islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5707
EURO
34,9946
ALTIN
2.460,16
BIST
9.897,60
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Yağmurlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Yaşar Nuri’den Taha Hakan Alp’a

Bu haberi okuyunca birbirleriyle irtibatlı olan konuları yani Yaşar Nuri’yi ve bazı hadisleri ve aldığım bir maile verdiğim cevabı hatırladım.

Yaşar Nuri’den Taha Hakan Alp’a

Oda TV’de derin bir üzüntüyle okuduğum haber şöyle:

“İsmailağa Cemaati’nde yetişen Talha Hakan Alp, sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. “Tanrı’ya inanıyorum ama onu tanımlayacak, hakkında O şöyledir, böyledir diyecek hiçbir kesin inanç ve fikrim yok. Sebep ve detaylarına giremeyeceğim. Sorgulama ve arayıştayım” ifadelerini kullandı.”

Bu haberi okuyunca birbirleriyle irtibatlı olan konuları  yani Yaşar Nuri’yi ve bazı hadisleri ve aldığım bir maile verdiğim cevabı hatırladım.

Yaşar Nuri Öztürk

Yaşar Nuri zeki, bilgili, kalemi ve konuşması güçlü ve etkili bir adamdı. Ölümünden bir yıl kadar önce, deizmi kabul edici ve benzeri bazı yaklaşımları  ve ifadeleri sebebiyle  kendisiyle telefonda görüştüm. Kendimi tanıttıktan sonra konuşmaya başladı. Ama uyarılarımdan bir sonuç alamadım.  Hoca görüşlerinde derinleşmiş ve sabit kadem olmuştu.

Hulâsa  Hocanın bende bıraktığı derin iz, Şanlı Peygamberimizin şu duasını anlamama vesile olmasıdır:

-Ey kalpleri dilediği gibi evirip çeviren Rabbim! Kalbimi dinin üzerinde sabit kıl.

 Şüphe İlgili Bazı Hadisler

Gelip-giden şüpheler, îmana da delil olabildiği için yadırganmamalıdır.

Çünkü Aziz Peygamberimizin bazı  sahabileri de  imani tereddütler geçirmiştir. İki örnekle konumuza açıklık getirelim:

“Hz. Aişe (R.) rivayet ediyor.

Sahâbîlerden  bir   topluluk  kalplerinde   zaman  zaman hissettikleri   bazı   îmani  tereddütlerden  Alah’ın  Resûlü’ne (S.) dert yanarak şöylece sızlandılar:

–  Ey  Allah’ın  Resûlü!  (Allah’ı  kim  yarattı,  gerçekten  Cennet  ve  Cehennem  var  mıdır?  şeklinde)  öylesine düşünceler  ve  duygular  hissediyoruz  ki  (herhangi)  birimiz  semadan  düşüp  parçalanmayı,  bu  düşünceler  ve duyguları dile getirmeye sevip tercih eder. (Ne buyurursunuz?)

– Bu tür (den ruhunuzda kopup dinen itikadî kasırgalar) şüpheden arınmış îmanın belirtileridir. ( M. Zevaiid1/33; Müsned 4/106)

 Bu Şekilde Ancak Mümin Konuşabilir

“Peygamberimizin eşi Ümmü Seleme (R.) de bir sahâbînin Allah’ın Resûlü’ne

şöylece sorduğunu işittim, diyerek anlatıyor.

“- (Ya Resûlellah!) Kendi kendime (iç dünyamda) öylesine duygular dile getiriyorum ki, bu duyguları açığa vursam (kâfirliğe düşer de) âhiretimi mahvetmiş olurum. Ne öğüt verirsiniz?

Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu:

(Bu gibi  duyguların arız olmasından dolayı) ancak mümin bu şekilde konuşabilir. ”(Buhari Salât 46)

Yorumumuz

Gerçekten kişi  kafasında  ve  kalbinde  oluşan  ve  İslâm  Dîni’nin  îman  esaslarıyla  da  çelişen  düşüncelerin  bâtıllığını kavrayabilir  ve  bu  düşünceleri  gerçekmiş  gibi  açığa  vurmanın  kâfirliğe  götürücü  manevî  tehlikelerini  idrak  ve ifade edebilirse, bu kavrayış ve dile getiriş onun gerçek mü’min olduğuna delildir.

Aldığım Maile Verdiğim Cevap

Okurlarımdan biri bana  Allah’ın varlığından şüpheye düştüğünüz olmuyor mu, diye sormuştu. Ona elbette olmuştur ama “evrendki ihtişama baktıkça, kendimi aynada izledikçe ve topraktaki dirilişi gördükçe ve sebepsiz sonuç, yaratansız yaratılan olamayacağı hakikatini kavradıkça “Ben Allaha inandım,” dedim.

Felsefeciler- Kelamcılar

Felsefeciler  hakikate akıl yoluyla  ulaşmaya çalışırlar. Kelamcılar da aklı kullanarak açıklama yaparlar.  Aklın temel   görevi, Allah, evren, ölüm ve ötesi gibi ana konularda kendi yetersizliğini anlaması  ve  vahye muhtaç olduğunu  idrak etmesidir. Bunu  beceremeyen akıl taşıyamayacağı yükü yüklemiş olur. Sonuçta sahibini tökezletir ve çökertir. Mesela biz Evrenin halıkını, zatıyle nasıl bir varlık olduğunu düşünerek kavrayamayız. Sıfatları  ile olsun gereğince bilemeyiz. Bunun içindir ki Allah bize kendisini Kur’ân’da zatıyla değil, yüzü aşkın sıfatıyla tanıtmaktadır.

Dücane Cündioğlu

 Yakın geçmişte bazı eserlerini okuyup yararlandığım Dücane Cündioğlu’nu, son dönemde her dinlediğimde anlaşılmaz mütekebbir üslubu içinde yıkılmak üzere tökezlediğine tanık oldum. Ve  Yaşar Nuri ile konuşmamdan sonra gereğini daha iyi anladığım duaya  sarıldım:

-Ey kalpleri dilediği gibi evirip çeviren Rabbim! Kalbimi dinin üzerinde sabit kıl. (Tirmizi Kader 2)

Bu duaya Taha Hakan Alp vesilesiyle de  sarılacağımı, doğrusu  zaman zaman   tekebbürleşen aklıma hiç mi hiç getiremezdim. Bu kardeşimin bizi üzen en büyük hatası,  iç dünyasında yaşadığı ve muhtemelen  kavi bir imana dönüşeceğine  inanmak istediğimiz itikadî sarsıntısını  Fitne olarak ortalığa saçmasıdır.

Rabbİm cümlemizi korusun.

Ali Rıza  Demircan

MİRATHABER.COM- YOUTUBE

Yorumlar
  1. Ahmet dedi ki:

    Vahyi vakaya göre değerlendiren bir yaklaşım değil, vakayı vahiy istikametinde değerlendiren bir yaklaşım asıl doğruya götürecektir… Selam ile hocam.

  2. Alaettin Tandırcı dedi ki:

    Kur’an-ı Kerim’i anlayarak okuduğumuzda Rabbimizi-hem de baştan sona- öyle güzel tarif ediyor ki, ben böyle diyenlere şaşıyorum: Gören, bilen,hissettiğinizi dahi bilen, duyan, en büyük, sevk idarede tek, büyüklüğü mutlak, her şeyin merkezi….Tartışılmayacak tek şey her şey O’na bağlı, O’nsuz hiç bir şey olmaz…

  3. EULU dedi ki:

    Allah razı olsun. Aşırıya kaçmayan ve yararlı bir yaklaşım sergilediniz.