Yiğit Bulut’a Cevap

04 Haziran 2017 Pazar tarihli köşe yazısında Yiğit BULUT, yazdığı yazı içeriği ile bizi kendisine cevap vermeye itti. Bu güne kadar çok cevap verilmesi gereken konular oldu, ama daha çok bunlar tarihsel, istatiksel bilgiler olduğu için açıkçası gerek görmedik. Ama şimdi bu yazısında Yiğit bey, YENİ EKONOMİK PARADİGMADAN bahsediyor. Biz yalap şalap kopya çekilsin diye mevcut ekonomik paradigma/değersayım anlayışına ekip olarak eleştirel çalışmıyoruz. Bizim bahsettiğimiz paradigma/değersayım değişimi bir yönüyle tam da bu yeni ekonomik paradigma diye sunulandır.Biz hiç bir şahsı hedef alarak yazmıyoruz, ama şahısların millet devlet aleyhinde olacak yazdıkları asli ilkelerimize sadakatimiz gereği hedefimizin konusu olacaktır. Yiğit beyin yazdıklarına geçelim.

Türkiye”nin Tarihi fırsatını “Türk Lirası cinsi enstrümanlara alımların artacağını söylüyorum. Ve ekliyorum; TL’de kalan kazandı” diyor. Soru; TL enstrümanları nedir? Neden buna açık açık faiz enstrümanlarının TL bazında kazandıracağını söylemiyorsunuz? Siz hani faiz aleyhinde konuşuyordunuz? Hiç bir zaman faizin tamamen kalkması taraftarı olmadınız. Bunu da söylemediniz, biliyoruz. Oraya ayrıca temas edeceğiz.

Yiğit Bey, Kötü giden ekonomi söylemlerinin aslında felaket tellallığı olduğunu, içeriden bizde dahil FED odaklı felaket tellallığı yaymaya çalışıyormuşuz. Yiğit beyin önce şunu bilmesi lazım; bizim bu devlete bu millete bağlılığımız, her hangi bir devlet kurumunda yüksek maaş alarak oluşan bir bağlılık değildir.Böyle bir beklentimiz de yoktur. Zamanı geldi mi herkes olması gereken yerde olacaktır. Çünkü Allah adildir. Yiğit bey % 50 yabancı kavramlar kullanarak iyi finansal okur yazarlık öğrenmiş ama henüz asıl sorunu kavramadığı belli. AB ülkelerinin çok büyük kriz yaşayacağını söylerken, Türkiye’ye uçacak demesi, aklın mantığın kabul edeceği bir şey mi? Sizin büyük ihracatınız AB ülkelerine olduğu halde, bu ülkeler batacak siz de bu ihracatınızı değil korumayı arttıracaksınız öyle mi?

Yiğit Bey, Varlık fonunu, varlık havuzuna benzeterek zihinlerde ilginç şeyler uyandırıyor. Varlığı ekonomiye kazandırmaktan bahseden Yiğit Bey! bunlar yerden mantar gibi mi çıktı? Bunlar zaten ekonominin içinde değil miydi? Ekonomiye kazandırmak olarak kredi bulmak için teminat göstermeyi mi kast ediyorsunuz?

Bir de “ Yeni Ekonomik Paradigma” bu varlık havuzu ile hayata geçecekmiş.Ekonomi kavramını bildiğini düşünüyorum Yiğit Beyin, ama yeni ve paradigmakelimeleri konusunda şüpheliyim. Varlık fonunu havuza çeviren Yiğit Bey, borç bulmak için Teminat vermekle yeni bir ekonomi oluşturulacağını söylüyor. Hem de havuzda…

Yiğit bey “öne çıkarmamız gereken en önemli sektörlerden biri KATILIM BANKACILIĞI… Gerekli hukuki düzenlemeleri TAMAMLAYABİLİRSEK, BANKACILIK merkezi Türkiye olabilir, olmalıdır” diyor. Kafa yapısı aynı. Faizci banka sisteminin İstanbul merkezli olması Yiğit Bey için çok büyük iktisadi öneme sahip. Oysa mevcut düzen borca dayalı bir parasal yapıdır. Bu yapının daha güçlü bir biçimde İslami banka adında millete yutturulması büyük tehlikedir. Tam bir liberalist düşünce yapısı ile katılım bankalarını savunur halde olması doğrusu konuya teknik vakıf olan için hayret uyandırıcı bir durumdur. Küresel sömürü para sisteminin Londra”dan İstanbul”da yer alması, ülkenin kaynaklarını bütünüyle sömürmek milletin tam bir köle haline gelmesi demektir.Sayın Bulut, bunları ne içerek yazıyor bilmiyorum ama kesin bildiğimiz bir şey var BDPS ne demek olduğunu bilmiyor. 

“Merkez olmak için ne gerekli? Her şeyden önce BDDK’nın iki ayrı sistemi taşıyacak şekilde yapılandırılması veya yeni bir yapı oluşturulması düşünülebilir” diyor. Para kredi sistemi yine borca dayalı bir mekanizma içinde devam edecek. Sadece şu an hukuki alt yapısı uydurulamayan katılım bankalarının fetva vericilerini bulduktan sonra hukuki alt yapılarının da oluşturulması dini açıdan sağlanmış olacak. Ama sonuçta bu yeni hukuki çalışmada borca dayalı para sisteminin işleyişi içinde olacak.Bunun faizsiz olması mümkün değildir. Tipik bir Endonezya”da uygulananın taklidi olacak. Cumhurbaşkanının Baş danışmanlığını yapacaksın, faizin tamamen kaldırılması ile ilgili tek bir kelime etmeyecek, faizin varlığını kabul edip ama düşük olsun biraz diyeceksin…

Asla faizin kaldırılması için gerçek manada bir paradigma değişimine gitmeyip, faizli para kredi sistem içinde İslami bir jargonla bir şey üretmeye çalışacaksın. Tam bir narkozcu…

“Türkiye, Ortadoğu-Orta Asya ülkeleri başta olmak üzere para transferlerinde Londra”nın devre dışı bırakıldığı “yeni sistemi” geliştirmek zorunda, TL ZONE”u oluşturmalı ve kendi paramız üzerinden “periferimizle” iş yapabilir hale gelmek için adımlar atmalıyız.” Yiğit Bey; İngiltere, AB”de olduğu zaman bile parasal gücünü korudu. AB batışını gördüğü için çıktı. Dünyada ki küresel finans Londra”dan etkinliğini arttırarak sürdürüyor. Hayalin de bir namusu vardır.Çevre ülkelerle ticaretin kendi paramız üzerinden olması gerektiğini söylüyorsunuz. İyi güzel hoş da, önce devletimizin kendi parası olması gerekmez mi? Siz hala devletimizin kendi parası olduğunu mu sanıyorsunuz?Paranın Özel şirket Merkez Bankasına ait olduğunu çalışmalarımızla sağır sultan duydu. Biliyoruz ki buralara giremezsiniz, bari TL zone demeyin. Çünkü TL’yi kontrol edemiyorsun, birde TL ile bölgesel kontrolden bahsediyorsun. Akıllara ziyan. Ayrıca Avrasya Menkul Değerler Borsasını önerisi Türkiye”nin kendi bağımsız parasını oluşturmadan olabilecek bir oluşum değildir.

“Faizsiz enstrümanların” geliştirilmesi ve vergilendirilmesi ile ilgili yeni düzenlemeler yapılmalı ve “var olan finansal yapıya haraç vermeden” yeni bir DÜZEN kurmalıyız!” Yiğit Bey, neyin faizli faizsiz olduğunu bilecek bir İslami birikime sahip biri değildir. %50 yabancı kavramlarla konuşmayı bilgi sahibi sandırmaya çalışmak bu. Neymiş şu faizsiz İslami enstrüman? Ver şunların adlarını bakalım. Size fetva verecek olanların bilgilerini de bu konuda toplayın verin bunları bir daha ki yazınızda. Bizde bu yalanın Allah’a din öğretmeye kalkmak olduğunu gösterelim. Bütün milletin kaderini etkileyen bir yapıyı millete faizsiz diye yutturamazsınız. Hele hele kökünden faizi ret etmeyen biri olarak asla bunu yapamazsınız. Biz sizin tutarsızlıklarınızı çok iyi biliyoruz. Ancak bu konuda savurgan gerçekle bağdaşmayan yönlendirici sözleriniz asla kabul edilebilir değildir.

“Halka Arz” konusu eksikleri ile beraber devletin milleti zenginleştirmesi, zenginliğin tabana inmesi için önemli.

“ Türkiye’nin “kaynak bulma” kanalları çeşitlenmeli ve BATI’nın engel çıkarmaya devam edeceği düşünülerek, RUSYA-ÇİN-JAPONYA çizgisi harekete geçirilmeli”. İşte baklayı ağzından Yiğit Bulut çıkardı. Kaynak bulma dediği, borçlanmadır.Bugüne kadar olduğu gibi yüksek faizle kredi bulmaktır. Çünkü diş ödemelerinde dönemiyorsun.Bunu Bulut da biliyor.Mevcut siyasal yönelişin rüzgarından, kredi bulma kapılarımızı doğuya çevirelim diyor. Yani borçlanmaya devam. Borcun bitirilmesi ile ilgili yapısal bir değişim asla yok. Verdiği akıl, Batı ile gerilen ilişkilerimizden dolayı yönümüzü aynı ilişkiler düzleminde doğuya çevirelim. Sistem yine aynı, borca dayalı para kredi sistemi. Siz bu kafa yapısıyla mı Cumhurbaşkanına danışmanlık yapıyorsunuz?

Büyümeyi adeta büyük marka diye tekelleşen bir yapıyla sunan Bulut, Büyük ekonominin büyük firmalardan geçtiğini söylüyor. (Oysa biz tam tersini düşünüyoruz. Paylaşımın tabanda millette olması gerekir. Milletin büyük bir şirket ortağı olarak markalaşması şarttır.) Bu büyük firmalar kimin olacak? Onları da özelleştireceksiniz. Teminat göstereceksiniz doğuya dönüp kredi bulmak için…

Tipik bir liberalist düşünce sahibi olarak önerilerde bulunan Bulut, ülkenin büyüme modelini de büyük şirketlere indirgedi. Milli geliri rakamlarda arttıran ne olursa mubahıdır anlayışını sundu. Zenginlerin paralarını fakir halka bölerek milli geliri arttırdı.

Son olarak şunu söylüyor Yiğit bey “Türkiye pistin başına gelmiş” bir uçak! 13 yılda bu pistin başına geldi, şimdi sıra uçağı kaldırmak “ diyor. Keşke susması karşılığında maaşını biraz daha arttırsalar.Bu iktisadi öneri ve düşünce yapısı ile o uçak kalkar kalkmaz yere çakılacaktır. İşte biz bu paradigmayla/değersayımla savaşıyoruz.

Selam ve dua ile…

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi