında İspanyolların Kanarya adalarını istilasını, Fransız’ların Çin hindinde, Hollanda’lıların Malezya’da, İngiltere’nin Hindistan’da kurduğu sömürgeci zihniyeti hatırlatalım.

Sanayi devrimiyle durum ve şartların değiştiğini, İskoçya, Galler ve İngiltere’nin Birleşik krallığı oluşturduklarını da hatırlatalım.

Dünyayı hegemonya altına alan büyük gücün 1914 yılına kadar İngiltere olduğunu, bu tarihten sonra da büyük gücün ABD olduğunu hatırlatalım. Birinci paylaşımın 1914-1918 yılları arasında olduğunu, bu minvalde ikinci paylaşımın ise 1939-1945 yıllarında zuhur ettiğini hatırlatalım.

1921 yılında New-York’ta uluslararası sömürgecilerin en kapsamlı örgütü olan CFR (yabancı ilişkiler konseyini) kurduğunu hatırlatalım.

1948 yılında CFR’nin direktifleri ve gayretleriyle milletler cemiyetinin kurulduğunu da hatırlatalım.

İkinci dünya savaşından sonra Yalta konferansı ile Elit tabakanın “Çağdaş sömürgecilik” olarak tanımlanabilecek sömürüsünü de hatırlatalım.

Bilderberg’in, yine CFR’nin desteğiyle Avrupa’da kurulduğunu ve bu toplantıların basına kapalı ve gizli olduğunu, davet edilenlerin içeriye kâğıt ve kalem bile sokamadıklarını da hatırlatalım.

1973 yılında Paris anlaşması ile ABD’nin Vietnam’dan çekildiğini ama bununla birlikte çağdaş sömürü düzeninin başladığını hatırlatalım.

Aynı yıllarda ABD’nin, doları rezerv parası olarak kabul ettirdiği anlaşmaları yaptığını, elinde dolar bulunduran devletlerin bu paralar karşılığında altınlarının kendilerinde olduğu söylediği yalanını da hatırlatalım.

Bütün bu söylemlerimiz karşısında hala “Ne var bunda?” diyenlere ise eski ABD Dışişleri bakanı Henry Kissinger’ın “Küreselleşme, Amerikan hegemonyasının diğer adıdır” ve “22 ülkenin sınırları değişecek, buna Türkiye’de dahil” sözünü hatırlatıverelim.

Bütün bu doneler yeterli gelmediyse, sekiz yıl süren İran Irak savaşında aynı küresel güçlerin tarafları kızıştırdıktan sonra her iki tarafa da silah sattığını hatırlatalım.

1994 yılında Avrupa’nın göbeğinde Srebrenitsa’da bütün dünyanın gözleri önünde yapılan Müslüman kıyımını ve orada bulunan Müslümanları Sırp askerlere teslim eden Hollandalı askerlere daha sonra ödül verildiğini de hatırlatalım.

Emin olun hatırlatılacak daha çok olay var…

Bu sebepledir ki bugün üzerimizde oynanan oyunları ve bu oyunlardan dolayı yaşayacağımız sıkıntıları hatırlatmaya çalıştığımızda, hemen buna “Komplo teorisi” damgasını vurmak çok inandırıcı değil emin olun…

Ülkemizin ve İslam âleminin üzerinde oynanan oyunlara “Komplo teorisi” demek de senaryonun bir parçasıdır.

Bizler atalarımızın sesine kulak verelim ve uyanık olalım lütfen. “Su uyur ama düşman uyumaz” Olaylara bakış açımızı da şu ayeti kerime doğrultusunda değerlendirmeye çalışalım:

“Bir zamanlar, o kâfirler seni durdurmak, öldürmek ya da sürgün etmek için tuzak kuruyorlardı. Allah da tuzak kuruyordu. En iyi tuzak kuran Allah’tır.” (Enfal suresi 30)

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…

                                                           

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.