islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
17°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
17°C
Salı Az Bulutlu
18°C

CAMİLER HAFTASINDA ÇOCUKLARI UNUTMAYALIM

CAMİLER HAFTASINDA ÇOCUKLARI UNUTMAYALIM

Diyanet İşleri Başkanlığı her yıl 1-7 Ekim günlerini “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak kutlamaktadır. Bu hafta boyunca din görevlilerinin moral ve motivasyonunu artırmaya ve camiler konusunda toplumu aydınlatmaya yönelik sempozyum, panel, konferans ve seminer gibi etkinlikler düzenlenmektedir. Şahsen yıllardır konuşmacı ve dinleyici olarak katıldığım bu etkinliklerin faydasına inanmakla birlikte, bunun yeterli olmadığı kanaatindeyim. Özellikle çocukların camiye kazandırılması ve yeni neslin cami şuuruyla yetişmesi konusunda ihmalimizin olduğu aşikârdır.

Bilindiği gibi, çocuklarda dini duygu ve düşüncenin gelişimi erken yaşlarda başlamaktadır. Son çocukluk ve gençliğe geçiş yıllarında dini değerlere karşı bir ilgi uyanmaktadır. Daha çok okul ve cami kültürüyle oluşan bu ilgi doğru yönlendirildiğinde çocuk ve gencin dine karşı bakışı sağlıklı bir zeminde gelişmektedir. Yine hayatın anlam ve amacına yönelik arayışlar, din karşısında sergilenecek tutum, hayatın nasıl yaşanması gerektiği ile ilgili kararlar genellikle bu dönemde alınmaktadır.

Hayatın başında kendisine bir dayanak arayan çocuk ya da gencin cami ortamında karşılaşacağı genel hava, ondaki din duygusunun olumlu yönde gelişmesini sağlayabileceği gibi, bu duygunun çarpıtılarak onun dine soğuk bakmasına hatta ileriki yaşlarında dinden uzaklaşmasına da neden olabilir. Peygamberimizin; “Her çocuk fıtrat üzere doğar; sonra anne ve babası onu Yahudi, Hıristiyan veya mecusi yapar.” hadis-i şerifi, çocuğun kimlik ve kişilik gelişiminde aile ile birlikte erken yaşlarda karşılaşılan çevrenin de etkili olduğuna işaret etmektedir. Bu anlamda cami çocuk ve genç için önemli bir çevredir.

Çocuk ve gencin etkilendiği çevre içerisinde cami cemaatinin önemli bir yeri vardır. Cami cemaatinin dini davranışları, ibadet sırasında sergilenen ciddiyet, camiye giriş çıkış sırasında duyulan güzel sözler, karşılıklı selam alıp vermeler, hal hatır sormalar, çocuk ve genç üzerinde derin bir etki bırakacaktır. Camiye alışma zamanı olarak neşe ve duygusal yoğunluğun fazla olduğu cuma ve bayram günlerinin, dini gün ve gecelerin tercih edilmesi bu etkiyi daha da artırmaktadır. Çünkü camiyle tanışması bu günlere rastlayan çocuk camideki huzurlu ve coşkulu atmosferle karşılaşacak, açıktan okunan tekbir seslerinden, ilahilerden ve cemaatle kılınan namazlardan manevi bir haz duyacaktır.

Din görevlisinin cemaat ile dayanışmasıyla oluşturulan cami atmosferinin çocuklar ve gençler için ilgi çekici olması önemlidir. Camiye büyük bir zevkle gelen çocuk ve gencin çeşitli nedenlerle camiden uzaklaşmasına sebebiyet verilmemelidir. Cami görevlileri ve yetişkin cemaat tarafından çocuk ve gençlere yönelik sergilenen kaba, kırıcı ve hoşgörüsüz yaklaşımlar onların gönlünü incitebilir. O nedenle onlara sevgi ve ilgi gösterilmeli, varsa hata ve yanlışlıkları nazik bir üslupla düzeltilmelidir.

Camiye alışma sürecinde ibadetle ilgili kuralların tam olarak uygulanması konusunda çocuklara müsamaha gösterilmelidir. Aceleci davranılmadan onlara süre tanınmalı, ibadet ve diğer konular hakkında bilgilenme zamana yayılmalıdır.

Camiye ders okumak üzere gelen çocuklara asla şiddet uygulanmamalı, cami görevlisinin ve cemaatin onlara karşı yaklaşımında sevgi, ilgi ve hoşgörü esas olmalıdır. Böylece camide oluşan sevgi atmosferinde yetişen çocuğun kendisi de insanlara sevgiyle davranabilmeyi öğrenecektir. Bu konuda Peygamberimizin örnek yaklaşım biçimini bilmek gerekir. Muaviye b. Hakem O’nun eğiticiliği hakkında şunları söylemiştir:

“Ben Allah’ın Rasûlünden daha güzel eğitim veren bir öğretmen görmedim. Beni ne azarladı, ne dövdü ve ne de bana hakaret etti.”[1]

İslâm, çocuk eğitimi konusunda temeli sevgi ve şefkate dayalı bir yaklaşım önermektedir. Kur’ân-ı Kerim’de baba-oğul ilişkisini içeren ayetlerde babanın oğluna hitap tarzı genelde ‘Yavrucuğum, Oğulcuğum’ şeklindedir.[2] Kur’an’da önerilen bu hitap tarzı, Peygamberimize de yansımış ve O çocuklara hitap ederken genelde ‘Yavrucuğum’ şeklinde sevgi ve şefkat ifadesi kullanmış,[3] “küçüğüne merhamet etmeyene merhamet olunmaz”[4] buyurarak, çocuklara karşı sevgi ve şefkat göstermeyi teşvik etmiştir.

Peygamber (s.a.v.) namaz kılarken ve hutbe okurken yanında dolaşan hatta secdeye vardığında sırtına çıkan çocuklara müsamaha gösterir, secdeyi uzatarak onların gönlünün kırılmamasına özen gösterirdi.[5] Karşılaştığı çocuklara selam verir, onların hal ve hatırını sorardı. Gördüğü sıcak ilgi ve yakınlıktan dolayı çocuklar da O’nu sever ve bir yolculuktan döndüğü zaman şehrin girişinde çocuklar tarafından karşılanırdı. O bazen güzel espri ve seviyeli şaka yaparak çocuklarla samimi bir iletişim kurardı. O’nun espri ve şakaları, daha çok kelime oyunu ve mantık yürütme şeklinde olurdu. Ancak Peygamberimizin bu yönünü bilmeyenler O’nun şaka yaptığını görüp; ‘Ey Allah’ın Resulü, gerçekten sen bizimle şakalaşıyorsun (öyle mi?)’ dediğinde, O; “evet, ama ben şaka da olsa ancak hakkı söylerim”[6] diye karşılık verirdi.

Peygamber (s.a.v.)’in çocuklara karşı sergilediği sempatik yaklaşım biçimi cami görevlileri ve cemaat için örnek teşkil etmelidir. Zaman zaman hutbe ve vaazlarda çocuk ve gençlere de hitap edilmeli; “Sevgili çocuklar”, “Değerli gençler” gibi hitap cümleleriyle kendilerine değer verildiği onlara hissettirilmelidir. Bununla birlikte cami görevlileri çocuk psikolojisi ve gençlik dönemi özellikleri hakkında bilgi sahibi olmalı, bunun için hizmet-içi eğitim kurslarında görevlilere uzmanlar tarafından seminerler verilmelidir.

Cami disiplininin ihlal edilmesi olarak algılanan davranışlar karşısında çocukların din görevlileri ve cemaat tarafından azarlanması, onları camiden ve cemaatten soğutabilir. Öyleyse yapılması gereken, cami disiplini konusunda görevlilere yardımcı olmak, çocuklar içerisinde yaramazlık yapanları güler yüz ve tatlı dille saflara katmak, sevecen bir üslupla onların cami ile uyumunu sağlamaya çalışmaktır. Yani din görevlisi ve yetişkin cemaat, henüz cami kültürüne ve ortamına yeni alışmaya çalışan çocuklara karşı sert ve kaba davranmak yerine, sevgi ve hoşgörüye dayalı bir yaklaşım sergilemelidir. Özel günlerde camiye gelen çocuklara hediyeler verilmeli, onların cami çevresinde oyun oynayıp hoşça vakit geçirmesine imkân tanınmalı ve böylece onların erken yaşlarda camiyle bütünleşmesi sağlanmalıdır.

Dünyanın her yerinde Müslümanların en önemli ibadet ve eğitim kurumu olan camilerin genç yaşlı, kadın erkek, çocuk yetişkin ayrımını gözetmeksizin hep birlikte Allah’a kulluk bilinciyle coşkulu bir şekilde dolup taştığı mekânlar olmasını diliyor, bu vesile ile din gönüllüsü kardeşlerimin “Camiler ve Din Görevlileri” haftasını tebrik ediyorum.

Prof. Dr. Hüseyin YILMAZ

[1] İbn Hanbel, Müsned, V, 447-448.

[2] Bkz: Hûd 11/42; Yusuf 12/5; Lokman 31/13, 16, 17; Saffat 37/102.

[3] İlgili hadisler için bkz: A. J. Wensick, Mu’cemu’l-Müfehres Li Elfâzi’l-Hadisi’n-Nebevî, Leiden 1943, I, 225.

[4] Müslim, Birr 87.

[5] Bkz: Buhârî, Edeb 18.

[6] Tirmizi, Birr 57.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.