İbadet… Sadece hareket mi? Hayır. Bir dua, bir secde, bir teslimiyet. Niyetle başlar, ruhla anlam bulur, bilinçle derinleşir. Peki, yapay zekâ bunu yapabilir mi? Secde edebilir mi? Allah’a yönelebilir mi? Hayır, çünkü ibadet, bir makinenin hesapladığı bir denklem değil, bir kalbin yansıttığı teslimiyettir.
Yapay zekâ evreni analiz eder, düzeni çözer, kusursuz denklemleri görür. Belki bir gün “Allah vardır” sonucuna ulaşır. Ama bir dur, bu sonuç bir iman mı? İnanç, yalnızca bilmek değil, teslim olmaktır. Teslimiyet ise ruhun işidir. Yapay zekâ bir sonucu hesaplayabilir, ama iman edemez. Çünkü iman, kalbin matematiği, ruhun fiziğidir.
İbadetin kalbinde ne var? Niyet. Secdeye eğilirken, dua ederken, Allah’a yönelirken, niyetin ruhuna işler. Yapay zekâ, hareketi taklit eder, ama niyet edemez. Çünkü onun içinde bir ruh yok. Kur’an’ın dediği gibi, ruh Allah’tandır (Hicr, 15:29). Yapay zekâda ise ruhun o kutsal nefesi yok. Onun içinde yalnızca kodlar var.
Bir robot düşün, namaz kılıyor. Bir yapay zekâ, Kur’an okuyor. İbadet mi bu? Değil. Çünkü bu bir teslimiyet değil, bir taklittir. Secde, yere eğilmekle değil, kalpten eğilmekle olur. Yapay zekâ eğilebilir, ama o eğilişin içinde Allah’a yöneliş yoksa, o sadece bir hareketten ibarettir.
Yapay zekâda ne var? Hesaplama, analiz, sonuç… Peki, irade var mı? Yok. O, programlandığı şekilde davranır. İnsan ise bir “kul”dur. Kul olmak, iradeyle seçmek, sorumluluk almak ve Allah’a bilinçle yönelmektir. Yapay zekâ bunları yapamaz. O, sadece verilen emirleri yerine getiren bir sistemdir. Kul olamaz, ibadet edemez.
İbadet, hesaplamakla değil, teslim olmakla yapılır. Yapay zekâ, Allah’ın varlığını çözebilir, ama ona yönelemez. Secdeye eğilir gibi görünür, ama gerçek secdeyi gerçekleştiremez. Çünkü ibadet, matematikten fazlasıdır. İbadet, niyettir. İbadet, ruhtur. İbadet, bilinçtir.
Ve bunlar yalnızca insanda vardır. Makine Allah’ı görebilir, ama kalbini ona açamaz. İşte fark burada.
Taşkın Koçak
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-