İnsan hayatı, senaryosunu Allah’ın ve kendisine cüzî irade verilen insanın yazdığı; yönetmenliğini Peygamberlerin üstlendiği; kayıt ve çekim işlemlerini ilgili görevli meleklerin yaptığı; erkek ve kadın her ergin kişinin baş rolüne çıktığı ve ilişkide olunan insanların figüranlığına soyunduğu bir filmdir.
Kur’ân-ı Kerîm’de el-Kitap denilen bu hayat filmi, Kıymet Günü büyük sorgulamada bize izletilecek ve yargılanmamıza esas olacak. Ödülü Cennet, cezası Cehennem olacaktır.
Sinemaya İlgim
İslami inançlarım çizgisinde böylece inandığım için sinema ile yakından ilgiliyim.
İnsanî, bir diğer anlatımla İslâmî değerleri konu edinecek sinemanın farz-ı kifaye olarak ilgi alanımızda olması gereğine de inanırım.
Bir sinema sanatçısı olarak Tarık Akan’ın ölümünden sonra şimdi de bir diğer sinema sanatçısı olan Cüneyt Arkın’ın ölümüne şahid olduk.
Tarık Akan
Tarık Akan hakkında bilgi edinebildiğim için okuduğunuz sitemiz olan Mirat Haber’de şöyle yazmıştım:
“Tarık Akan’ı yakından tanımamakla birlikte varlığından haberdardım. Ölümünün ardından bir belgeselini izledim ve yazılanları okudum. İnanç ve yaşam olarak İslâmî bir çizgisi olmadığı apaçık. Ancak Allah’ın yarattığı fıtrat çizgisini kısmen de olsa koruyabildiği bir gerçek. Bunun içindir ki ülkemizin ve insanımızın mutluluğu için fıtratı doğrultusunda kendince bir adalet arayışı içinde olmuş, bunun için de bedel ödemiş.
Hz.İsa’nın diliyle “Allahım! Azaplandırırsan onlar senin kullarındır …” (Maide 118 ) demekten başka yapabileceğimiz bir şey yok.
Cüneyt Arkın
Cüneyt Arkın hakkında bir bilgim yok. Bu sebeple söyleyecek sözüm de yok. Ama onun cenazesinde ayakta dikilecek ve cenaze namazına katılmadan iri iri laflar edebilecek sanat adamları! çok.
Rabbimden, bu tiplerin içinden ölümden ibret alarak doğru yolu bulacak ve sanatını bir iman ve erdem adamı olarak toplumun yararına kullanacak mümin kişiler çıkmasını dilerim.
Öleceğimizi Biliriz de…
Herkes öleceğini bilir. Bilir de, ölüm ötesinde yaşanacakları bilmek istemeyenler var.
Bütün varlıkların yaratıcısı ve yaşatıcısı olan Allah’a ve ölüm ötesi ahiret hayatına imanla kulca bir hayat yaşayanlarla yaşamayanların âkibeti hiç şüphesiz aynı olmayacak, farklı olacaktır.
İnsanlık tarihi boyunca onbinlerce peygamberin vahiy yoluyla Allah’tan alıp bildirdiği hakikatlerin özü Rabbimizin şu iki âyetinde özetlenmektedir:
“Allah, kendisine iman eden ve insanlık çizgisi olan İslamî doğrultuda iyi işler yapanların günahlarını bağışlayacağını ve onları pek büyük bir armağan olan Cennet ile mükâfatlandıracağını vaat etmiştir.
Bildirilen hakikatleri inkâra şartlanmış olanlar; bildirilerimiz, emirlerimiz ve yasaklarımız olan âyetlerimizi yalanlayanlar ise Cehennem ateşine mahkum olacaklardır.” (Maide 9-10)
Ey ebedî yaşama ve mutluluğa özlem duyanlar! Ey Cehennem’in olmadığını, olsa da ona dayanaklı olacaklarını sananlar! İşte ölüme doğru koştuğunuz hayat önünüzde…
Özgürce, isterseniz Cennet’i, dilerseniz Cehennem’i seçebilirsiniz. Ama sakın ha toprağa karışarak yok olacağınızı veya “yattığınız yerin sizi incitmeyeceğini” sanmayın. Kaybedenlerden olursunuz:
“ Göklerde ve yeryüzündekiler, ister istemez Allah’a teslim olmuşlar ve ona dönecekler iken, onlar Allah’ın dini olan İslam’dan başka bir din mi arıyorlar?
…….
Kim İslam’dan başka bir din/iman ve yaşam düzeni ararsa, bulup kabul ettiği ve yaşadığı düzen ondan kabul edilmeyecektir ve o kaybedenlerden olacaktır.“ (Al-i İmran 83, 85)
Cüneyt Arkına rahmet, ailesine de sabırlar dilerim.
ALİ RIZA DEMİRCAN