islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5720
EURO
34,9922
ALTIN
2.431,91
BIST
9.743,28
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Çok Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

Çoğul Karakterler…

Çoğul Karakterler…
18 Ağustos 2022 09:10
A+
A-

Modern birey, baş döndürücü bir hızla değişim yaşamaktadır. Bu değişim, salt hal ile değil düşünce zemininde de gerçekleşmektedir. Sürekli yeni bir halin içinde kendini kıvrılırken gördüğü için ona tam alışamadan yeni bir hale geçiş yapmaktadır. İşte bu baş döndürücü hal, kişide istem dışı çoğul karakterler oluşturmaktadır. Zaten post modern çağ diye betimlenen düşünsel yapı buna teşne bir yapıyı icra etmektedir.

Modern birey hızlı dönüşümlerin uğrağında tam bir oturmamışlık üzerinden hayatını idame ettiği için her şey çiğ durmaktadır. Bu çiğlik, muhatabı olumsuz etkilerken, bir iğrenmeyi ve beraberinde bir hıncı da çoğaltmaktadır. Ama aynı zamanda bir gülümsemeyi de yüzüne oturtmak zorunda hissederek işlerini takip etmeye devam etmektedir.

Modern birey, incelik, kibarlık ve estetiklik üzerine kurgulandığını düşündürtecek eylemliliklere imza atmaktadır. Ama bu daha çok bir ‘Gösteri’ye istinaden yapılmaktadır. Gücü elinde tutan ve kendi otoriter zemininde olan modern birey çok kaba ve katı bir tutuma evrilmekte bir beis görmemektedir. Yaşarken bu örneklerin çoğunu gözlemleyebilirsiniz…

Baş döndürücü değişimin karakter sağlayacak sağlam bir zemini yok ettiği ve oluşacak karakterin değişken tabiatı modern bireyi psikolojik bunalıma itmektedir. Yani hızlı değişim, modern bireyin farklı değişimlerin içinde kendi uzantısını bulma arayışı yüzünden her parçada biraz olma gibi bir durumla karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır.

Birbirine benzemezleri bir arada tutma becerisi kazanma konusunda da ciddi zaaflar taşıyan modern birey; sürekli psikolojik destek alacak bir halin kalıcı olmasına neden olmaktadır. İşte bu kalıcı hale dönüşmüş parçalanmışlık, karakteri de parçalamakta ve tam bir güven bunalımı ile karşı karşıya bırakmaktadır. Güven yitimine uğramış birinin sürekli bir sığınak arayışı, başlı başına sorunlar yumağına neden olmaktadır. Bir sürü aptalca şeylerin sosyete cephesinde karşılık bulması da buna işaret eder. Din ve aşkınlığın, maneviyat ve ahlakın erdem olmaktan çıktığı bir zeminde çıkara endeksli bir ilişki ağı, sürekli bir gerginlik üretmektedir. Bu gerginlik ise kişide bir huzursuzluğu beraberinde getirmektedir. İşte huzursuzluk, aynı zamanda ilişkide olduğu ortama da sirayet etmektedir. Ve huzur kaybolmaya yüz tutmaktadır. İşte o zaman huzursuzluğunu gidermenin yolları aranmakta ve eğlence kültürü denilen şeyin açığa çıkması ve toplumsallaşmasını sağlamak kolaylaşmaktadır. Anlam, değer, düşünce ve erdem gibi temel kavramlar yerini bugün hangi eğlence mekânına gitsek, nasıl eğlensek, dün oynadığımız oyun bıktırdı, izlediğimiz eğlence şovu sıktı. Bir daha aynı şeyi izlemeyelim, sıkılıyorum vesaire gündemden düşmez hale gelir.

Yatışmayan bir psikolojik vasat üzerinden ne yapılırsa yapılsın teskin olmayan psikoloji sürekli yenilik arayayım derken hep daha deni/aşağı bir duruma düşmekten kurtulamayacaktır. Durum bugün tam olarak bu değil mi? Kötülük istatistiklerine bakıldığı zaman hangi kötülüklerin kimler eliyle yapıldığı görüldüğünde bu durumun oluşturduğu sosyal hayata dair bir fikir edinilir. Mesela, en çok ev içi tacizde üvey baba ve baba ile yakın akraba ön planda durmaktadır. Güvenini yitirmiş kişinin, gücü ve imkânı da yoksa nasıl bir perişanlık içinde ve teslim olmaya yatkın bir halde durduğunu söylemeye gerek yok! Milyonlarca insanın ser sefil bir şekilde yaşadığı, milyonların sokaklarda, parklarda yatıp kalktığı, milyonlarca insanın, yurdunu, barkını, evini terk ederek yeni yerleşim yerlerine doğru göç ettiğini vesaire zaten sürekli haber sayfalarında okuyup durmaktayız. Bir başka ülkeye göçen insanların, itilerek denize atıldığını ve ölüme sürüklendiğini televizyon haberlerinde çoğu kez canlı izlemekteyiz…

Bütün bu süreçte anlam arayışı, erdemli olma halini özleme, ahlaki kaygıları olanların yaşadığı halin kendisi de hızlı değişimin acımasız yüzüne çarpıp geri dönmekte ve her arayış akim kalmaktadır. İbadet edebilme hürriyeti bile bir sürü sapkınlığı kabule meyyal olanlara yönelik bir imtiyaz olarak görme isteği başat öğe haline gelmiştir.

Güçlü bir akıntı var. Ve siz bu akıntıya karşı durduğunuzda gerici ve yobaz oluyorsunuz, yok sayılıyorsunuz, haklar ve imtiyazlardan uzak tutuluyorsunuz. Ya onlara uyacaksınız, bu dehşetengiz olgunun içinde yok olacaksınız, ya da yalnız başınıza bütün konforu terk ederek kendiniz olmaya inat edeceksiniz. Tercih sizin…

Parçalanmış karakterlerin güven vermeyen halleri ile karakter kazananlar, ya kendileri de parçalanmış bir karaktere sahip olarak onu sineye çekecek veya küserek hayattan elini eteğini çekerek kendi köşesinde ölümünü bekleyecektir. Ne hazin bir son…

Evet, olup bitenin bir resmini çekme babında bu söylediklerimiz eksik kalır… Küçücük çocukların ellerinde telefon ile sürekli oyun oynamaları, özellikle de şiddet içeren oyunlara meyyal olmaları üzerine daha derinlemesine bir düşünüş gerçekleştirilmelidir. Yarının büyükleri olan bu çocuklar, şiddeti bu kadar benimsediklerinde neler olacağını bekleyip görmeye gerek yok, ne olacağı bellidir. Çünkü bu çocuklar hayatı bir oyundan ibaret sanacaklardır. Her şey bir oyuna dönüşünce o zaman herhangi bir değer, ölçüt, kıyas, sınır koymanın anlamı kalmayacaktır.

Modern birey, geleceğini peşinen harcamaktadır. Bu arada modern birey tanımının dışında kalan bir grup, kişi vesaire de yoktur. İstisnai durumlar olmakla birlikte her şey ve her kes kirlenmektedir. Çünkü bu kirlilik kapsayıcı bir kirlenmeyi içermektedir. Dışarıda kalma iradesi olsa bile farkına vardırmadan seni kirletmeyi becerebilmektedir.

Tam bir silkinmenin sağlanabilmesi için; öncelikle, bu parçalanmışlığın farkına varılması elzemdir. Parçalanmanın farkındalığına sahip olan insan, bu parçalanmadan kurtulmanın yolunu bulmak için ise bütünleşmenin yolunu bulmalıdır. Bu bütünleşmeyi sağlayacak değer ve anlam haritasına olan ihtiyaç ise izahtan varestedir.

Anlam, değer, aşkınlık, anlık heyecanlar yerine kalıcı dirilikler, heyecanlar, güven duyma, emin olma, sekinet üzere olma gibi temel hasletlere yeniden bir dönüşü sağlamak için buna uygun bir sosyal ortamı hazırlamak şarttır. Müslüman insan için bu çıkış görece daha kolay, diğerleri için ise daha zordur. Yeniden dine dönmek, ahlaka dönmek, kutlu olana yönelmek, Rabbin varlığının kesinliğini hissetmek, idrak etmek ve her şeye rağmen, kendi olabilmek, kendi bütünlüğünü sağlama almaya yeminli olmak tek çıkış yolu gibi görünüyor…

İnsan tek bir karakter sahibi olmalıdır. Bu karakterini ahlaki bir zemin üzerine kurmalıdır. İlahi rızayı eksene alan, oyun ve eğlenceden uzak duran bir karakterin sahibi olan kişi, itminana ermiş bir karaktere sahip olur. Vesselam…

Abdulaziz Tantik

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.