islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5415
EURO
34,8110
ALTIN
2.444,86
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Az Bulutlu
17°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C

LOKMAN SURESİ AYET: 20-25.

LOKMAN SURESİ AYET: 20-25.
15 Ocak 2024 09:31
A+
A-

Bundan önce Lokman Suresinin bazı ayetlerini izah etmiştik. Bu yazımızda bu surenin 20-25. Ayetleri üzerinde duracağız.

METİN VE MEAL

أَلَمْ تَرَوْا أَنَّ اللَّهَ سَخَّرَ لَكُم مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَأَسْبَغَ عَلَيْكُمْ نِعَمَهُ ظَاهِرَةً وَبَاطِنَةً وَمِنَ النَّاسِ مَن يُجَادِلُ فِي اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَلَا هُدًى وَلَا كِتَابٍ مُّنِيرٍ {20} وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَا أَنزَلَ اللَّهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَا وَجَدْنَا عَلَيْهِ آبَاءنَا أَوَلَوْ كَانَ الشَّيْطَانُ يَدْعُوهُمْ إِلَى عَذَابِ السَّعِيرِ {21} وَمَن يُسْلِمْ وَجْهَهُ إِلَى اللَّهِ وَهُوَ مُحْسِنٌ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَى وَإِلَى اللَّهِ عَاقِبَةُ الْأُمُورِ {22} وَمَن كَفَرَ فَلَا يَحْزُنكَ كُفْرُهُ إِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ فَنُنَبِّئُهُم بِمَا عَمِلُوا إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ {23} نُمَتِّعُهُمْ قَلِيلاً ثُمَّ نَضْطَرُّهُمْ إِلَى عَذَابٍ غَلِيظٍ {24} وَلَئِن سَأَلْتَهُم مَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ قُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ

20 – Siz, Allah’ın göklerde ve yerde olan şeyleri yararlanmanız için emrinize amade kıldığını, sizlere açık gizli/bildiğiniz bilmediğiniz nimetleri bol bol verdiğini görmüyor muşunuz? Buna rağmen bazı insanlar hiçbir bilgileri, yol göstericileri ve aydınlatıcı bir kitapları olmadığı halde Allah hakkında tartışmaktadırlar.

21 – Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun” denildiği zaman, “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız”. Diye cevap vermektedirler. Eğer şeytan onları alevli cehennem ateşine çağırıyor olsa da mı?

22 – Kim iyilik yaptığı halde Allah’a yönelirse, Kesinlikle o kopmayan bir kulpa sarılmış olur. Bütün işlerin sonu Allah’a varmaktadır.

23 –Kim inkâr ederse, sakın onun küfrü seni üzmesin. Onların dönüşü bize olacaktır. Biz, onlara yapmış olduklarını kendilerine haber vereceğiz. Muhakkak ki Allah, kalplerde olan şeyleri çok iyi bilmektedir.

24 – Biz onları kısa bir süre dünya nimetlerinden yararlandıracağız. Ondan sonra onları ağır bir azaba sürükleyeceğiz.

25 – Şayet onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?”. Diye soracak olursan, kesinlikle “Allah” diye cevap verecekler. “Öyleyse hamd/şükür Allah’ındır” de. Maalesef onların çoğu bunu bilmezler.

ALLAH HER ŞEYİ İNSANLARIN EMRİNE VERMİŞTİR

Yüce Allah bu ayetlerin ilkinde, “Siz, Allah’ın göklerde ve yerde olan şeyleri yararlanmanız için emrinize amade kıldığını, sizlere açık gizli/bildiğiniz bilmediğiniz nimetleri bol bol verdiğini görmüyor muşunuz?”. Diyerek insanları uyarmaktadır. Bu ve benzeri ayetlerde haber verildiği gibi Allah insanları diğer varlıklar arasında yaratmış, onlara akıl ve fikir vererek onları diğer varlıklar arasında üstün bir derecede yaratmıştır. Bunun yanında insanların doğrudan ve haktan ayrılmamaları için peygamberler göndermiş, mukaddes kitaplar indirmiştir. İnsanlar, akıllarını kullanarak çok şeyi öğrene bilirler. Bu arada ilahi vahiyden yararlanarak özellikle inanç ve ahlak açısından ondan da yararlanmalıdırlar. Eğer insanlar bu şekilde çalışırlarsa, çok şey başaracaklardır. Çünkü bu ve benzeri ayetlerde haber verildiği gibi Allah, yerde ve gökte olan tüm varlıkları insanların emrine amade kılmıştır. Allah’ın emrimize verdiği bu şeylerin birçoğunu hala bilmemekteyiz. Ona göre insan olarak dünya ve ahiret hayatlarında daha rahat, daha mutlu ve huzurlu yaşamak için, çok çok daha fazla çalışmamız gerekmektedir.

CAHİLLERİN YAPTIKLAR

Özellikle inanmayan ve bu gerçeklerin farkında olmadan hareket eden insanlar, boş konuşmakta. Kendilerini kandırdıkları gibi başkalarını da kandırmaya çalışmaktadırlar. Bu tür insanlar, ellerinde Kur’an gibi hikmet dolu hiçbir kitap olmadığı halde bilgisizce konuşmaktadırlar. Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun” denildiği zaman, boş sözlerle savunmada bulunup yanlış yollara saparlar. Bu tür insanlar dünya hayatlarını zehir ederler. Ahiret hayatından zaten haberleri yoktur.

İNANIP İYİ DAVRANANLAR

Allah’a inanan, ilahi hikmetleri kabul eden, akıllarını bu ölçüler dâhilinde çalıştıranlar, dünya hayatında hep daha mutlu ve huzurlu yaşarlar. Ahiret hayatlarını da kurtarmış olmaktadırlar. Çünkü Allah’ın ilahi gücü onların arkasında bulunmaktadır.  Gerçek anlamda Allah’a inanan, onun kelamı Kur’an-ı Kerim’i her konuda ölçü alanlar, daima muvaffak olacaklardır. Bu konuda samimi olanların inançta, ibadette, her türlü muamelede, ahlakta, siyasette, her türlü sosyal ve toplumsal muamelede ölçü olarak Kur’an’ı almalıdırlar. İnsanlar arasında şu veya bu şekilde ayırım yapanlar, adalet açısından tüm insanlara eşit muamelede bulunmayanlar, ilahi adalete uygun hareket etmeyenlerin imandan, İslam’dan ve insanlıktan bahsetmeye hakları yoktur.  Bu tür insanlar ne kadar haktan yana görünseler de, onlar gerçek anlamda inanmayan, inkârcı ve ikiyüzlü münafıklardır.

İNANMAYIP KÖTÜ DAVRANANLAR

İşte inanmayıp kötü davranışlarda bulunan bu tür insanlar, dünya hayatı boyunca toplumu ifsat eden birer mikrop niteliğindedirler. Her şeyi kendi menfaatleri istikametinde kullanırlar. Onlar, Allah’a inandıklarını söyledikleri halde, sosyal ve toplumsal muamelelerinde asla hak, hukuk ve adalete uygun hareket etmezler. Bu tür insanlar, dünyada da ahirette de hayır görmezler. Bu ayetlerde haber verildiği gibi onlar, bu hayatta bir nebze imkân sahibi olabilirler. Fakat her şey ondan ibaret değildir. Sonuçları hüsrandır, ahiret hayatında azaptır.

SONUÇ

Netice olarak dünya ve ahirette huzur ve saadeti yakalaya bilmek için, gerektiği gibi Allah’a inanmak ve onun ortaya koymuş olduğu ilahi ilkelere uygun hareket etmek gerekir. Gerisi boştur.

Nurettin TURGAY

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

MİRATHABER.COM – YOUTUBE

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.