islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3724
EURO
34,9981
ALTIN
2.325,89
BIST
9.095,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
22°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
18°C

KUR’AN-I KERİM’İ TANIYALIM 

KUR’AN-I KERİM’İ TANIYALIM 
10 Ekim 2022 10:04
A+
A-

İster Televizyon kanallarında, ister basın yayında, İslam dini adına olmadık şeyler söylenmekte ve yazılmaktadır. Tabir caizse, ağzı olan konuşuyor. Bazılarını dinliyorsunuz, saatlerce konuşuyorlar, ama tek ayet veya hadisten bahsetmiyorlar. Sanki bütün ayetler mensuh ve bütün hadisler de mevzuymuş gibi, onları bir tarafa bırakıp hikâye ve masal türü şeylerle, tabir caizse halkı uyutuyorlar. Bu nedenle ben, çeşitli makalelerde Kur’an-ı Kerim’i tanıtmaya çalışacağım. Hz. Muhammed’in (sav.) aşağıdaki hadisine, sık sık yer veriyorum:

تَرَكْتُ فِيكُمْ أَمْرَيْنِ، لَنْ تَضِلُّوا مَا تَمَسَّكْتُمْ بِهِمَا: كِتَابَ اللهِ , وَسُنَّةَ نَبِيِّهِ صَلى الله عَلَيه وَسَلم

Size iki şey bıraktım. Siz, bu iki şeye uygun hareket ederseniz, hiçbir zaman sapıtmayacaksınız. Bunlar, Allah’ın kitabı olan Kur’an ve benim sünnetimdir.[1][1]

“Size Allah’ın kitabı olan Kur’an’ı ve sünnetimi bıraktım” anlamındaki bu rivayetin yanında, sadece “Size Allah’ın kitabını bıraktım”[2][2], ayrıca “Size Allah’ın Kitabını ve Ehl-i Beyti bıraktım”[3][3] anlamında farklı iki rivayet daha vardır. Bu farklı rivayetlerin, birbirini tamamlar nitelikte oldukları kanaatindeyim. Çünkü bu farklı rivayetlerden herhangi biri, diğerinin alternatifi değildir. Bu rivayetlerin üçünde de Kur’an, ana kaynak olarak gösterilmektedir. Hz. Muhammed’in (sav.) söylediği sözlerden, yaptığı hareketlerden ve tasvip ettiği şeylerden oluşan sünneti,[4][4] İslam dininin Kur’an’dan sonra gelen en önemli kaynağı[5][5] ve Kur’an’ın tefsir ve açıklaması durumundadır.[6][6]

Yukarıda da belirttiğimiz gibi burada, sadece Kur’an üzerinde duracağız. Çünkü Kur’an, Yüce Allah’ın sözü, İslam dininin temel kaynağı ve mihenk taşıdır. Onu çok yakından tanımamız gerekmektedir.

Kur’an-ı Kerim, her yönüyle ilahi bir mucizedir. Yüce Allah, gerektiğinde Peygamberlerine en uygun ortamlarda, çeşitli mucizeler vermiştir. Peygamberler öyle durumlarda mu’cizelerini göstermişler ki çevrelerindeki insanlar acizlik ve çaresizlik içerisinde kalmışlar. Bütün peygamberlerin mucizelerinin durumu böyle olduğu gibi, Hz. Muhammed’in (sav.) Kur’an’ın dışındaki mucizelerinin durumu da böyledir. Onun bu mucizeleri de münasip ortam ve zamanlarda ortaya konmuştur. Ancak Kur’an, diğer çeşitli mucizelerin ortaya konduğu zaman ve mekan bakımından farklı bir pozisyona sahip bulunmaktadır. Kur’an, yalnız belli bir zaman ve mekana mahsus olan bir mucize değildir. O, Allah tarafından Hz. Muhammed’e (sav.) gönderildiği andan itibaren kıyâmet gününe kadar her yerde ve her zamanda aynı derecede dil, belâgat, ilim ve akıl yönünden etkileyici kutsal bir kitap olarak ilâhî bir mucizedir. O, dünyanın her yerinde ve bütün zaman dilimlerinde mucize olma özelliğini muhafaza etmiştir ve etmeye devam etmektedir. Onun bu etkileyici özelliği, daime tazedir. Kur’an, bu yönü ile diğer bütün mukaddes kitaplardan farklı bir üstünlüğe sahip bulunmaktadır. Kur’an’ın mucizeleri, elle tutulup gözle görülebilen cinsten mucizeler değil, daima  ilim, akıl ve fikirle idrak edilebilen mucizelerdir.

Kur’an’daki mu’cizelerin kısımlara ayrılması hususunda farklı görüşler ileri sürülmektedir. Bu konuda çalışmalarda bulunan alimler, kendilerine göre tasnifler yaparak yorumlarda bulunmuşlardır. Kur’ân’ın dil ve belâgat yönünden i’câzı, ilmi i’câzı, geçmiş ve gelecekten haber verme yönünden i’câzı, ortaya koyduğu insan hak ve hukuku istikametindeki i’câzı ve benzeri konularda çeşitli görüşler ileri sürülmüş, açıklamalar yapılmıştır. Çeşitli makalaelerle bu konulardan bazıları üzerinde durmaya devam edeceğiz.

Prof. Dr. Nurettin Turgay 

 

[7][1] Muvatta, Kader,1, hadis no: 3. Bu hadis, aynı anlamda ancak farlı kelimelerle değişik kaynaklarda da geçmektedir. Bkz. Ebû Dâvûd, Menâsik, 56, hadis no: 1905; İbn Mâce, Menâsik, 84, hadis no: 3074; İbn Hanbel, III, 26.

[8][2] Muslim, Hac, 147, hadis no: 1218; Ebû Dâvûd, Menasik, 57, hadis no: 1905; İbn Mâce, Menasik, 84, hadis no: 3074.

[9][3] Muslim, Fedailu’s-Sahabe, 36, hadis no: 2408; 37; Tirmizî, Menâkib, 32, hadis no: 3786, 3788; Darimî, Fedailu’l-Kur’ân 1, hadis no: 3198; İbn Hanbel, IV. 366, 367.

[10][4] Bkz. Muhammed Cemaluddin el-Kâsımî, Kavâidu’t-Tahdîs min Funûni Mustalâhi’l-Hadis, thk. Muhammed Behcet el-Baytar, Dârü’n-Nefâis, Beyrut 1987, s. 62, 64; Abdulkerim Zeydan ve Abdulkahhar Davud Abdullah, Ulûmu’l-Hadis, Muessesetu’r-Risâle, Dımaşk 2011, s. 13.

[11][5] Bu konuda geniş biki için bkz. Muhammed b. İdris eş-Şafiî, er-Risâle, thk. Abdullatif el-Hemim ve Mahir Yasin el-Fahl, Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrut 2005, s. 107 vd.; Abdülğanî Abdulhalık, Hücciyetü’s-Sünne, trc. Dilaver Selvi, Şûle Yayınları, İstanbul 1996, s. 52 vd.; Muhammed Ebû Zehra, Usûlü’l-Fıkh, Dâru’l-Fikri’l-Arabî, Kahire tsz., s. 97 vd.

[12][6] Muhammed Hüseyin ez-Zehebî, et-Tefsîr ve’l-Mufessirûn, Dâru’l-Erkâm, Beyrut tsz. I, 32.

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.