Laik seküler düzenlerde ve yaşam tarzlarında yapılacak en kârlı ve en gözde iş, şüphesiz İslam’a ve Müslümanlara saldırmaktır. Bu saldırıyı da en iyi Müslüman memleketin içindeki memleketin gâvurları yapmaktadır.
Artık dizilerde, sinemalarda, sosyal medya paylaşımlarında en revaçta olan senaryo İslam’a ve Müslümanlara saldırı, İslam’ı ve Müslümanları karalamak, çamur atmak oldu. İyi de gidiyorlar. Münferit hadiseler üzerinden İslam’ı ve Müslümanları alabildiğine aşağılıyor, karalıyorlar. Dizi dizi dizilerde ele alınan ve işlenen konu, İslam’ın ne kadar çağ dışı bir din, Müslümanların ne kadar aşağılık oldukları topluma lanse ediliyor. İşin garip tarafı ekseri ahalinin Müslüman olarak anıldığı bir memlekette müşteri de buluyorlar.
Kendi gayrimeşru yaşamlarına bakmayan yerli gavurlar, her dizide başka birinin koynuna girenler, her dizide başka birini koynuna alanlar, kendi edepsizliklerine bakmadan İslam’a ve Müslümanlara saldırıp, onları aşağılamanın dayanılmaz zevki ile mest oluyorlar.
Laik seküler yaşam tarzıyla edepsiz ve utanmaz bir hayat tarzı yaşayanlar, kadınlı erkekli içki alemleri yapanlar, karısını başkasıyla aldatanlar, kocasını başkasıyla boynuzlayanlar, hiç kendi hayatlarına bakmıyor içimizdeki gavurlar.
Nikâhlı birlikteliğe ve evliliğe, helal dairesinde bir yuva kurmaya çalışanlarla oynadıkları senaryolarda dalga geçenler, her gece başka birisiyle gayrimeşru hayat yaşamayı çağdaşlık sanıyorlar. Oynadıkları dizilerde yıllarca nikâhsız ilişki yaşayanlar, dizileri aşk gemisine çeviren içimizdeki yerli gavurlar, kendi hayatlarının ahlaksızlığına ve edepsizliğine bakmıyorlar da, İslam’a ve Müslümanlara çamur atmayı marifet sayıyorlar.
İçimizdeki gavurlar, laik seküler yaşam tarzlarıyla Allah’sız bir hayat kuranları, yetmiş yaşındaki laiklerin yirmi yaşındaki (kendi tabirlerince) çıtırlarla yaşadıkları gecelik hayatları görmezden geliyorlar. Bu memlekette resmi olarak kadın satılan onlarca genelevi varken kadın hakçıların, insan hakçıların, hümanistlerin, laikler, kemalistlerin, dizilerde İslam’a ve Müslümanlara olmadık iftiralar atanların hiç sesi çıkmıyor.
Çünkü bu içimizdeki gavurlar, bedenleriyle buralı, bu memleketli, fakat duygu ve düşünceleriyle, fikir ve zikirleriyle İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan, İsviçreli vd. gavur memleketlidir. Ha şunu da ifade edelim ki, bizim memleketinde adı geçen gavur memleketlerden farkı yoktur. Bilindiği gibi siyasetimiz de, hukukumuz da, iktisadi işleyişimiz de, içtimai kurgumuz da gavurcadır. Bizim memleketin tek farkı, halkının Müslüman olması, halkının kendisini Müslüman olarak isimlendirmesidir. Gerisi hikâyedir.
İşin diğer ilginç bir tarafı da, İslam’a ve Müslümanlara sürekli çamur atan içimizdeki gavurların cirit attığı diziler, programlar muhafazakâr iktidarın havuz medyasındadır.
Biz âcizane bu sitedeki yazılarımızda defalarca bu hususa işaret etmiş, gidişatın iyi olmadığını söylemiştik. Fakat reytingin tavan yapması ve dünyevi kazancın katlanması için böyle sansasyonel saçmalıklara ihtiyaç vardır.
İçimizdeki gavurlar sanmasın ki İslam’a ve Müslümanlara çamur atınca, kinlerini kusunca her şey istedikleri gibi olacak. Hayır, hayır! İçimizdeki gavurların ataları 1400 yıldır iftira ve çamur atıyorlar da, dinin sahibi olan Allah hem dinini hem de Müslümanları muhafaza ediyor.
Biz de içimizdeki gavurlara, kininizle beraber geberin diyoruz.
YAKUP DÖĞER
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-