islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5813
EURO
34,7803
ALTIN
2.507,96
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
22°C

28 Şubat Sürecinde Üniversitelerde Said Nursi’den Bahsetmek Suçtu

28 Şubat Sürecinde Üniversitelerde Said Nursi’den Bahsetmek Suçtu
28 Ağustos 2019 11:32
A+
A-

İhsan Süreyya Sırma: Valinin İlk Sözü ‘Nurculuğu Yok Edeceksin’ Oldu

Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, Bediüzzaman ile ilgili sempozyumda din dersi hocası olarak atandığı Siirt’te Bediüzzaman Said Nursi ve Nurculukla ilgili ilginç bir hatırasını anlattı. Sırma, 1966 yılında Siirt’e ilahiyatçı olarak gelen ilk din dersi hocasının kendisi olduğunu belirterek, dönemin valisi ile arasında geçen konuşmayı aktardı. Sırma, “Valinin yanına gittim. ‘Evladım al şu makaleyi oku bu ne diyorsa o şekilde din öğret’ dedi. Din düşmanı birisinin Üstad Bediüzzaman aleyhinde yazdığı bir makaleydi. ‘Sen burada Nurculuğu yok edeceksin’ dedi” şeklinde aktardı. Sırma, bu hatırasını anlattıktan sonra “Şimdi ise Üstad Bediüzzaman’dan bahsediyoruz ve karşımda sayın vali var. Allah’a şükürler olsun” dedi.

28 Şubat Sürecinde Üniversitelerde Said Nursi’den Bahsetmek Suçtu

Mezkur haberi okuyunca gayri ihtiyari olarak bendeniz de daha yakın tarihlere giderek, 28 Şubat sürecinde Sakarya Üniversitesinde yaşadıklarımı hatırladım. Topluma faydalı olayım diye “sosyal siyaset” ismi altında bir bilimsel web sitesi oluşturmuştum. Siteye ayrıca Doğu, Batı, Hıristiyan veya Müslüman farkı gözetmeksizin 163 düşünürün sosyal psikoloji, sosyal ahlâk ve sosyal pedagoji ile ilgili vecizelerine yer vermiştim.

Bu doğrultuda Albert Camus, Aristotales, Balzac, Pascal, Çiçero, Epicure, Bacon, Bernard Shaw, Dostoyevski, Goethe, Konfiçyüs, Lamartine, Socrates, Shakespeare, Tolstoy, Victor Hugo gibi Batılı ilim ve düşünce adamlarının yanı sıra Doğulu kabul edilen Cenap Şehabeddin, Farabi, Firdevsi, Halid Ziya Uşaklıgil, Hacı Bektaş-ı Veli, Hasan-ı Basri, Hz. Ali, Hz. Mevlânâ, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Gazali, Şafii, Muhyiddin-i Arabi, Namık Kemal ve Zülfü Livaneli gibi isimlerin veciz sözlerini tanıtmıştım.

Web Sitemde Said Nursi’nin Vecizelerine Yer Vermek Soruşturma Konusu Oldu

Gönlümde ayrı bir yeri olan Said Nursi’nin anlamlı sözlerine yer vermemem elbette söz konusu olamazdı. Onun için Said Nursi’nin bazı güzel sözlerini seçtim ve siteye ekledim. Bunlardan bazılarına örnek verebilirim:

–          Tevekkül, kanaat ve iktisat öyle bir hazine ve servettir ki hiçbir şey ile değiştirilemez.

–          Atalet sıkıntıyı, sıkıntı sefahati, sefahat (lüzumsuz yere zevk ve eğlence) fakirliği ve bedbahtlığı doğurur.

–          Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusuru görse o kusur, kusurluktan çıkar. İtiraf etse, affa müstahak olur.

Bunun üzerine herhalde bir şikâyet üzerine 31 Temmuz 2003 tarihinde dönemin rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman’dan şöyle bir soruşturma yazısı aldım.

“…kişisel olarak hazırladığınız web sitesinde, akademik anlayışa uymayacak şekilde, alanınızla ilgili olmayan hususlarda öğrencilerin çok yanlı düşünmelerini engelleyecek tarz bilgiler aktardığınız, bir cemaat liderinin (Said Nursi) sözlerini öğrencilere örnek göstermek suretiyle yanlış izlenimlere sebep olduğunuz iddiasıyla, hakkınızda açılan soruşturmada, soruşturmacı olarak görevlendirilmiş bulunmaktayım. Bu nedenle yukarıda belirtilen iddialarla ilgili ifadenize başvurulacağından….”

Kendileri de akademisyen olan rektör, her nedense diğer düşünürlerin sözlerine veya isimlerine göre değil de 163 düşünür arasından sadece Said Nursi’ye ve(ya) sözlerine takılmıştı. Çok art niyetli bir şekilde sadece bu ismi kullanarak ve bunu ön plânda tutarak, beni zorla belli bir grubun üyesi olarak göstermek, bu şekilde beni damgalamak ve bana ceza vermek istiyordu.

Soruşturmacı olarak tayin edilen hukukçu Doç. Dr. Halil Kalabalık, savunmamı dikkate alarak, akademik özgürlük bağlamında meseleyi değerlendirip hakkımda açılan soruşturmanın isabetsiz olduğunu vurgulayarak, dosyanın kapatılması yönünde bir rapor hazırladı. Böylece konunun kapandığını düşünmüştüm.

Aynı Konuda Bana İkinci Kez Soruşturma Açıldı

Rektör bey, bir hukukçunun hazırlamış olduğu bu rapordan hiç memnun olmamış olacak ki, bunu hiç hükmünde sayarak, bu sefer kendisi soruşturmacı olarak 18.11.2003’de direkt olarak bana bir yazı gönderdi. Bu yazıda rektör bey, bir cemaat liderinin sözlerine yer vermekle kamuoyunda yanlış izlenimler oluşturduğumu ve taşıdığım akademisyenlik sıfatının gerektirdiği vakara yakışmayan tutum ve davranışta bulunduğumu iddia ederek, benden ikinci defa bir savunma istiyordu. Savunmam tabii ki hiçbir işe yaramadı. Talimat üzere hareket eden rektör, 25.12.2003 tarihinde bana UYARMA cezası verdi.

Mahkemece Aklandım

Bu karara itiraz ederek, mahkemeye gittim. İlgili mahkeme, verilen cezanın hukuka uygun olmadığına karar verdi. Mahkeme, “davacının kişisel web sayfasında yayınlanan sosyal içerikli bu sözlerde suç unsuruna yer verilmediği, herhangi bir övgü, yergi gibi kişisel görüşlerin de yer almadığı bağımsız, özgür ve bilimsel düşüncenin tezahürü kapsamında bulunması nedeniyle cezalandırılamayacağı açıktır.’ Diyerek, beni haklı buldu.

Buna rağmen rektör, hatadan dönmek fazilettir demedi ve yerel mahkemenin kararını itiraz ederek, Danıştay’a temyize götürdü. Danıştay da memurlara çıkan genel bir affa dayandırarak, dosya ile ilgili olarak takipsizlik kararı verdi. 

Aradan yıllar geçti. Milat Gazetesi, 2012 yılında 28 Şubat sürecinde bana verilen disiplin cezasını dönemin rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman’a sordu. Rektör, verdiği cevapta Said Nursi ve UYARMA olayını hayal meyal hatırladığını belirterek, “Şikâyet gelmiştir. Ceza alıp almadığını da net hatırlamıyorum. Konuyu kendi fakültesinde oluşturulmuş bir komisyon incelemiştir.” dedi.

Ezcümle

Bir insan, yaptığı kötülükleri pek hatırlamak istemez. Ben ise çektiğim çileleri göz önünde bulundurarak, bütün olayları çok bariz bir şekilde hatırlıyorum. Çünkü günlük tutuyorum ve bütün belgeleri sakladığım gibi oto biyografimi de yazıyorum.

Nerden nereye. Said Nursi’nin sözlerine yer verdiğim sıkıntılı bir dönemde Diyanet, sessizliğe bürünmüşken bugün aynı Diyanet, Said Nursi’nin eserlerini “o büyük bir İslâm mütefekkiri” tespitleriyle tek tek basıyor. Ne garip bir ülkede yaşıyorum(z) aman Allah’ım.

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.