islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4050
EURO
34,7341
ALTIN
2.393,34
BIST
10.208,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
18°C
Pazar Açık
20°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
21°C

HAYVANLARA KARŞI GÖREVLERİMİZİ İSLAM’DAN ÖĞRENELİM

HAYVANLARA KARŞI GÖREVLERİMİZİ İSLAM’DAN ÖĞRENELİM

 

 

Kur’ân ve Sünnet ışığında bizim için yaratıldıklarına inandığımız hayvanlara karşı vazifelerimiz de vardır. Bu yazımızda vazifelerimiz özetleyeceğiz:

1.) HAYVANLARIN HAYAT HAKLARINA SAYGI DUYMAK

Öldürme hakkı yalnızca Allah’ındır. Hayvan da olsa hiçbir canlıyı öldürme yetkimiz yoktur. Rahmeti çok Rabbimiz hayvanları bizler için yaratmış, bazı türlerini keserek veya avlayarak yararlanabileceğimizi bildirmiştir. Biz ancak O’nun verdiği izinle ve Elçisi Hz. Muhammed’in açıkladığı şekilde işlem yapabiliriz; Besmele çekip Tekbîr getirir böylece kulluk bilincimizi pekiştirerek usulüne uygun bir şekilde kesim yaparız ve av hayvanımızı salarız.

Allah’ın yaratıcılığına inanmayan veya hayvanın O’nun verdiği izinle öldürülebileceğini kabul etmeyen kişinin eylemi, -insan öldürme gibi- cinayettir. Kestiği ve avladığı hayvanın etini yemek de haramdır.

Kesim ve avlanma ruhsatı verilenlerin dışındaki hayvanların öldürülmesi yasaktır. Örneğin Peygamberimiz dişleri, gagaları ve pençeleriyle öldürücü hayvanların ve kuşların avlanılmasını ve etlerinin yenilmesi ve derilerinin kullanılmasını yasaklamıştır.

Sevgili Peygamberimiz hayvanların bir yerde kapalı tutularak veya aç bırakılarak öldürülmelerini de yasaklamıştır.

Peygamberimiz tıbbî bir amaçla kurbağa öldürüp öldürmeyeceğini soran kişiye, ”Onların vakvakları Allah’ı tesbîhtir.” gerekçesiyle onay vermemiştir.

Öldürülmeleri onaylanabilecek hayvanlar fıtratları bozularak ölümcül saldırıda bulunabilecek olanlardır.

Hayvanları gereksiz olarak öldürmenin sorumluluğu, azaba uğratacak şekilde büyüktür. Peygamberimiz hapsederek ölümüne sebep olduğu kedisinden ötürü bir kadının kabir azabına uğratıldığını bildirmiştir. O, sebepsiz öldürülen serçenin Allah’ın huzurunda, katili aleyhine dava açacağını duyurmuştur. Onun kendisini ısıran karınca sebebiyle karınca yuvasını yaktıran bir Peygamberin, Rabbimiz tarafından şöylece yerildiğini de dile getirmiştir:

Seni ısıran bir karınca sebebiyle beni tesbîh edip yücelten bir topluluğun canına mı kıydın?”

Verilen örnekler ışığında doğal çevreyi kirleterek, ekolojik dengeyi bozarak ve çıkar hırsıyla avlanarak ölümlerine sebep olduğumuz hayvanlardan sorumlu olacağımızı söyleyebiliriz.

Yapılan açıklamalar, hayvanların hayatlarına saygı duyulması gereğini, öldürme hakkının yalnızca Allah’a özgü olduğunu göstermektedir.

2.) HAYVANLARA MERHAMETLİ OLMAK

Hayvanlara karşı temel görevlerimizden biri de merhametli olmaktır. Çünkü Peygamberimiz, “Can taşıyan her bir varlığa acımaktan ötürü sevaplandırılırsınız” buyurarak ahlâkî atılımlarımızı hayvanlara da yönlendirmiştir.

Allah şanını artırsın, Peygamberimiz, Mekke’nin fethi günü yavruları memelerine yapışmış bir köpeği ve Veda haccı yolculuğu sırasında vücûduna ok saplanmış yaralı bir ceylanı gördüklerinde, rahatsız edilmemeleri için başlarına birer görevli koydurmuştur. ( Nesâî Menâsik 78, A. Köksal, İslâm Tarihi, 8/212)

O, önceki ümmetlerden olup bir köpeğin susuzluğunu gideren fahişenin günahlarının bağışlandığını bildirmiş ve bizim için de bağışlanabileceğini müjdelemiştir. (Buharî, Enbiya 54)

Peygamberimiz,bir soru üzerine kedi artığının pis olmadığını açıklamış ve bu hükmünü kedinin ev halkından olduğu yargısıyla gerekçelendirmiştir. (Ebû Dâvud, Tahâre 38)

Onun merhamet çizgisinde yetiştirdiği sahâbîlerinden Hz. Enes söyle anlatıyor:

“Yolculuk sırasında bir mola verdiğimizde hayvanlarımızın bakımı ve rahatlarını sağlamadan ibâdetimizi bile yapmazdık.” (Buhari, Edeb 77)

Onun yetiştirdiği bir diğer arkadaşı olan Adî b. Hatem de karıncalara ufalayarak ekmek serper ve şöyle derdi:

Onlar bizim komşularımızdır, üzerimizde hakları vardır.” (Üsdül-Ğabe, 4/10)

Konakladığı bir sonraki yerde, üzerinde gördüğü karıncayı, arkadaşlarından koparıldığı için üzülmüştür gerekçesiyle ilk konaklama yerine dönerek bırakan mâna eri de, bizim medeniyetimizin insanıdır.

Şanlı Peygamberimiz, sahâbî Usâme b. Zeyd’e ve onun şahsında biz müminlere de şöylece öğüt vermiştir.

Aç canlıyı dikkatle izle. Zira Kıyamet günü, şikâyet edilirsin.” (Nesâî, Dahâya 42)

İslâm ümmeti böyle bir terbiyenin varisi olduğu için Medeniyetimizde hayvan ve kuş vakıfları ve de hastahaneleri kurulmuş, cami duvarlarına kuş evleri yapılmıştır.

Bölümümüzü, koyunumu keserken ona acıyorum diyen bir sahabiye Peygamberimizin sözleriyle noktalayalım:

Ona merhamet edersen Allah da sana merhamet eder.” (M. Zevâid/32)

3.) ONLARA ACI VERMEMEK

Onlara acı vermemek için ilişkili olduğumuz hayvanların yavrularına ilişmemek, onları aç bırakmamak, taşımakta zorlanacakları yükü vurmamak, yoracak şekilde çalıştırmamak, yavrularını beslemelerine engel olacak şekilde onları sağmamak… gerekir.

Sevgili Peygamberimiz, yavruları alındığı için çırpınan serçecikten ötürü sahâbîlerini yermiş ve onlara şöylece çıkışmıştır.

-Yavrularını alarak bu kuşa kim acı verdi? Veriniz ona yavrularını.(el-Tac 5/18)

Merhamet  yüklü  şahsiyetini  görünce  gözleri  dolarak  inlemeye başlayan deveyi okşayarak sükûnete erdiren Peygamberimiz, huzuruna celbettiği sahibini de yerici bir üslûpla şöylece uyarmıştır:

-Allah’ın sana ihsan buyurduğu bu hayvanın haklarını çiğnemekten dolayıAllah’ın azabına uğramaktan korkmuyor musun? Bak, hayvancağız kendisini aç bıraktığını ve yorduğunu bana şikâyet ediyor.(el-Tac 4/353)

Sanlı Peygamberimiz, keçisini sağmakta olan kişiye de şöylece öğüt vermiştir:

Keçini sağınca, yavrusunu besleyebilmesi için geride süt bırak.

O, hayvanlara acı verilmemesi için sağım yapanların tırnaklarını kesmelerini de öğütlemiştir.(M.Zevaid 8/196)

4.) İŞKENCE YAPMAMAK DA VAZİFEMİZDİR

Peygamberimizin diliyle hayvanlara acı vermeyi yasaklayan yüce dinimizin acı vermenin ileri boyutu olan işkenceyi yasaklayacağı açıktır. Meselâ, hayvanların canlı iken herhangi bir organını kesmek, onları canlı canlı silahlı  atışlara  hedef  kılmak,  yüzlerine  vurmak,  yüzlerinden  dağlamak,  birbirleriyle dövüştürmek, yiyecek bulmalarını engelleyecek şekilde hapsetmek, beceriksizlik ve donanımsızlık sebebiyle kesimlerini işkenceye dönüştürmek, onların üzerlerinde bulunuyorken sohbet etmek ve benzeri uygulamalarda bulunmak yasaklandığımız işkence nitelikli haram işlemler arasındadır.

Çünkü Peygamberimizin sözleri, işleri ve değer yargıları bu doğrultudadır.

Allah şanını artırsın, canlı hayvanların organlarını keserek onlara müsle/işkence yapanların Allah’ın rahmetinden  yoksun kalmaları bedduasında bulunmuştur. Can taşıyan varlıkların nişangâh kılınmasını lanetlemiştir. (Buhari Zebaih 25,Abdürrezzak E-Musannef 4/348)

Yüzünden dağlanan bir havanı görünce de öfkesini şöylece dile getirmiştir:

– (Bu yaptığınız  nedir?) Hayvanların   yüzlerinden    dağlanmaları   ve dövülmelerini lanetleyerek yasakladığımı bilmiyor musunuz? (el-Tac 4/351)

Peygamberimiz, hayvanları birbirleriyle dövüştürmeyi de açık ve kesin bir dille yasaklamış, bu yasağını horozlardan develere bütün hayvanlara teşmil etmiştir. O, kedisini hapsederek ölümüne sebep olan kadının şahsında bu gibi eylemleriCehennem azabına düşürebileceği uyarısında da bulunmuştur.

Peygamberimiz, güzelliği boyutlandırarak, kesim yapıldığında güzel yapılmasını, örneğin hayvanların bıçaklar iyice biletilerek işkence edilmeksizin/ıstırap verilmeksizin kesilmesini de şöylece emretmiştir:

Allah yapılacak her şeyin güzel yapılmasını emretmiştir. Öldürürken güzelce öldürünüz. Hayvanınızı keserken de güzelce kesiniz. Bunun için kesim yapacak kişi bıçağını iyi biletsin de hayvanının ıstırabını hafifiletsin.” İ.Mace Zebaih 3)

Hayvanların üzerlerinde iken sohbete dalınarak işkenceye uğratılmalarını da şöylece gerekçelendirerek yasaklamıştır:

Nice binilen hayvanlar vardır ki, onlar binicilerinden daha hayırlı ve Allah’ı daha çok zikredicilerdir.

Bu bölümü konumuzu özetleyici bir hadisle bağlayalım:

Hz. Peygamber hayvanlara işkence yapanları lânetledi.”

5-  YARATILIŞ DÜZENLERİYLE OYNAMAMAK

Hayvanların yaratılış düzenleriyle oynamak da bir zulümdür/işkencedir. Bunun içindir ki Peygamberimiz hayvanların iğdiş edilmelerini şiddetli bir dille yasaklamıştır. (Fethül-Bârî 9/21)

O, “Eşeklerin  atlarla çiftleştirilmesi” şeklindeki bir tür işkence olan” talebi de, “Bu gibi işleri ancak, gerçeklerin bilgisinden yoksun olanlar yapabilir.” buyurarak geri çevirmiş ve yasaklayıcı tavır koymuşlardır.

Örneğimiz Peygamberimiz, organlarının kesilmesini yasakladığı hayvanların yaratılış doğrultularıyla çatışacak şekilde kullanılmalarını da yasaklamış ve bu amaçla geçmiş topluluklarda yaşanmış bir olayı şöylece aktarmıştır:

“Adamın biri ineğini sürüyordu ki, bir ara sırtına binerek dehlemeye başlar. Bunun üzerine hayvancağız dile gelerek söyle sızlanır: Biz binilmek için yaratılmadık. Tarımda kullanılmak için yaratıldık.” (Buhari, Enbiya 52)

6 –  HAYVANLARI PUTPERESTLİĞE VE HARAMLARA ARACI KILMAMAK

Hayvanlar da Yaratanı tanıyan, onu anan ve ona duâ edebilen varlıklardır. Onları Allah’tan başka varlıklar için örneğin siyasîler ve sanatkârlar için kesmek, Allah’a ortak koşmak olarak nefsimize zulüm olduğu gibi şerre alet etmek yoluyla hayvanlara da zulümdür. (En’âm 122)

Hayvanların bir kısmını helâl görüp diğer bir kısmını haram kılmak ve kutsallaştırmak da Kur’ânî bir yasak olarak Allah’a isyandır; nefse ve hayvanlara zulümdür. (En’âm 138-9)

At yarışları ve deve ve horoz dövüşleri gibi yöntemlerle hayvanları kumar aracı kılmak da onları aşağılamaktır.

Kur’ân’ın bir kuş türü olan Hüdhüd’ün diliyle Allah’a ortak koşmayı şeytanî bir işlem olarak nitelemesi, Peygamberimizin, sırtına binilen öküzün ve avı elinden alınan kurtun isyanını dile getirmesi ve bilinçli olarak duâ ettiklerini açıklamasından hayvanların putperestliğe ve haramlara âlet edilmekten şikâyetçi olabileceklerini anlıyoruz. Bunun gibi hayvanların kendileri için yaratıldıkları insanlara ürün vermekten, ilaç olmaktan, hizmet etmekten ve onlar tarafından Allah’a kurban edilmekten haz duyacaklarına inanıyoruz.

HAYVANLARA KARŞI VAZİFELERİMİZİ AÇIKLAMAMIZIN AMACI NEDİR?

Hayvanların çok büyük bir bölümünü sadece televizyon belgesellerinde görebilirken bu konuya yer vermemizin amacı, İslâmî çizgide hayvanlara karsı vazifelerimizi açıklayarak insan haklarına saygının önemini hatırlatmaktır.

Hayvanlar Şükretmemizi Gerektiren Nimetlerdir

Bizler için yaratılan, bildiğimiz ve bilmediğimiz nice şekillerde kendilerinden yararlandığımız hayvanlar, Rabbimizin lütfettiği şükür isteyen nimetlerdendir.

Konumuz bağlamında şükür görevimizi, hayvanların bize Allah’ın bir ihsanı olduğunu düşünüp bunu şükran dolu sözlerle dile getirerek ve de onlardan yararlandığımız gibi yararlandırarak yapabiliriz. Yapmakla da yükümlüyüz. Bunun içindir ki en fazla yararlandığımız küçük ve büyük hayvanlarımız için zekât vermekle emrolunduk. Zekâtın dışında onları çevremize ödünç vermekle ve ücretsiz tohumlatmakla görevlendirildik.

Dolayısıyla şükrümüzü zekât ve ödünç vererek, kullandığımız yünlü giysiler ve eşyadan bağışlayarak, yediğimiz süt ürünleri ve etlerden alıp ikram ederek ve kurban keserek yapabiliriz.

ALİ RIZA DEMİRCAN

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.