islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
22°C

Ülker’ler ve benzerleri mi millet mi daha fazla veriyor?

Ülker’ler ve benzerleri mi millet mi daha fazla veriyor?

Ülker”i Bizden Bildik

Önceki yazılarımda da işaret ettiğim gibi Ülker markasını yaklaşık 40 yıldan beri tanırım. Ülker”leri de Müslüman camianın başarılı olmuş bir örneği olarak görürüm. Bu sebeple Ülker mamullerini de bir tür kutsallaştırarak tercih ederim. Daha açık bir anlatımla Ülker ailesini bizden bilirim.

Murat Ülker’in dili ile açıklanan 6,5 milyar dolarlık faizli borç ve bu borcun yeniden yapılandırılması konusu şahsen beni derinden sarstı. Sevgi kaynaklı üzüntü ve öfke içinde bir yazı yazdım.

https://www.mirathaber.com/duzelmezlerse-murat-ulker-ve-benzerleri-daha-beter-olacak-14-3990h

Ailenin erdemlerine değinerek sadece faizli borç uygulamasına odaklandım ve yürekten yergilerde bulundum.

Haksız Eleştiriler

Böyle iken Murat Ülker’in dostu benim de talebem olan F.S. bana Murat Ülker’in yazımdan ötürü üzüldüğünü beyanla beni yeren ve Ülker ailesinin hayırlarına değinen bir mesaj attı. Bu mesajın bir bölümü şöyleydi:

“Ali Riza hocam! Yazınız, hayatı boyunca milli ve manevi çalışmalar içinde yer almış birisine karşı acımasız ve haksız eleştiriler, yanlış bilgiler ile dolu.Bu yazınız sadece benim gibi Murat beyin yakın dostlarını değil bu yazıyı okumuş sayıları binleri bulmuş. Murat Bey ve şirketlerinden burs almış öğrencileri, bu aile tarafından yapılmış onlarca cami cemaatini, yapmış oldukları onlarca yurtta kalan yüzlerce öğrenciyi Kur”ân-ı Kerim kursu öğrencisini yetimleri de duyduklarında ne yazık ki üzecek bir üsluptadır.”

Uzunca olan mesajı bir yazı ile cevaplandırmıştım.

https://www.mirathaber.com/murat-ulkeri-savunmak-haram-elestiriyi-mesru-kilmaz-14-4024h

Hayırlar Yapıldı Söylemi

Yukarıda sunduğum bölüm ise içimde ukde oluşturdu. Yıllardır kendi ölçeğinde hayırlar yapan ve ilk yazısında Ülker ailesinin zekât verici olduğuna değinen bir insan olarak hayırlar konusuna sorular eşliğinde biraz daha derinden ve inceden bakmak istedim.

Ülker (veya Ülker gibi hayırları olan aileler) mi milletimize yoksa milletimiz mi Ülker’e ve benzerlerine daha çok verdi / veriyor? Sorgulamayı kendimiz üzerinden de yapabiliriz, yapmalıyız da. Soralım:

Bir aile nasıl yarım asırda Türkiye’de gayr-ı menkul zengini olabilir? Nasıl dünya çapında bir marka oluşturabilir? İki ihtimali var:

– Yabancı ve örtülü-derin gücün/güçlerin yıllarca süren ve sürmekte olan doğrudan ve faizli krediler gibi dolaylı destekleriyle,

– Çalışkan aileye Rabbimin yürü kulum deyip önünü açmasıyla İslâm açısından da meşru yollarla.

Hüsn-ü Zanda Bulunmalıyız

Birinci ihtimal düşünülebilirse de ikinci ihtimalde karar kılalım. Biz ilk yazımızda Ülker ailesinin dindarlığına atıf yaparken ne ölçüde olduğunu bilmesek de zekât verici olduklarına değindik. Özel kaynağım da bana ailenin hayırsever olduğunu dile getirmiştir.

Evet, aile camiler yaptırmış, yurtlar açmış, burslar vermiş ve diğer bazı hayırlarda bulunmuştur. Ama bu gibi hayırlarımızı dile getirme hakkımız olmasa gerektir. Çünkü verdiklerimiz aldıklarımız yanında pek cüzî kalır.

Önce şu gerçeğin altını çizelim. Ülkede zengin olan her insan milletin teveccühü ile kazanır. İmanlı insanların edindikleri menkul ve gayr-ı menkullerde Allah’ın, toplumun fakirleri, işsizleri, dulları, yetimleri vs. için belirlediği hakkın verilmesi gerekir. Verilmemesi topluma zulüm olur.

Bu gerçeğe parmak bastıktan sonra şimdi de milletin verdiklerine bir bakalım.

a- Bisküvi ve çikolata sanayinde üretimin zararlı maddeler içerdiği bir hakikattir. Ülker mamullerinde böylesi zararlar var ise milletimize çok büyük ölçüde zarar verilmiş demektir. Ülkemiz insanı sağlığından vermiştir ve veriyor.

b- Plastik ürünlerin doğada kaybolmadığı, dolaylı olarak giderilemez zararlı kirliliğe neden olduğu biliniyor ama bisküvi ve çikolata sanayinde ambalajlamada kullanılan alüminyum folyo ve benzeri maddelerin zarar vericiliği de bir gerçek. Yani zarar üstlenerek yine millet verdi ve veriyor.

c- Daha da önemlisi zenginliğine zenginlik, ününe ün katmak için öteden beri faizli kredilerle yoğrulan Ülkerler ve benzerlerinin milyonlarca liralık faizlerini milletimiz ödüyor. Çünkü ödenen faizler üretilen ürünlerin üzerine serpiştirilmektedir.

Milletimiz Daha Çok Verdi ve Veriyor

Görülüyor ki milletimiz hem zararları üstleniyor hem de faizleri ödüyor üstelik bir de kazandırıyor.

Şimdi sormadan edemiyoruz: 3-5 cami yaptırmak mı, yurtlar kurmak mı, burslar vermek mi yoksa milletin verdikleri mi daha çok, daha büyük?

Bu arada ailenin hakkını da verelim. Milletten devamlı aldıkları halde millete hiçbir şey vermeyen yani Ülker’in hayır olarak yaptıklarını yapmayan nice nice kuruluşlar var. Onların durumu bizi üzmüyor, milletimiz adına öfkelendiriyor. Çünkü biz onları biliyoruz ve onlardan hiçbir hayır beklemiyoruz. Ama Ülker’ler öyle mi? Biz onları kendimizden bildiğimiz için ve Allah’ın ve Peygamberinin savaş açtığı sömürücü faizcilere teslim oldukları için yeriyoruz.

Haramlara Meşrulaştırılıyor

Bu arada bizi üzen Murat Ülker’in 6,5 milyar borç ve yapılandırılması ile alakalı beyanlarında hiçbir çekince duymaması olmuştur. Nedense ülkemizde Müslümanların bir kısmı tesettürsüzlüğü yani haramı ayıp ve günah olmaktan çıkardı, namaz kılmamak da böyle… Cinsel haramlardan ötürü hala yüzü kızaranlar var ise de faiz de meşrulaştırıldı. İslâm açısından utanç duyulması ve gizlenilmesi gereken faiz artık Diyanet camiasında bile normal ticari bir işlem gibi görülmeye başlandı.

Amacımız Ne?

Yaşı 73‘e girmiş Ali Rıza Demircan’ın amacı ne? Niçin Ülker’lerin adına yer verdiği yazılar yazdı.

Eğer biz bu yazılarımızla giybet ettiğimiz şüphesine düşmek bir tarafa cihad ettiğimize inanmasaydık ve müsteşarlarımızdan onay almasaydık kalemimizi oynatmazdık. Daha da üzücü olan faizli işlemler hususunda örneğin Askon ve Müsiad üyelerinin çoğunluğu da Ülker gibi. Ülkerler onların bir kısmı yanında belki de Zemzem ile yıkanmış sayılır. Allah sonumuzu hayreylesin.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.