islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
18°C
Salı Az Bulutlu
19°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C

İslâmî Davetin Yöntemi

İslâmî Davetin Yöntemi
2 Şubat 2018 14:55
A+
A-

Kovulmuş Şeytan’ın her türlü şerrinden Allah(c.c.)’a sığınırım.

Çok merhametli ve esirgeyici olan Allah (c.c.) adına (söze başlarım.)

Hamd ve sena/övgü daima Baki olan Allah(c.c.)’a mahsustur. Salat ve selam Allah kelamı Vahiyle şereflenmiş tüm peygamberlere ve Vahyin vasfettiği alimlere olsun. (Bkz. 34/ Fatır 28)

Geçen yazımızda yer alan bir hadisi tekrarladıktan sonra inşaallah bu yazımızda İslam’da Davetin Yöntemi üzerinde duracağız.

Rasulullah (a.s.)’ın şöyle söylediği rivayet olunuyor:

Senin sayende Allah’ın bir kimseye hidayet etmesi, senin için dünyadan ve dünyada olan her şeyden daha hayırlıdır” (Buhari, Cihad, 102 )

Davette yöntem o kadar önem arz etmektedir ki bu konu üzerine ayet ve hadisler çerçevesinde yüzlerce eser kaleme alınmıştır.

Aynı zamanda o kadar hassas bir konudur ki, benimsenmiş yanlış bir usul insanları İslam’a ısındırmak yerine İslam’dan soğutmakla neticelenebilir.

O yüzden yazımızda yer verdiğimiz hususlar sadece konunun önemini anlatmaya yönelik olup, ilgili eserlerden en azından bir kısmını okumamız ısrara layıktır.

Kur’andaki Tebliğ İlkeleri ve Metodlarına kısaca değinecek olursak,

Kur’andaki Tebliğ İlkeleri

1.Bütünlük İlkesi

Bu ilke insanı aklı, kalbi, duyguları, zaafları, ihtirasları, kıskançlıkları, idealleri, ruhsal ve bedensel kısaca bütün yönleriyle dikkate almak demektir.

Zira insan, parçalardan meydana gelmiş bir birliktir. Bir davet sürecinde mesaj, muhatabın ne kadar çok duyu organına yönelirse o ölçüde etkili olur.

2. “Muhataba Göre”lik İlkesi

Rasulullah (s.a.s.)’den rivayet olunan şu hadisler aslında konuyu özetlemeye yetmektedir:

” İnsanların idrak seviyelerine göre konuşmakla emrolundum. ” (Buhârî, İlim, 49)

” İnsanların durumlarına göre hitap edin. ” (Ebu Davud, Edeb, 22-23)

Çünkü, tebliğe muhatap olacak insanları üç sınıfa ayırmak mümkündür:

·  Halk

Bunların durumu okuma yazmaya yeni başlayanlar gibidir. En küçük zorluk onları uzaklaştırabilir. İşin en kötü yanı ise aynı görevi ifa etmek için daha sonra yaklaşacak doğru usul sahibi kimselere de ön yargıyla yaklaşılmasına sebep olabilir. O yüzden onlara ayrıntılardan ve anlaşılması zor meselelerden bahsetmek uygun değildir. Başka bir deyişle halk, soyut kavramlardan çok somut, gözleme dayalı örneklenebilen şeyleri anlar.

Pakistanlı müfessir Mevdudi’den kitabında çok sık yer verdiği örneklerden birini verecek olursak

Kardeşlerim! …Toprağınızı işlemeyi, ekinlerinizi sulamayı ve korumayı, hayvanınıza yem vermeyi, yani işlerinizin yolunda gitmesi için gerekli olan şeyleri ihmal etmezsiniz. Çünkü o zaman açlıktan öleceğinizi bilirsiniz. O zaman niçin Müslüman olmanız ve kalmanız için gerekli olan bilgiye karşı kayıtsız kalıyorsunuz? Böyle bir kayıtsızlık, yaşamdan çok daha değerli bir hadise olan imanınızı kaybettirmez mi size? İman yaşamın kendisinden daha değerli değil midir?… (Gelin Müslüman Olalım, Cahilliğin Tehlikeleri kısmı, Mevdudi, Pınar yay.)

·  Okumuş Kitle

Belirli seviyede eğitim – öğretim derecesine sahip, bilimsel konulara arzu ve merak duyan kesimdir. İncelik isteyen konulara ilgi duyarlar.

·  Entelektüeller

Bilimsel konularda uzman nitelikli kişilerdir. Daha çok kendi branşlarına ilgi duyarlar.

Sen Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle davet et ve onlarla en güzel şekilde mücadele et.” (16/ Nahl 125) ayeti de insanlar arasındaki bu farklılığa işaret etmesi bakımından da anlamıdır.

3.Süreklilik İlkesi

Şüphe yok ki bazı insanlar tebliği duyar duymaz, bazıları belirli bir düşünce ve ikna süreci sonunda, bazıları da uzun araştırmalar ve incelemeler sonucunda kabul ederken, bir kısım insanlar da, hiçbir olumlu eğilim göstermeksizin yaşar giderler. Dolayısıyla kimin ne zaman inanacağı ya da nasıl tepki vereceği insan için gaybi bir gerçektir. O halde tebliğci kendisini harap etmeksizin, ümidini yitirmeksizin tebliğ etmeye insanlara tekrar tekrar duyurmaya devam etmelidir. (bkz. 39/ Zümer 53, 26/Şuara 3, 43/ Zuhruf 40, 29/ Ankebut 18, 2/ Bakara 272 ayetleri)

4. Tedricilik İlkesi

Derece derece, aşama aşama manalarına gelen tedric, bize tebliğ edilmek istenen konuları belirli bir sıraya ve programa göre, muhatabın hazır oluşuna göre hareket etmemiz gerektiğini öğretmektedir. Aynı zamanda Kur’an da Hz. Rasule (s.a.s.) 23 yılda yani gerektikçe inmiş, topluca inmemiştir. Aynı şekilde Mekke’de yaygın olan haramlar (faiz, içki vs.) acele edilmeksizin risaletin son yıllarında tamamen yasaklanmıştır. Kur’an’da geçen Tedricilik özellikle zina ve içkinin yasaklanması için dikkate şayandır. Çünkü şayet ilk önce “içki içmeyin”, “zina etmeyin” denseydi, onlar “içkiden asla vazgeçmeyiz.”, “zinayı asla bırakmayız” deme ihtimalleri yüksekti. (bkz. 4/ Nisa 43, 17/ İsra 32, 2 /Bakara 219 ayetleri, Buhari, Fezailül Kur’an, 6, Buhârî, İlim, 11 hadisleri)

5.Menfaat ve Karşılık Gözetmeme İlkesi

Tarih boyunca gelen peygamberlerin en önemli ortak özellikleri, insanları tevhid akidesine davet etmeleri ve bunu yaparken hiçbir maddi menfaat beklememeleridir. Bu ortak özelliği Kur’an’ın birçok ayetinde defalarca görmek, hayat kitabımız Kur’an’a azıcık da olsa ilgi duyan herkesin gözden kaçırmayacağı bir gerçektir.

100/ Adiyat 8. ayetin belirttiği üzere insan malı ve dünyalığı çok sever. Onu biriktirdikçe biriktirmek, artırmak ister. (bkz. Tekasur suresi)

Ancak gerçekten ahireti dünyaya tercih edenler – ki onlar çok azdır- yalnızca Allah rızası için insanları Hakk’a davet ederken Batıl’ı nehyederler. (bkz. 76/İnsan 5 – 22 ayetleri ve 87/ Ala suresi)

Şu gerçek de unutulmamalıdır ki, tebliğ karşısında ücret talep etmek insanlara ağır gelebileceği için dine karşı soğumalarına sebebiyet verecek diğer bir unsurdur. (bkz. 68/ Kalem 46, 10/ Yunus 72, 52/ Tur 40 ayetleri)

6. Düşünme – Düşündürme İlkesi

Düşünme ve akıl yürütme, ibret almak yoluyla insanın olaylara bakışını, inancını, tutum ve davranışlarını etkileyebilecek, hatta değiştirebilecek bir güce ve role sahiptir. Bundan dolayıdır ki, Kur’an, daima insanı düşünmeye incelemeye, araştırmaya sevk etmekte ve zaman zaman insanların düşünmemelerinden yakınmaktadır.

10/Tevbe, 100:… (Allah) pisliği (rezilliği) aklını kullanmayanlara verir.

25/ Furkan, 44: sen insanlardan çoğunun söz dinleyip aklettiklerini (düşündüklerini mi ) sanıyorsun? Oysa onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca daha sapkındırlar. (Ayrıca bkz. 3/ Ali İmran, 13/ Rad 2-4 ayetleri)

Zira şirk ve putperestlik, bir tür düşünce fakirliğinin ve akli tembelliğin bir sonucudur.

7. Zorlamama İlkesi

Davette yöntemin anahtarını oluşturan Peygamber (s.a.s.)’ in meşhur hadisi hepimizin malumudur.

Rasulullah (s.a.s.)‘den şöyle rivayet olunuyor:

Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.” (Buhârî, Cihâd, 164)

Şu da bir gerçek ki bilmek tek başına yetmiyor. Önemli olan bildiğimizi hayatımızda uygulamamızdır.

Peki öyle mi? İnsanlara dini uygulamanın en kolay halini mi, yoksa en zorlayıcı halini mi teklif ediyoruz?

Sünnet olarak nitelendirilen nafile namazları farzmış gibi dayatmamız da çocuklarımızı namazdan soğutan önemli bir unsur olsa gerektir.

Ya da namaza uygun bir yol ile davet etmek yerine kılıp kılmadığını çok sık kontrol ederek bekçilik mi yapmış olmuyur muyuz?

Halbuki Cenabı Hakk (c.c.) bir ayeti kerimede şöyle buyuruyor:

Deki (Doğrusu) Size Rabbiniz tarafından basiretler (idrak kabiliyeti) verilmiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendisine, kim de kör olursa zararı kendinedir. Ben üzerinize bekçi değilim.(6/ En’am 104)

Ayrıca (88/ Ğaşiye 21- 26) ayetlerine bakmanız önemle tavsiye olunur.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.