islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3281
EURO
35,0599
ALTIN
2.296,43
BIST
9.012,79
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

BİZ NEFSİMİZE ZULMETTİK | 2023

BİZ NEFSİMİZE ZULMETTİK | 2023
19 Ağustos 2023 12:00
A+
A-

Dünya; kötülük yapanlar değil seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir. (Albert Einstein)

Gerçek o ki biz nefsimize zulmettik. Nefsimizi, başka nefislerin kötülüklerine duyarsızlık göstererek dünyayı tehlikeli hale getirdik.
İnsan olarak değişken yapılara sahip varlıklarız. Bugün sevdiğimiz bir şeyden birkaç zaman sonra alakamızı kesip nefret dahi edebiliriz. Bugün bizi mutlu eden biri ile bir süre sonra çok mutsuz olabiliriz. Bu değişken duygu hallerine başkaları da bizler için düşebilir. Rahman olan Allah bizim ve karşımızdaki kişinin geçmişteki, şimdiki ve gelecekteki halini elbette bilir. Neyi sevip sevmeyeceğimizi, neyle mutlu olacağımızı çok iyi bilir. Rahman bu hallerin zulme dönmemesi, insanın insan elinde heba edilmemesi için vahiy ile ne güzel bir disiplin getirmiş. Ruhların ıslahı, azan, kuduran egoların dizginlenebilmesi için ne muhteşem bir ihtar ile bizleri dengelemiş. Akıl, izan, vicdan melekelerimizi diri tutacak bu ihtara dikkat kesilelim:

Bismillahirrahmanirrahim.
“Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evlâdı ne evlâdın babası namına bir şey ödeyemeyeceği günden çekinin. Bilin ki Allah’ın verdiği söz gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve Şeytan, Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.” (Lokman, 33)
Kötülüğün reyting rekorları kırdığı bir sistemde iyi insan olmaya çalışmak dünyanın en zor işidir. Çünkü kötüler, kötülüğün sahibi olarak kendilerini değil başkalarını kaynak gösterirler. İleri derecede akıl hastası olarak hastanede ağır tedavi gören kişinin sözlerinden yapacağımız tespit ışık tutacak:
“İlaçları beni tedavi etmesi için almıyorum çünkü bende tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık yok. Çevremdeki herkes deli olduğu için ilaç onlara uyum sağlamama yardımcı oluyor. İşte ilaçları bu yüzden alıyorum.”
İşte bu yüzden, kötülüğün reyting rekorları kırdığı bir sistemde iyi insan olmaya çalışmak dünyanın en zor işidir. Az evvel akıl hastasının hayalindeki yanılsama gibi kötülük timsali kişiler, tedavi edilmesi gereken bir kötülüğün ya da davranış bozukluğunun olduğuna inanmaz. Bilakis çevresindeki herkesin kötü olduğuna inanır. Bunun için, gardını almış ve gereken dozda kötülük yaparak gıdalanmış, kötülüklerden kendini korumaya çalışan bir kimlik olduğuna kendini ve çevresini inandırmaya hayatını adamıştır.

Bu sebeple dünya hayatı onları aldatır ve Şeytan, Allah’ın affına güvendirerek onları kandırır. Her şey meşrulaşır. Ortada nefsi müdafaa aldanışı vardır. Haram ilişkiler, harami geçimlikler, gerçek sevgi ve huzurdan uzak, psikolojik rahatsızlıklara zemin hazırlayan süreçlerle asli fıtratlarından yoksun hale kendini dönüştürür. Sömüren, egoist, narsist bir zalime çevirir. Önüne gelen masumu kendine ait kabul eder. Ya kendine benzetir ya da yok eder. Yüce Rabbim kozmik alemde ayetlerini bizlere türlü türlü gösterir.

Türkçeye “su altı buz saçağı” ve “ölümün parmağı” olarak çevrilen ilginç doğa olayında olduğu gibi. ‘’Ölümün parmağı’’ adı verilen bu tabiat olayı çok soğuk bir tuzlu su akıntısının okyanusa ulaşması neticesinde oluşmaktadır. Aşırı soğuk, yoğun ve tuzlu su okyanusun derinliklerine çökerken etrafında bulunan daha az tuzlu olan suyu dondurur. Netice itibariyle aşırı tuzlu suyun etrafında buzdan boru şeklinde bir tuzlu su kanalı oluşur. Buz saçağı okyanus dibine ulaştıkça çevresindeki suyu dondurmaya devam eder. Ve denizyıldızı, deniz kestanesi gibi okyanus dibinde yaşayan canlıları dondurarak öldürür.’’

Kötülük taşıyıcısının soğukkanlı tutumu da insanın adeta kanını dondurur. Sizin feryadınız onu ya güldürür ya da donuk bakışlarla seyre durdurur. Ölümün yüzü, kötülüğün izleri soğuktur.
Kötülüğün ardından giden kimselerde bu ahlak, onların ruhi varlıklarını oluşturan hafıza genlerine(mem) biyolojik varlıklarını oluşturan kalıtım genlerine(gen) işler. Tertemiz fıtratların kalıtım kodlarının yazılımını tahrip eder. Bu bozulma diğer adı ile mutasyon, mutant fertler oluşturur. Nesilden nesile kötülüğün yatkınlığını bünyesinde taşıdığı memler ve genlerle yeniden kendilerinden doğacak mutant bireylere taşınır. Bu gerçeği ifade eden Hz.Nuh as’ın Kur-an’ı kerim’de geçen duası ne kadar manidardır.
Nuh: “Rabbim, yeryüzünde kafirlerden yurt edinen hiç kimseyi bırakma.” dedi. “Çünkü sen onları bırakacak olursan senin kullarını şaşırtıp saptırırlar. Ve onlar, kötülükte sınırı aşan (facirden) kafirden başkasını doğurmazlar. Rabbim; beni, annemi, babamı, Mü’min olarak evime gireni, iman eden erkekleri, iman eden kadınları bağışla. Zalimlere yıkımdan başkasını arttırma.” (Nuh Suresi, 26-28)
Tam da burada davranışların nasılda nesilden nesile meyil oluşturduğu ve Nuh as’ın kaygı ve endişede derin bir gerçeğe işaret buyurduğu ne güzel anlaşılır.

Bizlere tabiatı izlememiz, kainatı gözlemleyerek ibret ve hayret makamında hayvandan, bitkiden ,kozmik her hadiseden hisse çıkaracak okumalar yapmamız istenmiştir.
Tabiattan bir örnek olarak Afrika guguk kuşlarının inanılmaz hikayesi ne güzel bir örnektir:

Bu tür sanki bize bir işgalci kimlik ve hain bir kişiliğin nasıl da nesillerimizin genlerine(biyolojik kalıtım) ve memlerine (ruhi-psikolojik kalıtım) kodlanabildiğini anlatmak için vardır. Buyrun:

Afrika guguk kuşu yumurtlama zamanı gelince kendi yuvasını yapmak yerine gidiyor başka kuşun yuvasına yumurtluyor.
Bu işgalci karekter DNA’larına işlediği için yumurtadan çıkan yavru da farkında.
O da tutuyor, işgal ettiği yuvadan yalnız kendi kalana dek diğer yavruları aşağı atıyor.
Yani evin asıl sahiplerini yuvadan kovuyor.
Sonra da anne-baba kuştan gelen bütün gıdaları, kendisi yiyor.

O zavallı anne-baba kuş da bu işgalci türü kendi yavruları sanıp besliyor.
Kendi yavrularının katili olduğunu bilmiyor.
Doğadan alıp geldiği yiyecekleri bu işgalciye veriyorlar. O da afiyetle yiyip işgal ettiği yuvanın tek başına keyfini çıkarıyor.
Ve büyüyüp kocaman oluyor.

Sonra bu işgalci kendisi de gidip başka birinin yuvasına yumurtlayarak onların da yuvasını dağıtıyor.
Bu işgal nesiller boyu böyle devam ediyor.
Tabi ki hayvanlar aleminde etik aramak olacak şey değildir. Anne baba davranışını sorgulamak, zulmü algılamak hayvandan beklenebilecek erdem değildir. Kıssadan hisse gerektir.
İyi ve doğru insan olmak ya merhamet ve sevgiyle büyüyen bir ailede, çevrede yetişen ya da zulmün içinde hakikatin güzelliğinin farkındalığı ile isyan ahlakı oluşturarak kendi iç yolculuğunda insan-ı kamili bulan kullardan olmayı tercih ederek kendini yetiştiren fertler ile mümkündür… Bunlardan ilki olan merhamet ve sevgiyle büyüyenler; bilinçaltına kodlanan duru, tertemiz ahlakı ile çevresinde bulunanlara ipeksi dokunuşlar yaparak kendini insana yakışan üstün ahlak ile belli eder. Diğeri ise zulmün içinde hakikatin güzelliğinin farkındalığı ile isyan ahlakı oluşturarak kötülük yapanlarla mücadeleden vazgeçmeyip kötülüğü onarmayı tercih eder. Zulme seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlara inat güzel bakar, sahip çıkar. Mazluma liman olur. Zalime kartal kesilir. Herkes elbette o iyileri arar, ister. Onlara yakınlık kurmayı temenni eder fakat iyi insan bulmak kadar iyi insan olmanın zaruretini, iyilik sahibi olanlara yar ve yaren olmanın gerekliliğini çoğunlukla ihmal eder. Albert Einstein’ın dediği gibi;

‘’Dünya; kötülük yapanlar değil seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yer haline geldi.” O nedenle iyi insanları yalnız bırakmamak asli vazifemizdir. Bilakis varlığımızla kötülerin dünyayı yüz yüze bıraktığı tehlikeyi önlemek adına aktif iyilerden olmak ve o iyilik sahiplerine yandaş olarak saf tutmak…
Ehli irfan ne güzel söylemiş:

Kimsenin saçına “ak” olmayın.
Gönlüne “yük” olmayın.
Kimsenin kalbine “yara” olmayın.
Gözüne “yaş” olmayın.
Kimsenin diline “ah” olmayın.
Kimsenin baharına “kış” olmayın.
En samimi duamız, hayatımıza egolarından arınmış, düşünerek konuşan, iyiler zümresinin aramızda kilometrelerce mesafe olmasına rağmen yanında olduğumuzu hissettirecek maddi ve manevi desteği ulaştıran, umut taşıyan kulları incitmemek için itinalı davranan, ne kadar teşekkür etseler de az geleceği seçkin insanlar zümresinden olmaktır. Yaşamın en katlanılır yanı bu güzel insanların varlığına şahit olmak ve onlar ile hemhal olmanın lezzetine varmaktır.

O vakit çok geç olmadan, masumların, iyilik sahiplerinin yürekleri solmadan ruh olmak, can katmak ne güzel…
Bazen bir gülüş, bazen bir dua ya da kıymet bildiren salih bir işle onlara dokunmak ne güzel.
Yüce Allah’ın bildiğimiz ve bilemediğimiz tüm esmaları ile O’na tutunurken cenneti dünyada solumak ne güzel.
O Vedüd olan Rabbin adıyla iyiliklere ve iyilik sahiplerine muhabbetle sarılan ve sonunda baki huzura sevk eden Muhammed-i muhabbetlerin iklimini soluyan, Rabb’in cemalini görmeye hak kazananlara selam olsun.

#Dünya #kötülük #iyilik #tehlike #gen #mem #kalıtım

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

MİRATHABER.COM- YOUTUBE

Yorumlar
  1. Hiç dedi ki:

    SubhanAllah… Çok sevgili ve kıymetli kardeşim öyle güzel bir yazı ki iliklerime işledi sanki. Rabbim senden razı olsun, bizlere şeytan ve avanelerinden ve de onların şerlerinden korunabilecek gücü, güzelliği ve basireti nasip etsin inşaAllah. Dervişten nasihat istemişler, kimse seni Allah’a şikayet etmesin demiş. Kendimizi iyileştirebilmek, iyileşemeyenlerden korunmak duasıyla…

  2. Emine karakuş dedi ki:

    Maşallah hocam iyi insan iyi kul olmanın adımlarını bir bir her yazınızda okuyorum ve derinden sarsılıyorum. Bu dünyayı beyhude yaşayıp beyhude terketmeyi gönlüm asla istemez Rabbim bizleri ve zürriyetimizi bu beyhude çabalardan muhafaza eyle kurtuluşa erenlerin arasına kat bizleri amin