islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Az Bulutlu
17°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
18°C

KUR’AN’DA HAYRAT KELİMESİ

KUR’AN’DA HAYRAT KELİMESİ
3 Ocak 2024 10:54
A+
A-

‘Hayrat’ kelimesinin aslı ‘ha-ye-ra/hâra’ fiili ve türevleri Kur’an’da 196 defa geçiyor. Bunun 176 tanesi ‘hayr’ şeklindedir. ‘Hâra’ fiili; bir şeyi diğerine tercih etmek, bir şeyi seçip ayırmak… Hayırlı olmak, birine hayırlı olanı vermek demektir. Bir âyette şöyle geçiyor:
“Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Onların ise seçim hakkı yoktur. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır ve yücedir. (Kasas 28/68)
Bu fiilden gelen ‘hayyara’ kalıbı; iki şey arasını seçmek, muhayyer kılmak, tercih etmek, ‘ihtâra-ihtiyâren’; seçmek, bir şeyi diğerine tercih etmek, ‘istihâre’; hayırlı olanı istemek, ‘hıyar’; bir çeşit acur, iki şeyden hayırlısını istemek, muhayyerlik, seçilen ve seçkin, ‘hayr’; taşıdığı özellik dolayısıyla istenilen, beğenilen, arzu edilen, değerli, dünya ve âhirette faydalı, yarayışlı olan. daha iyi, hayırlı her şey (el-Isfehânî, R. el- Müfredât, s: 231) anlamlarına gelir.

Çok ve iyi mal, servet de ‘hayr’ diye nitelenir. Bir kaç âyette bu anlamda geçiyor. Mesela; “ve o (insan), mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür.” (Âdiyât 100/8. Ayrıca bkz: Bekara 2/180, 215, 272, 273. Sâd 38/32)
‘Hayr’ kelimesi Kur’an’da daha çok iyi hâl, yarayışlı, istenen, (Türkçe’deki) ‘hayırlı olma’ anlamında geçiyor. “Halbuki Allah onlarda bir hayır bilseydi elbette onlara işittirirdi. Onlara işittirse bile onlar (haktan) yüz çeviren kimseler olarak yine geri dönerlerdi.” (Enfâl 8/23) “Nankör olan ehl-i kitap ve şirk koşanlar size Rabbinizden bir hayır indirilmesini istemezler” (Bekara 2/105)
“İri kurbanlıklarda sizin için hayır vardır…” (Hacc 22/36) gibi…

‘Hayır’ iki şekilde kullanılır: 1.İsim olarak;

“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” (Âli İmran 3/104)

2.Sıfat olarak. “Şu şundan daha hayırlıdır” örneğinde olduğu gibi…

“Biz herhangi bir âyeti yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak, yerine daha hayırlısını veya mislini getiririz. Allah’ın gücünün her şeye hakkıyla yettiğini bilmez misin?” (Bekara 2/106. Ayrıca bkz: Bekara 2/184) Hayrın karşılığı olarak bazen şer, bazen de zarar kelimeleri kullanılır.  (Bkz: En’am 6/17)
Yine, ‘hâra’ fiil kökünden gelen ‘hıyeratü’; seçme iradesi, seçkin kişi… Allah’tan hayır talep eden, dileyen kişi, seçilmiş, tercih edilmiş kişide (muhtarda) ortaya çıkan durum… (el-Isfehânî, R. el-Müfredât, s: 232)
“Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Onların ise seçim (hıyeratü) hakkı yoktur. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır ve yücedir.” (Kasas 28/68)
“Allah ve Rasûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma (hiyeratü) hakları yoktur. Kim Allah’a ve Rasûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.” (Ahzâb 33/36)
‘el-ahyâr’; en hayırlılar, en iyiler, seçkinler demektir. İki âyette geçiyor.

(Ey Muhammed!) Güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim’i, İshak’ı ve Yakub’u da an. Biz onları özellikle Âhiret yurdunu düşünen ihlâslı kimseler kıldık. Şüphesiz onlar, bizim katımızda en hayırlı, seçkin (ahyâr) kimselerdendir. (Sâd 38/45-47)
“(Ey Muhammed!) İsmail, el-Yesa’ ve Zülkifl’i de an. Onların her biri iyi (ahyâr) kimselerdi.” (Sâd 38/48) Yine aslı ‘hâra’ fiili olan ‘hayrât’; hayr’ın çoğulu olarak beğenilen özellikler, davranışlar, sevap amacıyla yapılan iyilikler ve sadaka-i câriye (devam eden sadaka) olan şeyler demektir. 10 âyette geçiyor: Allah (cc) müminleri hayırlı işleri yapmayı ve bu alanda gerekirse yarışmalarını tavsiye ediyor. O (cc) insanlara, ibadetlerinde yüreklerini ve cephelerini yöneltecekleri kıbleyi bildirmiştir. (Bekara 2/144, 149-150)
Bu konuda tartışmaya, başka kıbleler aramaya gerek yoktur. Bundan sonra yapılacak şey ‘hayrât’ olan (hayırlı, yararlı) işlerde çalışmaktır, olumlu anlamda rekabet etmektir. Şurası kesin ki Allah (st) günü gelince insanları diriltip biraraya
toplayacak ve yapıp ettiklerinden sorguya çekecektir. (Komisyon, Kur’an Yolu-DİB, 1/148)

“Herkesin yöneldiği bir yön vardır. Haydi, hep hayırlara (el-hayrât) koşun, yarışın!…” (Bekara 2/148)

“… Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi denemek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde (el-hayrât) yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir.” (Mâide 5/48)
Zaten mü’minlerin özelliği de böyledir: “Onlar, Allah’a ve Âhiret gününe inanırlar. İyiliği emrederler, kötülüğe engel olmaya çalışırlar, hayr işlerinde (el-hayrât) birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar sâlihlerdendir.” (Âli İmran 3/114)
“Rabblerine dönecekleri için verdiklerini kalpleri ürpererek verenler… İşte bunlar (infak edenler) hayır işlerine (el-hayrât) koşuşurlar ve bu uğurda öne geçerler.” (Mü’minûn 23/61)
Mal ve can ile, eldeki hangi imkan var ise, şartlar hangisini gerektiriyorsa onlarla Allah yolunda çalışmak, Allah’ın adı ve dini yüce olsun diye gayret etmek, iyilikler, ma’ruf işler yaygın olsun diye yoğun çaba göstermek (cihad etmek) en hayırlı işlerdendir.
“Fakat peygamber ve beraberindeki mü’minler, mallarıyla, canlarıyla cihad ettiler. Bütün hayırlar (el-hayrât) işte bunlarındır. İşte bunlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (Tevbe 9/88) Allah’ın elçileri hayırlı işler yapan erlerdi. “Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar (el-hayrât) işlemeyi, namazı dosdoğru kılmayı, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kimselerdi.” (Enbiyâ 21/73)
Zekeriyya (as) ve ona bağışlanan Yahya (as) hayır işlerinde (el-hayrât) adeta yarışan, Allah’ın rahmetini uman, azabından korkarak dua eden ve Rablerine saygı duyan kimselerdi. (Enbiyâ 21/90)

Ancak iman etmeyenlere verilen mal (dünyalıklar) ve evlatlar onların iyiliği (el- hayrât) için değildir. (Mü’minûn 23/55-56)

Allah (st) Kitab’ı kullarından seçtiği kimselere bir miras, bir emânet olarak takdim etti:

“… Onlardan kendine zulmedenler vardır. Onlardan ortada olanlar vardır. Yine onlardan Allah’ın izniyle hayırlı işlerde (el-hayrât) öne geçenler vardır. İşte bu büyük lütuftur.” (Fatır 35/32)
Hayrât; ayrıca Cennette içlerinde hiç bir rezil, aşağılık, âdi veya bayağı bir şey olmadığı seçkin, mümtaz olan şeyleri ifade ediyor. (el-Isfehânî, R. el-Müfredât, s: 231)
“Ve bu (cennetler)de (her) şeyin en muhteşemi (hayrât’ı) ve en güzeli bulunacak. O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?” (Rahman 55/70-71)
‘Hayr-hayrât’ kavramı geniş anlamda; ister bir davranış, ister bir ibadet, ister mal, yani dünyalık yönünden olsun; dinî ve dünyaya ait meselelerde faydalı olan, arzu edilen, sevilen ve hayırlı şeyleri anlatır. Ayrıca iyi ve faydalı, rağbet edilen şeyleri tercihleri ifade ettiği için; iyilik etmek,
Allah yolunda harcamak, faydalı mal, kişiye sevap veya şeref kazandıran şeyler hakkında da kullanılmaktadır. ‘Hayr-hayrât’ kısaca; Allah’tan ittika etme (korkup-sakınma) şuuruyla işlenen bütün sâlih ameller, yapılan iyilikler, faydalı işlerdir.
Hüseyin K. Ece

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

MİRATHABER.COM – YOUTUBE