islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3631
EURO
34,6632
ALTIN
2.391,94
BIST
10.189,99
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Cuma Yağmurlu
15°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Açık
20°C
Pazartesi Açık
22°C

NEREDE OLURSANIZ OLUN O SİZİNLE BERABERDİR

NEREDE OLURSANIZ OLUN O SİZİNLE BERABERDİR

Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
“…Nerede olursanız olun O sizinle beraberdir…” (Hadîd Suresi, 4)

Kaçacak, saklanacak, gizlenecek, üstü örtülerek ve gözden ırak kabul edilecek tek bir mekânın olmadığı kâinatta bu eşsiz ayeti celilenin gerçeğini ne kadar az düşünerek hareket eder olmuşuz.

“…Nerede olursanız olun O sizinle beraberdir…”
Oysaki bu ayetle bize ulaşacak hidayet, yaşam boyu inişli çıkışlı hayat yolunda, dertlerin ağırlığını ömrümüzden alacak, sevinçlerimizdeki taşkınlık ve kibirden, insana yakışmaz zorba hallere düşmekten bizi koruyacak, hayatı cesaretle yaşanılır hale getirecek özgüvene ulaştıracak nurdur. Bilincimizi Rahmani kriterlere hazırlayacak, bilişsel ve manevi gelişimimizde muhteşem bir motivasyona sebep olacak ışığın kaynağıdır.
“…Nerede olursanız olun O sizinle beraberdir…” ayetinin yaşamsal olarak oluşturduğu farkındalık, beşerin insan makamına terfisi için de çok önemlidir. İhlas denilen fazilet, bu ayetin idraki ile ilintilidir. Zira beşerden insan olmaya doğru olgunlaşacak hayat yolculuğunda; fert olarak bir çok karar ve duruşun kader planındaki tesirini, ruh kemale erer iken , akıl olgunlaşırken, insanlığın ve milletlerin akıbetinde başlangıç ve bitiş noktalarını belirleme hususunda da ayeti kerimenin nirengi noktası olması hakikatini iyi anlamak gerekir.
Ayeti kerime ile hayatımıza yansıyacak bu etkileyici rolün olumlu ya da olumsuz iz düşümünü, ayetin muhatabı olan kimsenin bilinç seviyesi ve ilahi bakışın takdir ettiği ölçü belirleyecektir.

Bu bakımdan insana düşen asli vazife ; kendinin, evlad-ı iyalinin ve milletinin yaratıcı tarafından her an izlenen, gözlemlenen olduğunun bilinç ve şuurunu oluşturmaya gayret etmek ve gayrette istikamet üzere kalmaktır. Bu farkındalıktaki en küçük sapmalar karar ve duruşlarımızın kader planında, insanlığın ve milletlerin akıbetini belirleyen başlangıç ve bitiş noktalarını belirleme hususunda geri dönülemez neticelere sebebiyet verecektir. Bu neticeler kader yazılımını kodlar iken çağlara, nesillere ulaşacak refahın ya da acının tarihi senaryosunu yazar.
Bu farkındalığın oluşması için çaba sarf ederken, hareketimizin belirleyici unsuru ilahi vahyin bizi sevk ettiği usul ve yöntemler olmalıdır. Yaratandan daha iyi yarattığını bilen var mıdır?

Tabii ki yoktur ve Rahman bize şöyle buyurur:
“(İnsanları) hikmetle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır; (kaba ve kırıcı davranmadan, gönül incitmeden, akıl ve ferasetlerini vahyi doğru anlama ve teslim olmada kullanmaları gerektiğini hatırlatarak) onlarla (tatlı bir üslupla) en güzel şekilde mücadele et…” (Nahl, 16/125)
Başta kendimizi eğiterek, evladımızdan, milletimizden her emanet kişiyi, bu eğitim seferberliğinin içine almak insani vazifemizdir. Kaba ve kırıcı davranmadan, gönül incitmeden hikmeti öğretmek, yerlerin, göklerin ve kendi varlığının üzerindeki güzellikleri ve zaafa dönük gerçeklikleri hatırlatarak, tatlı bir üslup ile Allah’ın ve peygamberinin razı olacağı yere çağırmak kitaba ve hikmete göre davranmanın gereğidir.
Ecdadımız bu işin sırrını, doğayı, kainatı ve bizzat insanı okuyarak, yüzyıllarca bilgelikle taşımış . Onlarda bizim için ne güzel örnekler var.
Eski Türk yazıtlardan birinde şöyle yazar :
‘’Kuzu dizlerinin üzerine çökerek annesini emer ,
Karga yaşlı annesini besler; Bunun adı :

“SAYGILI DAVRANMAKTIR .”

Horoz şafak vakti öter ,
Yaban kazları
Her bahar kuzeye
Her sonbahar güneye uçar ;
Bunun adı :

“SÖZ TUTMAKTIR.”

Yeşilbaşlı ördek eşini kaybettikten sonra ölene kadar yeni bir eş bulmak istemez . Bu :

”SADAKATTİR ”

Bir geyik iyi bir otlağa rastladığında yaşadığı sürüyü oraya davet eder ve paylaşır, Karınca yemek gördüğünde bütün koloniyi oraya çağırır ;
Bunun adı :

”ADALETTİR.”

Eğer bir insan bu erdemlere sahip değilse :
Hayvandan beter bir halde yaşıyordur .!

Bu bilgelik dolu öğütler ilk insan ve peygamber Hz. Adem ile başlayarak insanların en seçilmişi nebilerle, ecdadımızın erdem dolu vasiyet ve nasihatleri ile bize ulaşmıştır. Allah Azze ve Celle’nin bizi huzurunda ‘’Ahsen-i takvim’’ makamında görmek istediğini biliyoruz. Biz Allah’a davet eden, Salih amel işleyen ve: ‘Ben gerçekten Müslümanlardanım’ diyen kimseden daha güzel bir kimse bilmiyoruz.
Bugün bize ve neslimize dayatılan pozitivist ve materyalist zihniyetin ruhsuz, duygusuz, narsist yapısı içerisinde, kendimizin ve çocuklarımızın kaybolmasına izin vermemeliyiz. Fussilet suresi 33. Ayette belirtilen nokta nirengi noktamız olmalı.

“Allah’a davet eden, salih amel işleyen ve: ‘Ben gerçekten Müslümanlardanım’ diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?”
Bize her an yenilenen bir vücut verilmesi, mekanımızda huzur içinde yaşamak için her an yenilenen kainatın ikram edilmesi, karanlık düşüncelere ve kurtulmak istediğimiz vesveselere karşın her an bize akıp gelen ayetlerin hayatımıza , nefesimize rahmet olarak takdim edilmesi, solan varlığımıza can suyu olmalı değil mi?

Allah’ın huzurunda ve bizi davet ettiği ‘’Ahsen-i takvim’’ makamında her an bir gelişim, bir iletişim çabasında olarak, çevremizdeki kişi ve her varlık ile tevhidi bir ruhun senkrizasyonuna hizmet eden samimiyette durmalıyız. Hem kendimize, hem evlatlarımıza ve evlatlarımızla beraber milletimize ulaşacak insanlık ve erdemin yollarını, kurtuluş vesilelerini bize sunacak bilgeliğin sırlarını, gayretle arayıp bulabilmeliyiz. Vacid olan Allah’a dayanarak, mutmaince tutunmak, bizlere ne güzel bir istikamet ve ne serin bir yoldur.
Bu gün Yüksek Öğretim Kurumları Sınav günü. Milletimin evlatları, can parçası çocuklarımız için üniversite yerleştirme sınavı son derece heyecan ve tedirginlik verici bir atmosferde solunuyor. Geleceğe dair endişeler, iyi bir mesleğe dair kaybedilecek imtihanın getirdiği kaygılı bekleyişler bir yere kadar haklılık arz edebilir. Sınava girecek hanım kızlarımız ve yiğit oğullarımıza daim destek ve duacıyız.

Lakin;
Hayatın her anı ciddi bir imtihan iken şair Jacques Prevert nokta atışı yaparak dikkatimizi çektiği gerçeğe tüm samimiyetimizle bakalım:
“Mutluluğu, giderken çıkardığı gürültüden tanıdım”.
Ne kadar güzel bir tespit ve ne acı bir kavrayış!
Hayatımızın ortasında sessizce dolanıp duran nimetler, yanı başımızda bizi huzur ve sükûnete taşıyan tabii güzellikler, varlıkları ile bize Rahman’dan hediye anneler, babalar ,akrabalar, ahbaplar , zahmeti ve rahmeti ile göz nuru ,can parçası evlad-ı iyaller , gerçekleşmesinden tam da umut kesmişken gerçekleşen mucizeler, bir gün hayatımızdan çekiliverir ve her gün gerçekleşen binlerce güzellik olmayıverince gürültüyle devrilir her şey. Hayatımızda oluşan güzellikleri yaşarken hissedebilmek ebedi duamızdır.

Salih İş denilen o kutlu amel; yaşarken onların bizlere koro halinde sahnelediği o eşsiz senfoniyi işitmekte ve emsalsiz sevgiyi hissedebilmekte.
Sınava girecek hanım kızlarımız ve yiğit oğullarımıza elbette duacıyız. Hayatın her anı ciddi bir imtihan iken; evlad-ı iyalimizin kaderlerini ve nasiplerini Ümmeti Muhammed’e ve ailelerimize göz aydınlığı olacak muvaffakiyetler ile nakşetsin diyerek Rahman’ göz yaşlarımız ile duacıyız.
‘’Nerede olursanız olun O sizinle beraberdir…” ayeti kerimesini unutmadan yaşayan, milletimin içinde her daim yanan kutlu kandiller gibi olsunlar.
Evvel ve Ahir Allah’a emanet olsunlar.
Selam ve dua ile kalınız.

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar
  1. Hiç dedi ki:

    Amin binlerce kere amin çok sevgili ve kıymetli kardeşim. Ne güzel ilmek ilmek nakşetmissin… Allah dualarını makbul ve kabul etsin inşaAllah..

  2. Emine karakuş dedi ki:

    Amin Rabbim en hayırlı şekilde muvaffakiyetler ihsan eylesin

  3. Emine Keçeci dedi ki:

    Allahümme amin. Allah ve dostları her daim sizin gibi düşünen, yaşayan, anlatan mümin kullarının yar ve yardımcısı olsun. Allah, bize emanet ettiği evlatlarımızı, bizler için göz aydınlığı kılsın. (Yazılarınızı beğenerek takip ediyorum değerli Hocam.)