islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4657
EURO
34,8326
ALTIN
2.478,35
BIST
9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

POLİTİKA VE DİN

POLİTİKA VE DİN
6 Mart 2023 09:55
A+
A-

Tarih boyunca politikanın emrine aldığı ve kullandığı en etkili argümanlardan biri de dindir kuşkusuz. Yüzümüzü Allah’a çevirdiğimiz vakit, başka bir iklim, başka bir mevsim başlamış demektir. Yüzünü Allah’a döndürdüğün zaman, nasibinde varsa uçan sensin, seccade değildir. Seccade uçmaz, Ancak insan uçarsa seccadede de onunla birlikte uçmuş olur. Anlayışsız kişi, seccadenin uçtuğunu ve insanı da uçurduğunu sanır.

Kolay iman bir inkâra dönüşebilir. Ama çile çekilerek erilen inanç, inkârların fırtınasına dayanıklıdır her zaman. Zelzele geçirmiş, sel baskınına uğramış, rüzgârlarla sarsılmış, fakat yine de yerinde sapa sağlam duran bir yapı ile her türlü dış etkiden uzak veya yoksun tutulan bir yapı bir olur mu?

Hakikat, ruhumuzun kulağına fısıldayarak der ki, boş durma ey insanoğlu, imanını sınavdan geçir. İbrahim ol, inkârların ateşine bulan, ama yanmamak şartıyla… Yusuf gibi kuyunun karanlığına in ve orada Allah’ı anmayı unutma. El kervanlarına katıl, düşünce ve sanat oymaklarını kelebek gibi değil, arı gibi dolaş, karınca gibi bilgi harmanlarını arşınla ki, çıktığın noktaya döndüğün zaman mana gelini kendini sana teslim etmiş olsunlar.

Tüm bu çaba ve gayretler, kuşkusuz fertler için söz konusudur. İş, idare ve devlete gelince durum değişiverir. Emevilerden Abbasiler’e, Abbasilerden Selçuklulara, Selçuklulardan Osmanlılara kadar geçen zaman dilimi içinde, gerçek anlamda din ve dine ait unsurların uygulamasında, keyfi muamelelere açık olduğunu ve politik çıkarlara alet edildiğini söylemek pek de yanlış olmayacaktır.

Ardı arkası kesilmeyen amansız savaşların etkisi ve toplumsal ekonomik ortamın bozuk oluşu, insanlarda hayata karşı şiddetli bir öfke ve utanç, gelecekten ümit kesme ve derin bir aşağılık duygusu meydana getirmiş ve insan, insan nazarında hakir bir varlık olmuştur günümüzde.

En sıkıntılı zamanlarda idareciler hep dine sığınmış ve dinden medet ummaya başlamışlardır. Cumhuriyet döneminde saltanat yıkılırken o dönemde yine dine ve din adamlarına sığınılmıştır.

Cumhuriyeti kuran irade ve rejimin lideri, çıkarılan köy kanunda: “Köy imamları şimdiye kadar nasıl desteklenmişse bundan böyle geçimlerini aynı şekilde temin edeceklerdir.” Şeklindeki ifade ve daha sonra devlet memurluğuna dahil edilen imamların maaşa bağlandıkları görülmektedir. Yeni bir uygulamaya geçilmiş ve yeni bir dönem başlatılmıştır rejim tarafından…

Tek parti döneminde bütün köy imamları, Cumhuriyet Halk Partisi’nin tabii üyeleri olup onlardan her ay aidat kesilmiştir. Konuyla ilgili olarak bilgi veren müstear adıyla Prof. Dr. Hayrullah Şanzumi, gerçek adıyla Prof. Dr. Sait Doğan: “İnsannâme” isimli eserinde, Adıyaman bölgesinde: ” Osmanlı Devleti’nin, dini görevler karşılığında kendilerine verdiği imkânlardan temin etmeye çalışan iki dedemin geçimleri, aşiretin İmamet ve Dini Tedrisat hizmetleri karşılığında, maddeten ve manen karşılandığı ve Cumhuriyet döneminde de onlardan her ay Cumhuriyet Halk Partisi üyesi olmaları karşılığında maaşlarından aidatın kesildiğini söylemekte ve “Dedemin imam olarak ödediği bu makbuzlardan bir tanesi halen amcamın dökümanları arasında muhafaza edilmektedir” diyerek konuya açıklık getirmektedir.

Din, inanç ve kutsal değerler, doğaları gereği dokunulmazdır. Dolaysıyla dokunulmaz olan bu kutsalların ne yazık ki günümüzde politik emellere alet edildiği görülmektedir. Ülkemizde tarafsız bir dini kurum olması gereken Diyanet İşleri Başkanlığı, zaman zaman politikaya alet edilmekte ve camiler de basit politikanın egemen olduğu işlerde kullanıldığı görülmektedir.

Ülkenin selameti için dini, politikanın dışında tutmak ve gerçek değerleriyle yaşamak ve yaşatmak zorundayız. Bu yapılmadığı takdirde insanımız hiçbir zaman huzur ve mutluluk bulamayacaktır.

 

Şakir Diclehan

 

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.