islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
16°C
Pazartesi Az Bulutlu
16°C
Salı Az Bulutlu
18°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C

KOKUŞMUŞ EĞİTİMIN ÇARPIKLIĞI

KOKUŞMUŞ EĞİTİMIN ÇARPIKLIĞI
9 Aralık 2023 09:00
A+
A-

Mevcut eğitimin çarpıklığı, ilmi aşmış, yuvarlanmış cehalet bataklığını bile kirletmiştir. Bunu birazcık kurcalayarak açıklarsak düşmanca ihanetler görülür. Bunun altından Batının sayısız ihanet ve kalleşlikleri çıkar. En başta Yahudilerde ve Hristiyanlarda kutsal kitaplarda gelmesi beklenen peygamberin Hazreti İshak aleyhisselamın soyundan geleceğine inanırlardı. Son Peygamberin, Hazreti İsmail aleyhisselamın soyundan geldiğini gördüler. O günden itibaren kıskançlık krizine girdiler. Bu kıskançlığı kitaplarına yazdılar ve genlerine yerleştirdiler.

Ondan sonra tarihin akışı ve olayların akıp gelişi nice ihanet ve kalleşliklerle süregeldi. Sonunda müslümanların Kur’an ruhundan ve Resûl yolundan koptular. Bunu ganimet fırsat bilen Yahudi ve Hristiyanlar Devletimizi yıktılar. Dinimizi, dünyamızı değiştirdiler. Eğitimimizi önce İngilizler, sonra Amerikalılar yönettiler. Bu arada dâhili müdahalelerle, henüz envanteri tutulmamış âlimi ve mücahit mümini telef ettiler. Bu arada asîl milletimizin temayüllerini zedelediler, yok ettiler, buharlaştırdılar. Bunu öylesine yaptılar ki bugün dindarlarımız bile Kur’an’a yaklaşmaz oldular.
Bugün üniversitelerimizde Batı dayatması fuhuş çeteleri dernek kurmaya başladılar. Dahası da vardır. LGTB taraflarını bile geride bırakan, çılgınlaşan sözü ona başörtülü şeytanlar her tür insanî, ahlâkî ve i’tikadî değerlerimizi çiğnemeye başladılar. Nikâhlı kocalarını terk edip meçhul erkelerin geçici şehvet mezesi olmak için yuvasını terk edip gidiyor ve gittikçe de iğrençleşiyorlar. Bundan daha iğrenci, böyle tahammül edilmesi akıl dışı rezaleti meşru sayan kanunların mevcudiyetidir.

Evli bayan “eşim bana şiddet uyguluyor,” diye polisi çağırıyor. Polis geliyor sorgusuz sualsiz adamı götürüyor. Altı ay 500 metre evine yaklaşamaz, cezası alıyor. Fakat kadın, kocasını ve çocuklarını terk edip dost diye başka erkeğe kaçıyor. Kimse onu sorgulamıyor. Bu çapkın işlem kimin kanunu olabilir? Avrupa Birliği konseyi çeşitli atraksiyonlarla, kadını erkeğe, erkeği de kadına düşman edip bıraktılar.

Evlenecek yaştaki gençler arasında ya gönül eğlendirme tarzında “aşk!” yaşantıları ya da cinayetle sonuçlanan korkunç aile kavgalarını yaydılar. Birileri birbirlerini parçalayacak kuduz köpekler durumuna düşürdüler. Bundan sonra birbirini aratmayacak vahim ve dehşet hayatı yaşattılar. Şimdi aile temellerinin ne denli harabeye döndüğü ve nasıl engellenemez çürümeye maruz kaldığı açıkça görülüyor.
Bu tür zayiatın nasıl ve hangi metotlarla düzeltileceği yılan hikâyesine döndü. İşin vahametine çare arayan bir kısım müslüman hizmet etme yarışına başladılar.

Ya ayda yılda “sempozyum” düzenliyor. Ya bir konferans tertipliyor, ziyaret, birebir görüşme, gezi düzenleme, kitap okuma ve benzeri metotlarla mücadele ediyorlar.
Fakat Kokuşmuş eğitime dokunmayı akıllarından bile geçirmiyor ve hiçbir zaman İslam davasının temel kitabı Kur’an ile mücadele vermeye yanaşmıyorlar. Oysa bu tarz temelde Kur’an’a aykırıdır, yanlıştır. Çünkü sempozyum, bizim davamızın kavramı değildir. Bunun aslı: “saygı belirtisi olarak krala sunulan şarap şölenidir.”
Şerefli ecdadımızın torunları için böyle kamuflaj kavramlarla doğruya ulaşmak mümkün değildir. Konferansların, saman çöpü kadar değeri yoktur. Benzeri palyatif tedbirlerin hiçbiri neticeye ulaştırmaz. Bunun karşısında bir de aslına bakalım:
Bu Kur’an, insanları tam kıvamında olan sisteme kavuşturur ve sâlih ameller işleyen müminlere de, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler. (İsra:17/9)

Onun için Kur’an’sız, sünnetsiz bu engel aşılmaz! Müslümanlar da hep hava alırlar.
Şimdi, ey müslüman niyetin HALİS ise işin hallolur. Esselamualeykum.

İlhan Oral

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

MiratHaber.com – YouTube

Yorumlar
  1. Volkan dedi ki:

    Önce milli ve yerli bir devletimizin olması gerekiyor.