islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3670
EURO
34,9587
ALTIN
2.325,36
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
22°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
18°C

HİÇ KİMSE ALLAH’TAN DAHA BÜYÜK DEĞİLDİR 

HİÇ KİMSE ALLAH’TAN DAHA BÜYÜK DEĞİLDİR 
15 Ağustos 2022 09:22
A+
A-

Her kişinin kendi şahsına has bir üslubu vardır. Fransız bilim adamı Georges-Louis Leclerc de Buffon (1707-1788), “Üslûb-i beyan, ayniyle insandır” diyerek ifade üslubunun, insanın ta kendisi olduğunu söylemiştir. Ona göre insanların fiziki yönden yüz görünümleri, beden yapıları, tipleri farklı olduğu gibi, sözleri, beyan tarzları da farklı farklıdır. Bu nedenle, “Dünyada ne kadar insan varsa, o kadar da üslup/beyan tarzı vardır” diyebiliriz.[1][1]

Her insan, kendi içinden gelen duygu ve düşüncelerini ifade etmek için kendi üslubuyla meramını anlatmaktadır. Günümüzde özellikle siyasi ve dini konularda çeşitli kişilerin açıklamalarını dinlemekte ve okumaktayız.

Benim anladığıma ve inandığıma göre Müslümanın ölçüsü Kur’an ve sünnet, gayesi Allah’ın rızası olmalıdır. Bunun ötesi olan her şey, İslam dışıdır. Ona göre insanın fikir ve düşüncelerini beyan etmedeki üslubu da buna göre olmalıdır. Fakat pek çok kişinin siyasi düşüncesine, cemaat, tarikat veya cemiyet anlayışına göre Kur’an ve sünnet ölçülerine uymayan üslubu kullandıklarına şahit olmaktayız. Dar düşünen, Kur’an ve sünnet bilincini idrak edemeyen bazı kişilerin kendi siyasi veya dini anlayışlarına uymayan kişileri rahatlıkla İslam dışı/gayrı Müslim olarak tanımlayabilmektedirler. Hiç kimseyi özel olarak ele alıp incitmek, ona göre kötü bir üslubu kullanmak istemiyorum. Dolayısıyla kendimi örnek olarak ifade etmek istiyorum. Ben çıkıp desem ki:

Falan partiye oy verenler Müslüman değildirler veya dinden çıkıyorlar.

Şu partiye oy vermeyenler, asla cennete giremeyecekler.

Bize oy verirseniz, direk cennete gireceksiniz.

Bizim cemaatimizin veya tarikatımızın dışındaki bütün yollar batıldır.

Tek kurtuluş yolu bizim cemaatimizin yolunda olmaktır.

Bizim dışımızdakilerin hepsi batıl yoldadır.

Falan kavim, Türk veya Kürtlerin Müslüman olmayanları, insan değildirler.

Şu bozuk mezhep mensuplarının hepsi batıl yoldadır, sapıktırlar.

Şu dili savunanlar veya şu siyasi düşünceyi savunanlar, bölücüdürler, dinsizdirler.

Ve daha neler! Neler!

Ben bu tür ifadeleri kullanırsam,  bununla beraber Müslüman geçinsem, hatta İslam’ın liderliğinden bahsetsem, benim söylemlerimin İslam’la hiçbir alakası olmaz, olsa olsa bir kıyamet alameti olur. Benim kanaatime göre bu tür ifadelerle başkalarını hor görüp küçümseyenler, Allah’ın Rabbülalemin/tüm âlemlerin Rabbi olduğunu anlamamışlar veya bunu kabul etmek hesaplarına gelmemektedir.

Beyler! İster şu veya bu makamdaki din adamı olun, ister kendinizi duayen gören fıkıh, hadis, tefsir ve benzeri branşlardaki Profesör kabul edin, kendinizi şeyh, mürşit, alim görün, siyasi lider olun! Ne olursanız olun! Unutmayın ki Allah Rabbülalemindir, tüm âlemlerin Rabbidir. Benim hiç kimsenin inancını sorgulamaya hakkım yoktur, haddim de değildir. Ancak şunu söylemek istiyorum: Kendi dini ve siyasi anlayışına takılıp bunun dışında kalan herkesi hor ve hakir gören, insanlar arasında ayırım yapıp pek çok insanın mağduriyetine sebep olan hiç kimseyi Müslüman kardeşim olarak görmüyorum. Kendi malına, canına, nesline/namusuna, dinine, diline, kültürüne, fikir ve düşüncesine, siyasi anlayışına tanıdığı hak, hukuk ve hürriyeti herkese eşit düzeyde tanımayanları nasıl Müslüman kabul edeceksiniz ki! Ben, bu türlü hareket edenlerin yaptıklarının İslam olduğunu kabul edemiyorum. Hani Rabbülalemin anlayışı? Ümmet adı altında insanların dilini dinini, kimliğini, anlayışını, kültürünü, fikir ve düşüncesini inkâr etmenin hangi kutsal kitapta yeri vardır? Herkes benim istediğim gibi düşünmek, inanmak, istediğim dili konuşmak, istediğim kültürü yaşamak mecburiyetinde değildir. Allah insanlara bu gibi konularda serbestlik vermiştir ve onları yine ancak Allah sorgular!

Hiç kimsenin kendini Allah’ın yerinde görmeye, kendini başkalarından daha üstün görmeye hakkı yoktur. Allah’ın iradesi her şeyin üstündedir.

Unutmayın! Allah Rabbülalemindir. O, sadece sizin değil, herkesin Rabbidir! Sizin diliniz, kültürünüz, inancınız, siyasi temsili yetiniz varsa, sizin dışınızdaki herkesin aynı şekilde dili, dini, inancı, kültürü, fikir ve düşüncesi vardır. Hiç kimsenin kimseden üstünlüğü yoktur. Kendilerini üstün görenler, Allah’ı tanımadıkları için böyle davranmaktadırlar.

Öyle bir üslup kullanmalıyız ki, hiç kimse incinmemelidir!

Selam, saygı ve hürmetlerimle!

Prof. Dr. Nurettin Turgay 

 

[2][1] Tahiru’l-Mevlevî, Edebîyât Lugatı, s. 177; Emil Yakub ve Diğerleri, Kâmusu’l-Mustalahati’l-Luğaviyye ve’l-Edebîyye, Beyrut 1987, s. 41.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.