Rahmetli dedem Çarlık döneminin son yıllarında işçi olarak gittiği Batum’da öldü. Anlatacağım olay, onun kendisi gibi fırıncı olan arkadaşlarından aktarılmıştır.
Bir Rus milliyetçisi Batum’da bizimkilerin işlettiği fırına ekmek almak için gelir. Fırında Çar’ın asılı resmini görünce “Koca Çarımız Kimlerin Eline Kaldın” diyerek fırını terk eder.
Tâğût gibi Kur’ân-ı Kerîm’de defalarca kullanılan bir kavramın Soner Yalçın’ın kitabına isim olduğunu görünce “Koca Kavram “kimlerin eline düştün demekten kendimi alamadım. Ve tam elli yıl önce yazdığım ve yayınladığım İslam ve Tâğût başlıklı hutbemi hatırladım ve yeniden yayınlamak üzere ele aldım.
Bu arada bazılarınca ilgisiz gibi görülebilecek bazı çağrışımlar da yaptım.
Ak Parti’nin 22 yılık iktidarı, ne idüğü belürsüz bazılarının sandığı gibi gökten zembille inmedi. Erbakan hocamızın, R. Tayip Erdoğan’ın, Abdullah Gül’ün ve diğer bazı arkadaşlarının payı büyük. Ama Şevki Yılmaz ve Ali Rıza Demircan gibi hocaların payı da azımsanacak gibi değildir. Şahsen bizim payımıza mülga (kaldırılan) cezaî 163. maddeden ve meri (yürürlükte) 5816 sayılı kanundan pek çok defa yargılanmak ve takibata uğramak düştü.
İstiklal Harbi başarısı gibi Ak Parti başarısı da İslam temellidir ama ne oluyorsa sonradan irtidat (dinden dönüş) ile oluyor. Saltanatçı ve hilafetçi olan, hocalar ve şeyhlerle kucaklaşan ve cihad diyerek savaşan Mustafa Kemal ve yakın arkadaşlarının İslam karşıtı Batı devrimcisi olması gibi İslam’ın gölgesinde iktidara gelen Ak Parti de laik sisteme entegre olup Gazi’nin Kutlu Yoluna girenlerden oldu.
Şimdilerde Soner Yalçın’ının bir kitabına isim olan TÂĞÛT bizim için mücadele edilmesi gereken ithal malı Batıcı Jakoben Laik Düzen’in adıydı.
Bu gün üstte makale tarzında yayınladığımız ve İslam ve Tâğût başlıklı bize ait yazı 1973 yılında hazırlanmış ve Süleymaniye Camii minberinden Cuma hutbesi olarak okunmuştur.
Yarım asırlık süre içinde lafız olarak birçok defa ama içerik olarak binlerce kez konu edilerek açıklanmıştır.
Ak Parti dünyası Tâğût ve benzeri kavramlara yabancılaştı. Artık Tâğût gibi kavramları anlatsanız da ilgi duyanları ve anlayanları bulamazsınız. Hulâsa Tâğût olan laikliğin karşıtı değil yandaşı olduk.
Bu arada yeri gelmişken açıklayalım. Biz hiçbir zaman günlük politikaya alet olmadık ve şahıslara meddahlık yakmadık. Gerçekleri dile getirdik. Birileri yaklaşırken birileri de uzaklaştı.
Ne diyelim hesabı birilerine değil ama Allah’a vereceğiz. Ona dönüşümüz de yakındır:
“Onlara de ki: “Ne yaparsanız yapın, Süreyya yıldızına dahi çıksanız, kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm sizi eninde sonunda yakalayacaktır. Fakat ölünce her şey bitmeyecek. Sonra da, gizli açık her şeyi bilen Rabb’inizin huzuruna çıkarılacaksınız. O zaman Allah, bu dünyada yaptığınız her şeyi size bildirecek ve hak etiğiniz karşılığı tam olarak verecektir.” (Cuma 8)
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-