islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5245
EURO
34,8905
ALTIN
2.435,28
BIST
9.752,60
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
16°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

KUR’AN HAREKET KİTABIDIR

KUR’AN HAREKET KİTABIDIR
11 Mayıs 2022 10:50
A+
A-

Kur’an, hareket halindeki bir topluluğa inmiş ve küfür hareketine karşı İslami hareketi başlatmıştı… Hareket halindeki Müslüman topluluğun önündeki engelleri ve bu engellerin nasıl aşılacağını öğretiyordu… Ama Hz. Muhammed’in vefatının ardından artık Kur’an hareket kitabı değil hayır-hasenat, sevap ve dua kitabına dönüştürüldü… Dinamik/hareketli kitap statik/durgun hale getirildi… Hâlbuki Kur’an sadece yol gösterici değildi aynı zamanda gösterdiği yolun nasıl yürünmesi gerektiğini de gösteren, yolcuyu harekete geçiren, zihni, kalbi ve fiili durgunluğu bitiren bir kitaptı…

“Hayır yolunda yarışın, sizden hayra çağıran bir ümmet bulunsun; kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun; salatı ikame edin; şeytanın adımlarını takip etmeyin” ayetleri ve daha nice ayetler Kur’an’ın hareket kitabı olduğunun göstergesidir… Dinamik olan kâinatı ayet olarak sunan bir kitabın muhatabını statik kılması, harekete geçirmemesi mümkün olabilir mi? Her an bir iş ve işleyişte olan bir rabbe iman edenler durgun kalabilirler mi?

Kur’an yoluna giren boş duramaz, boş kalamaz, yerinde sayamaz, iki günü eşit olamaz, rutin bir hayat yaşayamaz, boş işlerle oyalanamaz… Kalbin çalıştığını gösteren çizgi bile düz olduğunda hayat bitti demektir… Kur’an yerinde saymayan, mücadele halinde olan, hayır için koşturan, ölüm gelene kadar çalışan bir ümmet yetiştirmek için gelmiştir…

Kur’an’ın yolu hareket yoludur… Kur’an’ın sünneti hareket halinde olmaktır… Zira hareket etmeyen bereket göremez… Onun için Kur’an’ı masabaşı kitabı haline getiren, makale, tez, kitap yazma kaynağı olarak gören, Kur’an’ın hareket dilini yaşamında göstermeyen, hayatın her alanında Kur’an’ın tevhid mücadelesini vermeyenler, Kur’an’ı sadece anlama ve anlatma nesnesi haline getirenler bilsinler ki Kur’an bunun için gelmedi… Hareket halinde olmayan, yerinde sayan, dini belli ritüellerden ibaret sanan, hayır yoluna koyulmayan, Kur’an’ın hidayet nurundan, can veren ruhundan faydalanamaz…

Kur’an peygamberlerin mücadelesini hikâye olsun ya da sadece teselli olsun diye anlatmaz… Aksine Kur’an İslami hareketin tarihi serüvenini hareket halindeki Müslümanlara örnek ve ibret olsun diye aktarır… Kur’an masal kitabı değil mesaj kitabıdır; masa kitabı değil yaşam kitabıdır; dua kitabı değil dava kitabıdır; sevap kitabı değil sevda kitabıdır… İnsanlığın kurtuluş sevdasının kitabıdır, tevhid sevdasının kitabıdır… Kur’an hayatı rutin yaşayanların rahatını bozan bir kitaptır, ezber bozan bir hitaptır…

Bu ümmetin sorunu Kur’an’ı anlamama sorunu değil Kur’an yoluna girmeme, Kur’an’ın gör dediğine kör kesilme sorunudur… Bu ümmetin sorunu yolunu Kur’an’la çizmeme, hayatını Kur’an’la inşa etmeme sorunudur… Bu ümmetin sorunu Kur’an’ı kutsal, dokunulmaz, erişilmez görüp onu hayatın merkezine yerleştirmeme sorunudur… Bu ümmetin sorunu Kur’an’ı medeniyetler yıkıp muazzam bir medeniyet inşa eden bir kitap olarak değil cennete götüren, cehennemden uzaklaştıran bir sevap kitabı olarak görme sorunudur… Bu ümmetin sorunu Kur’an’ı hareket halinde olmadan okuma sorunudur… Hâlbuki bu Kur’an, Asr-ı Saadeti hareket halindeki bir toplulukla inşa etmişti…

Kur’an gibi korkusuzluğu, ümidi, hareketliliği öğütleyen bir kitaptan nasıl olurda korkak, pısırık, ürkek, donuk, sönük bir ümmet ortaya çıktı anlamış değilim… Halbuki Kur’an ile yetişen Asr-ı Saadet nesli Hz. Peygamberin vefatından sonra boş durmamış, fetihten fetihe koşmuş, dünyanın bir ucundan başka bir ucuna Kur’an mesajını duyurmak için hicret etmişlerdi… Durmak nedir bilmediler dönemlerinin en büyük ve en güçlü medeniyetlerini dize getirdiler… Bir avuç Müslüman ile başlayan İslami hareketin geniş bir alana yayılması ve güçlü bir medeniyet kurması ancak Kur’an’ıın hareket ruhu ile açıklanabilir…

Unutma kardeşim! Kur’an harekete geçene Mücahid, yerinde sayana Kaid/Oturan der ve Mücahidleri Kaidlere/Oturanlara üstün tutar… O halde kardeşim izzete talipsen harekete geçmelisin…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.