islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
23°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
22°C

ORTADOĞUDAKİ ARAP ÜLKELERİNDE MEVCUT KANSER ORANLARI DÜNYANIN EN DÜŞÜK ORANLARI MI? İŞTE GERÇEKLER!

ORTADOĞUDAKİ ARAP ÜLKELERİNDE MEVCUT KANSER ORANLARI DÜNYANIN EN DÜŞÜK ORANLARI MI?  İŞTE GERÇEKLER!
4 Ocak 2022 16:48
A+
A-

Sosyal medya kullanıcıları, “Neden Ortadoğu’daki Arap ülkeleri dünyadaki en düşük kanser oranlarına sahip?” başlıklı bir videoyu paylaşıyor. Peki bu konuda ortaya koyduğu bilgiler ne kadar doğru?

Videoyu Ürdün’deki King Hussein Cancer Center’ın direktörü, Arap ve uluslararası onkoloji alanında önde gelen isimlerden biri olan Dr. Âsım Mansur’a gösterdik ve Al cazeera Net’e özel açıklamalar yaptı:

Mansur, video hakkında yayılan haberlerin ciddi bilgiler olmadığını ve bu yaklaşımın bilimsel olmadığını belirtti. Ancak videodakilerin ise doğru bilgilere dayandığını, yani Ortadoğu’daki kanser oranlarının Batılı ülkelere göre daha düşük olduğunu ve bahsettiği rakamların doğru ya da gerçeğe yakın olduğunu söyledi. Ancak bahsettiği diğer şeyler ise hiç mantıkla ilgili değil.

Örneğin şeker ve kanser hücresi konusu doğru değil, Özellikle de aynı videoda Ortadoğu’daki nüfusun çok fazla şeker tükettiğini söylemesi. Ayrıca orucun rolü hakkında da durum aynı, oruç tutmanın sağlığa büyük faydaları olduğu doğru ama videoda iddia edilen resme göre kanserle alakası yok. İnsan yılda bir ay oruç tutuyor peki ayların geri kalanında ne olacak? Burada aynı şekilde Müslüman olmayan ülkeler de var ama kanser oranları az ve Hindistan gibi Arap ülkelerine benziyor

Doktor orucun sağlığa bilinen faydaları olduğunu doğruluyor ancak kanser oranının bu şekilde azalmasından orucun sorumlu olduğu iddiası doğru değil. Bu konuyla ilgili olan başka etkenler de vardır.

Dr. Mansur, Batı ülkelerinde kanser oranlarının yüksek olmasının nedeninin çeşitli faktörlerden kaynaklandığını söyledi:

Birinci Aşama: Yaşlanma

Öncelikle bu ana faktördür. Çünkü yetmiş yaşından sonra kanser oranı genelin 3’te bir kadar olur. Batı ülkelerinde ortalama doğumda yaşam beklentisi 82-83 iken, çoğu Arap ülkesinde ortalama yaşam beklentisi 70 yıldan azdır.

Arap toplumları ömrün kısalığı ve gençlik dönemi açısından Batı toplumlarından öndelerdir, bu da onlardaki kanser oranlarının düşük olmasının nedenini açıklıyor.

Dr. Mansur, kansere yakalanmanın sebebi için en önemli faktörün ileri yaş faktörünün etkili olduğunu söylüyor. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde, 20 yaşından küçükler için kanser oranı 100.000’de 25’tir, ancak bu oran 40 katına çıkar ve altmış yaşından sonra 100.000’de 1.000 vaka olur. Bu da en önemli faktörün yaş olduğunu gösterir.

Örneğin, Ürdün’de altmış yaşın üzerindekilerin oranı nüfusun %4,6’sıdır. Ancak bu grup kanser vakalarının %60’ından fazlasını oluşturmaktadır.

İkinci Aşama: Keşif

Tarama (Screening) ve erken muayene. Bunlar, Batılı ülkelerde kanser oranlarının yüksek olmasını açıklayan iki önemli faktördür. Çünkü Batı’da tanı koyulması en iyisidir. Nitekim insanlar kanser tanısı alana kadar çok uzun süre bu şekilde yaşarlar.

Örneğin Batı ülkelerinde erkekler arasında ilk kanser prostat kanseri iken Arap ülkelerinde ilk sırada yer almaz. Hatta bazı Arap ülkelerindeki sıralaması 5, 6 veya 7’nin de üzerinde yer almaktadır. Bazı ülkelerde ise prostat kanseri 10. Sırada. Çünkü teşhis yoktur ve insanlar da zaten prostat kanserine yakalanacak kadar uzun yaşamazlar.

Üçüncü Aşama: Kanser Vakalarını Kaydetmedeki Hassasiyet

Doktor, kanser kayıtlarının (accuracy of cancer registry) doğruluğunun bir Arap ülkesinden diğerine değiştiğini ve bunun da kanser kayıt oranlarının düşük olmasının nedenlerinden biri olduğunu söyledi. Çünkü burada kanser kaynaklı ölümler olabilir, ancak tam bir teşhis veya doğru şekilde bir teşhis yapılmaması veya tespit edildikten sonra vakanın kayıt altına alınmaması sonucu tanınmamakta veya kaydedilmemektedir.

Öte yandan Dr. Âsım birçok Arap ülkesinde sigara içme oranlarının yüksek olduğunu belirtti. Hatta bazı ülkelerde kadınlar arasında bile. Bu yüzden de Arap devletlerinde beklenen ölüm yaşının yükselmesi ve bununla birlikte Arap toplumlarımızda obezite, bedensel aktivedeki zayıflık ve sigara içmek gibi tehlikeli etkenlerin de artmasıyla, Arap dünyasında kanser oranları çarpıcı biçimde artacak ve önümüzdeki otuz yıl içinde Batı ülkelerine benzer hale bile gelebilecektir.

Mansur, Arap toplumuna verilmesi gereken doğru mesajın, Arap toplumlarında kanser riskini artıran, bir kısmı kontrol altına alınabilen ve azaltılabilen faktörlerin olduğu ve bunun kanser oranlarının düşürülmesi için önemli olduğunun altını çizdi. Örnek olarak da şunları ekledi:

  • Birçok kanser türünden sorumlu olduğu için sigara ve tütün kullanımından kaçınılmalıdır.
  • Obezite. Bu nedenle bireyler; bazı kanser türlerindeki riskleri azaltmaya yardımcı olan antioksidanları içeren ve geleneksel Akdeniz diyetinin önemli bir parçası olan sebze, meyve ve kepekli tahıllardan oluşan zengin sağlıklı bir diyetin gerekliliği ile sağlıklı bir kiloya ulaşmaya ve bu kiloyu korumaya teşvik edilmelidir.
  • Hareketsizlik ve fiziksel aktivite eksikliği. Bu nedenle kişinin sağlığının izin verdiği ölçüde günlük veya haftanın 5 günü, günde 30 dakika oranında veya uzman doktorun tavsiyelerine göre egzersiz veya fiziksel aktivite yapılmasına özen gösterilmelidir.

Mansur ayrıca kanserin erken teşhisinin önemini de vurguladı, çünkü erken teşhis, hastalığın bebeklik döneminde teşhis edilmesi anlamına geliyor. Bu da onu erken tedavi etmeye yardımcı oluyor ve hastaların iyileşme şanslarını ve hayatta kalma oranlarını artırıyor.

Mansur, herhangi bir ülkede kanser oranını belirleyen şeyin, o ülkede bazıları genetik, bazıları çevresel ve bazıları yüksek risk faktörleri olan çeşitli faktörlerin tamamı sonucunda ortaya çıkan etkileşimin ta kendisi ya da genetik yatkınlığın olduğunu söyledi.

Kaynak: El Cezire

 

SONGÜL BAYLU

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.