İnsanlığın lehine çalışmalar yapmaya gayret eden Dinler Tarihi bu düzlemde sağlıklı bir fütürist bakış açısı sunma niyetindedir. Bu konuyla ilgilenen din bilimcilerine göre “din” kategorisi altında zikredilen tüm geleneksel sistemler için geleceğin kendisi, daima muğlak olmuş; korkucu, ortodoks olmayan, aksine radikal, değişik ve tuhaf görüşlerin veya ideolojilerin kaynağı ve bölünebilen kültler bahşedici güçte olup; kontrolü güç bir şekilde çok boyutlu “hayaller dünyası”, “idealler yumağı” sayılırken tek tük de olsa istikamet tayin edici ve bazen de yeni hedefler kazandırıcı zenginlikte olarak listelenebilmiştir.
Günümüzde “ana akıma” dönüşme hevesindeki yeni dini oluşumlar, insanlığa ait din olgusunun geleceğinde bile “mono-blok din” algısından ziyade “parçalı- maneviyat formları” bulunması yüksek olasıdır. Hele geleceği misyoner kimlik ile izah ettiğinde bu akımlar için şu üçlü umut, birer fantezi olmaktan çıkıp merkeze yerleşebilmektedir, “ayrık benlikler ve onlara ait aşırı hücreselleşmiş ve yerelleşmiş sentetik dinî yapıların derinlik ve genişlik elde etmesi”, “meta-fizik varlık/tanrı tipolojilerine adeta yapışan “sanal ama mega dinî bedenlerin akışkanlık içinde, bilinçli isyankar veya itaatkar ama günahkar düalizminin hızlandırdığı ruhla lidere aşırı teslimiyetçiliğin çok boyutlu artarak güçlenmesi” ve “ kronik-şizofrenik bir hale gelebilen distopya formundaki dünya görüşlerinin veri tekelci olarak eşsiz geçerli misyo-politik ve ideolojik yaygınlıklar kazanması”.
Bilişsel Dinler Tarihine göre nispeten dindar bireyi öne çıkarıcı ve “olumlayıcı” bu karakteristik boyutların yanında çağımız, geleceğe dair en fazla ipuçları içeren teknik açıdan yol haritası, hermenötik açıdan etkilerini hissettiren çağdır. Eleştirel çağ olarak bilinen bu dönem, bu açıdan sürekli geleceği inşa edici, geleneksel insan doğasının ve modern insancıllığın karşıtlığı üzerinden sağlamakta, geçmiş insancıllığın tamamen imhası yerine alternatif yapay zekâ teknolojilerinin devralmasını, kapasitesinin buna göre modifiye edilmesini veya artırılmasını sonunda “aşırı mükemmelleştirilmiş bir gelecek” inşasına doğru evrilen “post-humanizm” yarınlara doğru ilerlemektedir.
Nitekim geleceğin “inanç dünyasında”; 1). Ortodoks olmayan görüşlerin, sıradışı tefsirlerin, “düşünmeden inanmaya odaklı” olağanüstü dindarlıkların, distopya ideallerinin revaçta olduğu bir inançlar örgüsü bulunmaktadır. 2). Klasik dinlerin ana hatlarıyla haber verdiği son gün gelecek tasavvurları yerine şimdiye dönüşen ince ayrıntılı ve taralı gelecek bilgilerinin etkisi hissedilecektir. 3) Kutsal metne dönüşen Tanrı sözü veya din kurucularının mukaddes beşeri sözleri yerine minimal inanç sistemlerini belirleyen misyo-politik liderlerin alanı sınırlı ama etkin sözleri temel başvuru kaynağı halini alacaktır. 4). Yazar, metin ve okuyucu üçlü klasik yorum bilgisi yerine “muhatap” ,”uygulayıcı”, “yorumcunun” tamamın dindara öznel olarak yüklendiği birikimci hermenötik esas alınabilecektir. 5). Mega dinî kurum veya makro görsel otoriter yapılar yerine acıların daha hafifletildiği, mutluluğun öne çıkarıldığı dijital, nano-mikro alemdeki medyatik akışkanlığı öne çıkabilecektir. 6). Tek, eşsiz ve mutlak bir dogmatik hakikat yerine parçalı ve nispi gerçekliklerin belirginleşmesi görülebilecek ve tek tanrı fikri bile tipolojik olarak dallanıp budaklanabilecektir. 7). Yeni oluşumların geleceğinde gittikçe artan oranda düşünceler ve geleceğe dair tasavvurlar bazında “eklektik”, inanç ve uygulamalarda “senkretik” ve yapısal fenomen ve temsillerde yapay, dijital veya sentetiklik esasına göre hareket edecekleri öngörülebilecektir. 8). Ancak daha ürpertici olan ise insanlık düşünce tarihinde din-bilim ilişkisine ait evrimci serüvenin son halkasında ortaya çıkan “modern rasyonelleştirilmiş inançlar” yerine “mikro inançların anti-rasyonelliğinin çok boyutlu hegemonyacı, ideolojik ve zihinsel etkileri” daha fazla öne çıkabilecek ve her dinin kendi ideal geleceğinin dünyasını inşa etme hevesleri parçalara ayrılarak somutlaşabilecektir..
Prof. Dr. Mustafa ALICI
Anahtar Kelimeler: Dinler Tarihi, Fütürizm, Yeni Dini Oluşumlar, Hermenötik