islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3256
EURO
35,0914
ALTIN
2.298,82
BIST
8.983,90
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Gerçek Aslında Yalan

Gerçek Aslında Yalan
20 Nisan 2019 11:37
A+
A-

Simülasyon Kuramı, son dönemde Batı dünyasında hızla yayılan düşünce akımı. Gün geçmiyor ki önde gelen saygın bir bilim adamı, düşünür, kamuoyu düşünce önderi, hatta milyarderler, bu fikrî akıma desteğini esirgemesin.

Simülasyon Kuramı düşünce akımına göre ileri bir uygarlık beş duyumuzu denetim altına almış, gerçeklik olarak hissettiğimizi bir bilgisayar simülasyonunda üretiyor. Tıpkı meşhur Matrix film üçlemesine tema olan senaryodaki gibi, bizler bu simülasyondakini gerçek zannediyoruz. Hatta daha da ileriye gidip, aslında fiziksel vücudumuz da yok, tamamen bilgisayardaki program parçasıyız diyenler de var.

Dahası Silikon Vadisi’nin hızlı milyarderleri büyük fonlar ve milyarlar yatırarak bu bizi esir almış duyularımızı denetleyen bilgisayar programından nasıl çıkabileceğimiz konusunda mücadele planı başlatmışlar.

Düşünce aslında Batı felsefesinde yeni değil. İsveç Kralı’nın özel öğretmeni Rene Descartes, meşhur “düşünüyorum o halde varım” sözünü bu kuramı tartıştıktan sonra, biz yok muyuz sorusuna cevaben 17. yüzyılda vermişti. O dönemde bilgisayar olmadığından, bir cin büyüyle yapıyorsa diye var saymıştı.

Ancak düşüncenin esas başlangıç noktası, Batı’nın kaynak göstermeden alıntı yapmaya alıştığı Kuran-ı Kerim ve yok etmeye çalıştıkları dinimiz İslamiyet. Hristiyanlık, Yahudilik ve antik felsefelerde olmayan bu düşünce, dinimizin kavramlarının yanlış yorumlanmasından.

Tabii cin, uzaylı veya bilgisayar değil, mutlak hâkim olan Allah’ın iradesiyle âlem ve hakikat her an yeniden yaratılmakta. O dilemeden yaprak dahi kımıldamamakta. Arapça anlamı aşağı yer olan Dünya, geçici oyalanma yeri. Esas hayatımız âhiret. Burası ona hazırlanılan yer. Bizim gördüğümüzü, duyduğumuzu, algıladığımızı, anladığımızı Allah takdir ediyor, isterse görmememizi duymamamızı sağlıyor. Bizi gece öldürüp sabah diriltiyor. Rüyalarımızı yaratıyor. Allah her şeyi yapan, her şeyi bilen. Yegâne gerçek, tek ve eşsiz olan, alemleri yaratan ve her an ayakta onu sürdüren Allah’tır. 

Allah’ın her şeye hakim olması, yaratmakla kalmayıp yeniden yaratması ve bunu sürdürmesi, istediği insana gösterip istediğine göstermemesi, kalplerini, imanlarını denetlemesi, kitabımızda açık yazıldığından, Müslümanlarca anlaşılmış, kavranmış, temel düşüncedir. Buna bin yıldır Müslüman Anadolu halkı kısaca Yalan Dünya adı veriyor. Yani gerçek olmayan, sanal, modern tabirle simülasyon ortamı. Ancak tümüyle Allah’ın hakimiyeti altında olan, onun mutlak kudretine yani Kader’e bağlı bir ortam.

Dolayısıyla Simülasyon Kuramı dedikleri zaten bizim mutlak hakim olan Allah inancımızın ve onun yarattıklarına bakışımızın, içinden Allah lafzı çıkarılarak, uzaylı veya bilgisayar programı ifafeleriyle yeniden söylenmesi. 

Nasıl yaratıcı Allah’tır dememek için biyolojik canlıları uzaylılar yarattı diye saçmalıyorlar, burada da mevcut ve açık olan durumu anlıyor ama Allah’ın adını telaffuz etmemek için ileri uygarlıklar, uzaylılar, robotlar arıyorlar. 

Süleyman Nazif KALAYCI

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.