islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3151
EURO
35,0957
ALTIN
2.298,67
BIST
9.050,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Torunum Gülce Beni Şaşırttı ve Sevindirdi

Torunum Gülce Beni Şaşırttı ve Sevindirdi

Birkaç gündür Nurefşan kızım müsafirimiz. Dünyayı saran ve sarsan Korona Virüsünden dolayı, insanlar en yakınlarıyla dahi görüşme imkânı bulamaz olmuştu. Görüşüyorduk ama, uzaktan uzağa. Şimdi ise tedbirlere dikkat ederek hasret gideriyoruz elhamdülillah.

Bu Korona virüsü olayı, Kur’an’ın anlattığı kıyamet sahnelerini hatırlattı bize. O sahnelerden biri de şu idi: Allah buyuruyor:

فَاِذَا جَٓاءَتِ الصَّٓاخَّةُۘ

يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخ۪يهِۙ

وَاُمِّه۪ وَاَب۪يهِۙ

وَصَاحِبَتِه۪ وَبَن۪يهِۜ

لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْن۪يهِۜ

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌۙ

ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌۚ

وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌۙ

تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌۜ

اُو۬لٰٓئِكَ هُـمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ

Kulakları sağır eden o ses geldiğinde, işte o gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar. O gün her kişinin işi başından aşkındır. O gün birtakım yüzler ışık saçar; güleçtir, müjde almıştır. Birtakım yüzler de o gün toza toprağa bürünmüş; kapkara kesilmiştir. İşte bunlar, (yüzleri kapkara esilenler) inkârcılardır, günahkârlardır. [1][1]

Nurefşan kızım biz de olur da veledleri olmaz mı? Olmaması mümkün değil. Her ne kadar Gülhüma torunum gibi ara-sıra ağlamalarıyla ortalığı inletseler de Tahir oğlum ve Gülce kızım evimizin neşesi ve dört köşesi oldular.

Ben çocuklarımı ve torunlarımı severken “Rabbimin hediyesi, Rabbimin lutfu” diyerek seviyorum. Gerçekten de öyle onlar bize Allah’ın hediyesi ve emanetidir. Allah’ı sevdiğimizden dolayı onları sevmiş olacağız. Allah’ı hesaba katmadan sevdiklerimizi seversek nimeti ve hediyeyi verene karşı nankörlük etmiş oluruz. Bu nankörlük, Allah korusun nimetin elden çıkmasına, saadet ve sevincin bozulmasına ve kaybolmasına sebep olabilir.

Her ne ise gelelim konumuza: 4,5 yaşındaki Gülce torunum bir gün benden tamamen doğal haliyle  su istedi:

-Büyük babacığım, bana bir bardak su verir misin?

-Hay hay benim güzel kızım, dedim, bir bardak suyu kendilerine uzattım. Gülce kızım suyu aldı, ben hiç bir telkinde bulunmadan yere çöktü ve Bismillahirrahmanirrahim dedikten sonra suyu içmeye başladı. Bir nefes, iki nefes derken suyu bitirdi. Aferin benim kızıma dedim, sevmeye fırsat tanımadan bardağı verip oyuncaklarının yanına koştu.

Onun bu hali, beni hem şaşırttı ve hem de sevindirdi. Hem onu çok sevdim, hem ona bu terbiyeyi veren Nurefşan kızımı ve babasını tebrik ettim. Onlar bu terbiyeyi vermeselerdi, bu yaşta bu çocuk bu güzel davranışı nasıl sergileyebilirdi. Küçük yaşlardan itibaren çocukları Allah’ın razı olduğu şekilde yetiştirmek, onların büyüdüklerinde Müslümanca bir hayat yaşamalarını sağamak işte buna derler. Zaten Müslüman anne-babalar, küçük yaşlardan itibaren bu İslam terbiyesini kazandırmazlarsa, daha sonra onlara bunu kazandırmak hele bu asırda Müslüman olmayan birine İslam’ı Kabul ettirmek kadar zordur.

Akşam çayında Gülce’nin yaptıklarını anlattım, tebriklerimi bildirdim. Dikkatler ve tebrikler Gülce’nin üzerinde toplanmıştı. Bereket versin torunlarım Gülhuma ile ablası Ayşeala kuzularım Adapazarına gitmişti. Yoksa… gerisini düşünmek bile istemiyorum. Meydanı boş bulan Gülce bir de kendisinden övgü ile bahsedildiğini duyunca hemen kulak kesildi. Memnuniyetine diyecek yoktu. Yanı başımda tebessümlerle tebrik şamatasını seyreden 2,5 yaşındaki Tahir de “keşke böyle güzel bir olayın kahramanı da ben olaydım” der gibiydi. Onu da onure edecek sözler söyleyerek faslı kapattık.

Allah bütün çocuklarımızı ana-babalarına, vatana ve millete hayırlı evlad eylesin. Hiç kimse çocukları yüzünden imtihanı kaybedip de iki dünyanın cehennemine düşmesin.

Bu olay vesilesiyle Nurefşan kızımın bir hassasiyeti yine beni çok memnun eyledi: “Ben, dedi, babacığım, çocuklarımı televizyonlardaki müstehcen görüntü ve davranışlardan uzak tutabilmek için televizyon izlemeyi sıfıra indirmiş bulunuyorum. Ona ayıracağım zamanı çocuklarımı olumlu eğitmekle geçiriyorum.

Bu halleriyle benim çocuklarım beni memnun ettiler. Allah da onları ve çocuklarını, ve de bu yazımızı okuyan kardeşlerimi çocuklarıyla beraber memnun, mesrur ve mesud eylesin. Vatanımız cennet olsun, Allah cenneti hepimize vatan eylesin.

Dr. Vehbi KARAKAŞ


[2][1] Abese, 80/33-42


ETİKETLER: Koronavirüs
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.