islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Az Bulutlu
17°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
19°C

Eğitimin Eksikliği, Hayatın Anlamını Kaybettiriyor

Eğitimin Eksikliği, Hayatın Anlamını Kaybettiriyor

Eğitim, insanın değerli ve mana yüklü olduğunu belgeleyen en önemli faktör. Eğitim ile insanı; insanın davranışları ile eğitimin niteliğini ölçebiliyoruz.

Eğitim ve insan ilişkisi:

Eğitim, bizzat insanı yönlendirmesi ve nitelik kazandırması gereken bir kültürel operasyon olması gerekirken, bilgi ve  mesleki tecrübe çerçevesinde kalması, eğitimin sosyal yönünün olmayışı manasına gelmektedir. Dolayasıyla eğitim; insanı tanıma ve onu zenginleştirmeye değil, insanın etrafındaki araçlara ve sistemlere yoğunlaşarak asıl hedefinden uzaklaştırmaktadır.

İnsan, yaradılışı itibariyle ruh ve fikir olarak eğitime müsait bir varlık olduğundan, onun sosyal hayatının her alanı, bu eğitim ile irtibatlı bir hassasiyet ve bilgi ile düzenlenmek durumundadır. Bu yüzden hayatın sosyal, iktisadi ve siyasi sistemleri, hedef ve kuralları ile, insanı dikkate almak ve onun bu ruh ve fikir dünyasına cevap vermek zorundadırlar.

Rönesans, Çağdaşlaşma ve Modernizm akımları, insanı bir eşya gibi kabul ederek, onun dış yönünü düzeltmeye ve güzelleştirmeye çalışırken, insanın ahlak ve fikir dünyası, birçok maddi, cinsi ve siyasi ihtirasların yönlendirilmesiyle körleşti ve karşımıza, farklı bir tür varlık çıktı. O zamandan beri insanın ruh ve ahlak dünyası büyük tahribatlar geçirdi.

İşin garibi, eğitim adıyla ortaya çıkan batılı sistemler, hep insanı ve onun iç dünyasını arka plana atarak, insanı ya yüceltmeye veya iktisadi ve siyasi sistemlerin bir tamamlaycısı haline getirmeye çalıştılar. Sonunda, insan; kendi ruh ve fikir dünyası ile gelişen ve olgunlaşan bir varlık olmak yerine, eşyaya bağımlı ve aşırı duyguların peşinden giden bir varlık haline geldi.

Eğitim ve Müslüman dünya:

Müslüman dünya, eğitim olayını uzun asırlar en iyi ve mükemmel bir şekilde gerçekleştirirken, bilgide yenileşememe ve sistem kuramama eksikliği ile, Batı’dan geride kaldı. Bu eksikliği, kendi kişilik ve ruh değerlerinin eksikliğine bağlayarak; kendi varlığını ve geleceğini batı’da aradı.  Halbuki batı, sadece eşyayı değerlendirme ve teknolojiyi geliştirme konusunda maharet kazanmıştı. İnsanı ve toplumu tanıma ve huzurlu bir hayata hazırlama konusunda beceri sahibi olamamıştı.

Günümüz dünyası, Müslüman toplumlar dahil; batı’nın bilgi ve tecrübeleri ile kendi eğitim sistemlerini ayakta tutmak gibi, gerçekleşemeyecek bir metod ve bilgi sistemi ile hareket etmektedir. Özellikle, iktisat ve mühendislik ilmine büyük önem veren batı gibi, kültür ve ahlak değerleri ile yetişmiş insan niteliğini gün be gün kaybetmektedir.

Eğitimin hedefi, ne iktisadın hedefi olan üretimi arttırmak veya siyasi hakimiyet kurmaktır. Her iki hedef te, insanı araç haline getiren ve onun fikir ve ruh dünyasını daraltan materyalist anlayışlardır. Eğitim, insanın kendi gerçeğini bilmesi, ahlak ve bilgi dünyasını zenginleştirmesi ve insanları, insan oldukları gibi değerli görüp, onlara uygun en iyi yaşama sistemini hazırlayacak idealleri  benimsetmektir.

Bütün dünyada eğitim kurumları, bilgili ve tecrübeli insanları yetiştirmek ve sistemi bunlar vasıtasıyla karlı ve güçlü hale getirmeye odaklanmışlardır. Bu felsefe, sadece iyi araçlar ve sistemler ortaya koymayı sağlayacaktır. Fakat, hiçbir zaman huzurlu, fedakar, dürüst ve saygılı insanları yetiştiremeyecektir.

Türkiye’de de maalesef eğitim, bilgili ve beceri sahibi insanların yetiştirilmesine odaklaşmıştır. Fakat, bu iki özellik; insanın temel özellikleri ile birlikte olduğu ölçüde fayda sağlayabilir. Yıllardan beri, eğitim sisteminde önemli bir gerileme var. Bunun sebebi, ne teknik, ne de maddi imkanların azlığıdır. Eğitim sistemimiz, kendi ahlak ve fikri hedeflerini ortaya koyamadığı için, ne öğrencileri ve ne de velileri memnun edememektedir.  Çünkü insan’a odaklaşamamış ve insanı değerleri ile uyumlu bir eğitim metot ve muhtevasına kavuşturamamıştır. İlim, ahlak ve sosyal davranış olarak genç insanı ele aldığımızda, eğer aileden güçlü bir terbiye ve anlayış almamışsa, bilgi, duyarlılık ve ideal açısından yeterli özelliklere sahip olamadığını görebiliriz.

 

Prof. Dr. Sami Şener

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

MİRATHABER.COM – YOUTUBE