islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4940
EURO
34,8268
ALTIN
2.438,38
BIST
10.082,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
15°C
Çarşamba Az Bulutlu
17°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C

FAİZ ZEKÂTIN ZIDDIDIR

FAİZ ZEKÂTIN ZIDDIDIR
4 Nisan 2024 10:00
A+
A-

Faiz Zekâtın Zıddıdır

Sevgili Kardeşlerim! İnşallah faizi konu alan bir sohbetimizde faizin zekatın karşıtı bir gelişim gösterdiğine değiniriz. Şu kadarını açıklayalım. Faizde fakirlerden, tüketicilerden zenginlere akar. Toplumda mutlu bir azınlık oluşurken hayat, büyük kitlelerin aleyhine gelişir. Bir âyet-i kerîmede Rabbimiz bu gerçeği şöyle açıklar:

“Allah faizleri mahveder ve sadakaları artırır…” (Bakara 276) Zekâtın Kur’an’daki Adı Zekâtın Kur’an’daki ana adı sadakadır; zekâtın alınması emredilir ve nerelere verileceği beyan edilirken Rabbimiz bize zekât sözcüğünü değil Sadaka/sadekât sözcüklerini kullanır. (Tevbe 60,103) Sadakanın sözlük anlamı kişinin imanını belgeleyendir. Sadakayı temizleyen ve artıran anlamına zekât da kişinin imanını kanıtlayan görevdir.

Zekât Dünya Hayatımızla da İlgilidir

Sevgili Kardeşlerim! Biz İslâmî görevlerin yapılmasını daima âhiret hayatıyla irtibatlandırırız. Sadece âhiret mükâfatı alınacağına inanırız . Bu tespit doğrudur ama eksiktir. Farz kılınan İslâmi görevlerin yapılmasının veya haram kılınan sözler ve işlerden kaçınılmasının ilk faydaları biz insanların dünya hayatı ile ilgilidir. Bir diğer anlatımla örneğin toplumsal hayatımızla, ahlâkÎ hayatımızla, ruhî hayatımızla vs. alakalıdır. Bakınız Rabbimiz Kur’an-ı Kerîm’in Bakara sûresinin 261. âyetinde ne buyurmaktadır: “Mallarını Allah yolunda, O’nun rızasını kazanmak için harcayanların hali yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tek tohumun hali gibidir. Allah dilediğine daha da çok da verir. Allah bilgisi ve rahmeti geniş olandır. Kullarının durumlarını bilen Rabdir.”

Sevgili kardeşlerim; genelde bu âyet-i kerîme ve benzerleri Kur’an tefsirlerinde açıklanırken hep âhiret hayatında alınacak armağanlar dile getirilir. Oysaki böyle değil. Hakikatin bütünü böyle değil. Allah’ın rızasını amaçlayan her harcama, toplum kesimlerine aktarılacağı için tüketim artacak, tüketimle birlikte üretim artacak, üretim arttıkça da iş sahaları gelişecektir. Böylece toplumda sosyal adaleti daha bir gerçekleşecektir. İnsanlar ruh köleliğinden kurtularak özgür, hür ve mutlu bir yaşam sürebileceklerdir.

Zekât İslâmî Toplum Vergisidir, Yasal Yollarla da Alınır

İslâm toplumunda yani siyasi, hukuki ve ekonomik hayatı İslami temellere dayanan toplumda bizim bildiğimizin aksine zekât, ilgili resmi birimler tarafından toplum/devlet vergisi olarak alınır ve Rabbimizin belirlediği sosyal sınıflara aktarılır. (Tevbe 60,103) Peygamberimizin muhteşem ifadesiyle zekât “Zenginlerden alınır, fakirlere verilir.”
İslam toplumunda zekâtımı vermiyorum diyemezsiniz. O ibâdet nitelikli toplum vergisidir. Gönül rızası ile verirsen sevap alır, âhiret yatırımı yapmış olursun, Rabbinin sevdiği kullar arasına girersin. Ama isteyerek vermezsen yasal yolla alınır. İlgili İslâmî kurum Allah’ın belirlediği hak olan zekâtı alır ve Tevbe 60’da belirlenen ilgililerine verir.

Zekât Malı Koruyucudur

Sevgili kardeşlerim; zekât bir toplumda yardım edebileceklerle yardım alacaklar arasında değindiğimiz üzere kaynaşmayı sağlayacağı için sınıfların oluşmasına engel olur. Bir diğer anlatımla ve Peygamberimizin diliyle ifade edersek; mallarımızı koruma altına almış oluruz. -Salât üzerine olsun- O şöyle buyuruyor: “Zekâtla mallarınızı koruma altına alınız.”
Eğer Rabbimizin belirlediği bu hak, hak sahiplerine ulaşırsa sosyal yardım bekleyen insanların nefreti değil saygısı kazanılır? Sevgi ufukları açılır. Onlar Yaradan’ın belirlediği hakkı alıyoruz rahatlığı içinde davranırlar ve isyana hakları olmadığını, servet düşmanlığına mahal bulunmadığını idrak ederler.

Devrimizde ferdi mülkiyet düşmanlığının artmasında, haset duygularının gelişmesinde ve sınıflaşmaların teşekkülünde zengin müminlerin fakirlere, âcizlere, işsizlere hakları olan zekâtları vermemelerinin, böylece cemiyeti fiilen iki kampa ayırmalarının büyük rolü olmuştur, olmaktadır ve olacaktır. Bu netice kaçınılmazdır. Bakınız Peygamberimiz bizleri nasıl uyarıyorlar: “Zekât ve nafaka gibi dinî nitelikli mali vazifeleri yapmamak olan Şuhh’tan aman sakının. Zira dînî nitelikli mali vazifelerden kaçınma, siz den önceki toplulukları helak etmiş, onları birbirlerinin kanını akıtmaya, haram olan can ve mal dokunulmazlığını helâl görmeye sevk etmiştir.”

Benim yaşımda olanlar ülkemizde servet düşmanlığının nasıl boyutlandığını, servetleriyle mağrur olan insanların bu ülkede tebdil-i kıyafetle gezdiklerini gördük ve bildik. Eğer müstahak olursak Allah u Zülcelal’in kullanacağı ceza kamçıları her zaman olur ve olacaktır. Ama biz görevimizi yaparsak hem dünyamızı mutlu hem de âhiretimizi mesut etmiş oluruz.

Zekâtı Olmayanın Kabul Edilir Namazı da Yoktur

Sevgili kardeşlerim! Burada önemli bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Sık sık değiniyoruz: “Namaz, olmazsa olmaz ibadettir. Namaz yoksa İslâm’ı bir bütün halinde yaşama imkânını bulamazsınız. İslam’ı bir bütün halinde yaşama enerjisini sağlayamazsınız.” Aziz Peygamberimiz bizi uyarmakta ve; “zekatı olmayanın kabul olunur, namazı da yoktur,” buyurmaktadırlar.
Bu hadisi sevgili kardeşlerim; çok uzun dönemler anlayamadım. Rabbim ufkumuzu açınca idrak edebildim. Zekât Rabbimizin belirlediği haktır. Siz bu hakkı vermediğiniz zaman helâl olan malınıza haram katmış olursunuz. Sevgili Peygamberimiz “Haramla beslenen vücud sahibinin duası ve diğer ibadetleri kabul edilmez.” Buyurmakla değindiğimiz gerçeği açıklamış olmaktadır.

MİRATHABER.COM -YOUTUBE-

ETİKETLER: Manşet