GAZZE BENDEDİR, BEN GAZZEYİM…

Gazze’ye kadar “ nasıl olsa biz Müslümanız diyor ve kelimeyi tevhidi dilden düşürmüyorduk. Oysa çok derin bir rehavete kapılmış, konfor bataklığında kaybolmuş, kendimizi unutmuştuk. Bunu bir varsayım olarak dillendirmiyorum. Sözde %99’u Müslüman olan bu vatan evladının ancak %25’inin namaz kıldığı tescillenmiş bir tespit. Peki namaz kılıp da yalan söyleyen, aldatan, borcunu ödemeyen, ahlaksızlık yapan, faizi kazanç kapısı gören niceleri bu %25 içinde yer aldığına göre saf-temiz, dürüst Müslüman yüzde kaçtır?

Allah Teâlâ bu denli tembelliği, rehaveti, duyarsızlığı, sorumsuzluğu ve laubaliliği affetmez. Bu gidişat Allah’ın gayretine dokunur da başımıza nasıl bir bela gelir kaygısı, ciddi ciddi dert edindiğim bir endişedir.
“Allah size, her çağda benzerlerini görebileceğiniz bir örnek veriyor: Bir memleket vardı, halkı güven ve huzur içinde yaşıyordu. Rızıkları da dört bir yandan bol bol geliyordu. Derken bunlar, Allah’ın emirlerine başkaldırarak, O’nun nîmetlerine karşı nankörlük ettiler. Bunun üzerine Allah, onlara işledikleri günahlar yüzünden, tüm ülkeyi kasıp kavuran açlık ve korkuyu onlara tattırdı.”(Nahl, 16/112)

Allah Resul’ünün şu muhteşem uyarısı da bu endişemizdeki haklılığımızı vurgular. “Oburların, açgözlerin, doyumsuzların sofraya üşüştüğü gibi diğer milletler de sizi bitirmek üzere başınıza üşüşecekler.” — Ya Resulallah! bizim az, zayıf olduğumuz zaman mı yapacaklar?

“Yok, yok! o gün siz çok (kalabalık) olacaksınız. Fakat sel üzerindeki köpük misali (dağ gibi) olacaksınız. Ama düşmanlarınızın kalbindeki size karşı duydukları korku yok olacak. Sizin kalbinize de VEHN dolacak.
—VEHN nedir yâ Rasûlallah?

‎“حب الدنيا و كراهية الموت = Hayatı sevmek ve ölmeyecek gibi yaşamak, ölümden hoşlanmamaktır VEHN.”(Sünen, Ebû Davud,4/111,hn.4297)

Sa’d b. Vakkas komutasındaki Müslüman ordusu, İran topraklarına dayanınca; “ Şu orduyu bir araştırın nedir?nicedir? gücünü nereden alıyor hemen öğrenin!” diyen Kisra’yı gelen cevap çok ürkütür; “ölümü hayat kadar seviyorlar. Ölümü hayat kadar seven bu ordu ile baş edilmez!”

İşte bugün yeryüzünde ölümü, hayat kadar seven bir Gazze ve Gazzelim var. Beş yaşındaki çocukların bile ağzındaki slogan:حسبنا الله و نعم الوكيل Allah bize yeter o ne güzel vekil” ayetidir. (Âl-i İmran,3/173).
Gazze‘deki çocuklar, konuşmayı öğrenmeden direnci ve direnmeyi öğreniyor, düşmanıyla nasıl baş edeceğini ve düşmanını nasıl susturacağını öğreniyor. Allah’a teslimiyeti, tevekkülü ve güveni öğreniyor. Dünya onlardan öğrendi İslam’ı, Kur’anı, Allah’a bu denli güveni.

“Şu insanların Allah’a güvendikleri, iman ettikleri gibi siz de iman edin, Allah’a güvenin!”(Bakara,2/13) denilerek bugün yeryüzünde rol model olan, İslam’ı ve Kur’an’ı temsil eden Gazzeli mü’minlerdir. Gözü kör, kulağı sağır, hakikatten bîhaber, günümüz Müslüman ülkeleri dışında dünyanın her tarafında insanları harekete geçiren, yeni bir diriliş başlatan, güneş batıdan doğuyor umudunu ayağa kaldıran GAZZE’dir.

Rabbim hesap günü bizleri Gazze’nin şehit çocuklarının kanı üzerinden yargılama lütfen!
Rabbim onları yüzüstü bıraktığımızı biliyoruz ve onları kendi başlarına terk ettiğimizi de biliyoruz.
Ey Rabbim! hiçbir çıkış yolumuz yok yok!
Rabbim kalplerimizi al Gazze’ye götür! vicdanlarımızı al Gazze’ye götür inşallah!…

NURİ ÇALIŞKAN 

MİRATHABER.COM -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ