Ürdün, ülke tarihinde önemli, hassas ve tehlikeli bir dönemi başlatan Aralık ayı sonunda halk gösterilerine sahne oldu.
Ülkedeki son protesto dalgası, toplu taşıma çalışanlarının artan akaryakıt fiyatlarını protesto etmek için hızla katıldığı grev ilanıyla başladı.
Bu protestolar, Ürdün tarihindeki en tehlikeli dönüm noktalarından biridir, çünkü bu öfke dalgasını yaşayan güney şehirleri, 1989’daki “Nisan İsyanı” na sahne olan şehirlerdir.
Mevcut protestolar, hükümet için önceki huzursuzluktan daha büyük bir tehdit oluşturuyor çünkü kriz, bir işçi grevinden, Güney kasabalarının pek çok sakininin hızla yanıt verdiği bir genel greve ve protesto hareketine dönüştü.
Ürdün’deki yakıt fiyatları, şimdiye kadarki en yüksek fiyata çıktı ve hükümet, kısmen Ukrayna’daki savaş nedeniyle artan dünya piyasa fiyatlarıyla bağlantılı olduğunu iddia ederek kendini haklı göstermeye çalıştı.
Mart 2022’de dünya piyasalarında bir varil petrolün fiyatı 100 ile 110 dolar arasındaydı ve Ürdünlüler bir litre benzini 0,74 dinar (yaklaşık 0,98 euro) fiyattan satın aldı. Petrolün varil fiyatının 75 ila 80 dolar arasında olduğu Aralık ayında Ürdünlüler bir litre benzine 0,92 dinar (yaklaşık 1,21 euro) ödedi .
Bu rakamlar, dünya petrol fiyatları %30 düşerken, Ürdün hükümetinin vatandaşları için yakıt fiyatlarını yaklaşık %25 oranında artırdığı anlamına geliyor.
Elbette Ürdün’ün yaşadığı kriz, artan akaryakıt fiyatlarıyla sınırlı değil. Krallık, yetkililerin covid-19 salgınıyla başa çıkmak için aldığı aşırı önlemlere bağlı olarak boğucu bir ekonomik kriz yaşıyor.
Artan fiyatlar ve yüksek işsizlikle birlikte, devletin kamu borcu tüm zamanların en yüksek seviyesinde ve ticaret dengesi açığı genişlemeye devam ediyor. Bu nedenle ülke, temel ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla dövize ihtiyaç duydu ve bu nedenle devletin ihtiyaç duyduğu mali geliri bulmak için daha yüksek vergi zorunluluğu getirdi.
Ürdün’ün kamu borcu şu anda yaklaşık 47 milyar dolardır ve bu, ülke tarihindeki en yüksek seviye olan GSYİH’nın %106’sını temsil etmektedir. 2023 bütçesinin %14’ünün borç ödemeye ve yıl içinde ödenmesi gereken yükümlülükleri karşılamaya harcanması bekleniyor.
Rejimin güvenlik üzerindeki baskısını ve denetimini sıkılaştırma çabalarına rağmen hoşnutsuzluğu ve eleştirileri yoğunlaştıran işsizlik, yüksek fiyatlar, artan yoksulluk oranı veya kamu borcu gibi ekonomik endekslerindeki bozulma göz önüne alındığında, ülkede huzurun sağlanması kolay görünmüyor.
Başka bir deyişle, Ürdün’de yaşananlar gelip geçici bir protesto dalgası değil, bölgeyi kasıp kavurabilecek bir öfke dalgasının başlangıcı olabilir.
Çeviri: Tuğba Hamarat
Kaynak: www.middleeasteye.net