islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4905
EURO
34,9546
ALTIN
2.435,08
BIST
9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Hafif Yağmurlu
16°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

UYARICI AHLAKÎ NOTLAR

UYARICI AHLAKÎ NOTLAR

Sunacağım notlarımın anlama bürünebilmesi için bazı bilgiler arz ermek istiyorum.

1970 yılı Ocak ayında İstanbul İmam Hatip mezunu olarak 25 yaşına girerken Süleymaniye Camiine önce hatip, sonra da imam hatip oldum.

Benim 12 yıl görev yaptığım dönemde İstanbul’da İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi olarak iki üniversite vardı.

İlim Yayma Vakfı Yurdu

İslam’a eğilimi olup Cuma namazı kılan gençliğin çoğunluğu da Süleymaniye’de bulunan İlim Yayma Cemiyet’inin ve İLİM YAYMA VAKFI’nın  yurtlarında kalıyordu.

Hutbelerim ve  Konferanslarım…

3-4 dönem üniversite gençliğine 12 yıl boyunca hutbelerimle İslam’ı bir hayatı düzeni olarak açıklamaya çalıştım. Spordan kadın haklarına, Cumhuriyet’ten Şerîat’e, turizmden isçi haklarına, cinsellikten kültürel cihada kadar hemen hemen bütün hayati konularda kendimi yetiştirmeye ve bilgilendirip bilinçlendirmeye çalıştım.

1974 sonrasında bu çalışmalarımız konferanslarımız ve kitaplarımızla, 1990 sonrasında ise televizyon programlarımızın ilavesiyle devam etti. Şu son dönemde de Mirat Haber. com sitesinde yazılarımızı sürdürüyoruz.

Gereğince muktedir olup olmadıkları tartışılabilirse de 20 yıldır iktidarda olan kadrolarımız üzerinde küçük de olsa bir hizmetimiz oldu.

Bu Defa Nasılsa Özel Davet Alabildim

Hayatımın önemli bir bölümü Süleymaniye bağlantılı olmasına rağmen anılan sivil örgütlerimiz yönetimleriyle pek bir ilişkim olmadı. İltifat da edilmedi. Ama bu defa bizi de unutmadılar. Bilal Erdoğan kardeşimiz davet edince İlim Yayma Vakfı’nın 50. Yıl toplantısına katıldım.

Notlarımıza Gelince

Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıya Muhterem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da katılacağı için ilgi büyüktü. Benim gibi yaşlılardan ve üst düzeyli resmi görevlilerden ve iş adamlarımızdan pek dostla selamlaşma ve ayak üstü sohbet imkânımız oldu.

Rektörlerimizin İlgisi

Unutulmadığımızı gördüm. İnsanların unutmayıp vefa gösterdikleri çalışmaları Rabbimiz unutur mu? Üstelik dünya hayatında şeref bahşetmez mi? Unutulmadığımız örneklendirildi de.

Bir ara oturuyorken yanımıza a bir kardeşimiz geldi ve kendisini filanca Üniversitemizin rektörü olarak tanıttı. Kısa bir süre sonra güleç yüzü ile bir diğer üniversitemizin rektörü sohbete katıldı. Derken bir imam çocuğu olduğunu ve   bizi yakından takip ettiğini söyleyen ünlü bir üniversitemizin rektörü sohbete iştirak etti. Hepsi de bizim için geldiler sevgileri ve saygılarını sundular.

İnanınız yüreğimde derin bir mutluluğu yaşlarken gözlerime söz geçiremedim. Sonuçta ben bir hocayım. Görevde olan üç rektörümüzün ilgisini görmek, bana Rabbimin baha biçilemeyecek bir lütfu olarak göründü. Kendilerinden izin almadığım için isimlerini zikretmediğim bu ilim adamlarımızdan saygı ve sevgi görürken onları görevi getiren Recep Tayyip kardeşimizi dua ile anma gereğini duydum.

Cumhurbaşkanımızın Konuşması

Toplantıda ilgi odağı sayın Cumhurbaşkanımızdı. Konuşmasını zevkle dinledim. Konuşmada samimiyet, bilgi ve bilinç vardı. Kendisini azimli de gördüm. Düşünmeden edemedim, bütün bu özellikleri yönetimine neden  gereğince yansımıyor?

Yönetim, İslam ve tarih bilincine sahip tecrübeli, yenilikçi bir kadro ve serdengeçti bilgin danışmanlardan oluşacak bir çevre işi olsa gerek. Yoksa bizim bilmediğimiz sebepler de mi var?

Son yazılarımdan biri olan “Cumhurbaşkanım! Size değil, ilkelerimize boyun eğecek bilinçli kişileri seçelim” başlıklı yazımda da bu konuya değinmiştim,

Özetlersek bundan böyle Cumhurbaşkanımızın ülkemize hizmet dışında, nefsi adına bir talebi olabileceğini de sanmıyorum. Samimi kanaatim bu. Peygamberimiz her farz namazların ardından “ Allahım! Senin verdiğini  engelleyecek, engellediğini de verecek  hiçbir güç yoktur,” şeklinde dua ederdi. Ben de böyle dua ettiğimi için hayatım boyunca insanlardan bir beklentim olmadı ve tenezzül de etmedim. Bu sebeple kanaatlerimi özgürce açığa vuruyorum.

Yalakalığımız Devam Ediyor

Biz bir türlü ahlâk adamı olamadık. Recep Tayyip kardeşimiz salona girerken boynunu vururcasına coşkulu yalakalığımız ayaklandı; istisnasız herkes ayağa fırladı. Bu yetmiyor muş gibi konuşması için kürsüye davet edildiğinde de aynı şekilde komut alınmışçasına ayağa kalkıldı ve konuşmaları sırasında alkış tufanına boğuldu.

Nerede İslam Ahlâkı?

Nerede İslam ahlâkı. Peygamberimiz kendisi için ayağa kalkan sahabilerinin bu tür saygı gösterilerini yasaklamışlardı. (Ebu Davud Edep 153)

İkinci seferde ayağa kalkmadım. Konuşmanın beğendiğimim bölümlerinde ise olması gerektiği üzere alkışlamadım, orta yükseklikte  bir sesle hamd edip tekbir getirdim.

Geçenlerde il müftlerinin Cumhurbaşkanımızı ayağa kalkarak dakikalarca alkışlamalarını da yermiştim.

İlgi yalakalığa vardırılıyor, sonra da istişareye gereğince yer verilmediğinden; otoriteleşmeden şikâyet ediliyor. Ama Recep Tayyip bey kardeşimizin de bu tür aşırılıklara düşülmemesi hususunda uyarıda bulunması gerekmez m? Çünkü peygamberimiz s.a. “Kim insanların kendisi için hazırola geçmesinden  hoşlanırsa ateşten yerine hazırlansın,” buyuruyor.  (Tirmizi Edep 13)

Neden  Bir Türlü Disipline Olamıyoruz?

Biz Müslümanların namaz ve oruç vakitleriyle olsun disipline olmuş  olmamız gerekir. Toplantılarımızda ilan edilen vakte de uyulması gerekmez mi? Vakit bildirisi uyulması gereken vaad değil midir?

Merasim geç başladı. Benim gibi yaşlılar da doğal ihtiyaç  ve geçmekte olan öğle namazı için kalkmak zorunda kaldı. Kalkınca da bir daha da geri dönemedim. Bizim gibiler için Ramazan rehaveti ve eve dönüş de bir mesele…

İlim Yayma Vakfı’na daha nice elli yıllar dilerim.

Ali Rıza Demircan

İlim Yayma Vakfı, Cumhurbaşkanı, Yalakalık, Üniversite gençliği, Cuma namazı

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.