islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4960
EURO
34,9488
ALTIN
2.429,76
BIST
9.795,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
16°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

Korona, Yapay Zekâ ve Tersinden Propaganda

Korona, Yapay Zekâ ve Tersinden Propaganda

Bâtıl hemîşe bâtıl u bîhûdedir velî

Müşkil budur ki sûret-i hakdan zuhûr ede

Bâkî

Dünyanın bir ucunda, Çin’de ortaya çıkan Korona virüsü, birkaç ay zarfında bütün dünyaya yayıldı. Hız peşinde koşan ve iletişim-etkileşim hızı ile övünen insanoğlu bu hızın virüsler lehine de imkân teşkil etmiş olduğunu sarsıcı bir gerçek olarak görmüş oldu.

Virüs, önce yanı başımızdaki ülkelere, sonra da ülkemize sıçrayınca, internet ve sosyal medya üzerinden yayılan birçok bilginin aslında doğru olmadığını da görmüş olduk. Demek ki biz bilginin bir tık uzağımızda olduğunu düşünüyorken, aynı zamanda yalan – dolan, safsata, spekülasyon kısacası her türlü aldatma ve rezillik de elimizin altındaki cihazlardan, patlamış bir lağım gibi, yüzümüze yüzümüze fışkırıyordu.

Korona virüs (Kovid 19) nedir? Nasıl ortaya çıkmıştır? Laboratuvar mahsulü bir biyolojik saldırı mıdır? Yoksa kendiliğinde gelişen bir virüs müdür? Henüz bunlara dair elimizde kesin bir bilgi mevcut değil? Ancak şunu söyleyebiliriz ki; virüs Dünyayı itelenmekte/sürüklenmekte olduğu istikamete doğru adeta yuvarlamaktadır. Mesela, talep patlaması yaşayan elektronik satış sitesi “Amazon”, yüz bin yeni çalışan alma kararı almış.

Eğitimde, ticarette, bankacılık hizmetlerinde daha birçok alanda klasik usulde devam eden iş ve işlemlerin, hızla dijital dünyaya aktarılması hususunda hummalı bir çaba olduğunu gözlemlemekteyiz.

Elbette ülkeler insanlarını, insanlar da kendileri korumak için gerekli bir takım tedbirlere başvuracaklardır. Ancak virüsü ve yayılımını kontrol altına almak bakımından tedbirleri uygulamak elzem olmakla beraber, panikle hareket edilmemelidir. Korku psikolojisinin telkin ettiği davranış ve uygulamalardan kaçınılmalıdır. Zira bunlar, eğer virüs bir laboratuvar ürünü ise, onu piyasaya süren güç açısından istenen/hedeflenen davranışlardır.

Her kriz döneminde olduğu gibi bu büyük krizden de devlet millet el ele vererek çıkmalıyız, çıkabiliriz. Virüs üzerinden iktidar eleştirisi üreten, tabiri caizse virüsten yağ çıkartmak isteyen bir zümre vardır ve onlar gittikçe millet nezdinde itibarsızlaşmaktadırlar. Ancak yapıcı eleştiri, uyarı ve yol gösterme her daim yapılmalı ve sorumluluk mevkiinde olanlar da iyi niyetli seslere kulak tıkamamalıdır.

Mevcut durum insanın haddi aşmasının nelere mâlolabileceğini göstermesi bakımından oldukça müşahhas örnekler içeriyor. Kâinatı, dünyayı ve insanı yaratan Allah, yarattığı her şeyi bir ölçü ve hesap ile yaratmış ve ona bir düzen (vezn) takdir etmiştir.  Haddi aşan insan, vezni bozmaya kalkmıştır. Fen ve teknoloji vasıtasıyla tabiat üzerinde hâkimiyet kurduğunu düşünen insan “Tanrıyı öldürdük.” vehmine kapılmıştır. Şimdi ise bilgiye ve teknolojiye hükmedenler kendilerini tanrı zannetmektedir.

Kur’an’ı Kerim’in ifadesiyle onlar “İş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak, ekini ve nesli helak etmek için koşar. Allah ise bozgunculuğu sevmez.”( Bakara:202)   Yeryüzünü ifsat eden, ekini ve nesli bozmaya/helak etmeye çabalayan batılı egemenler karşısında vezni, mizanı ve iktisadı müdafaa ve temin mesuliyeti altında bulunan Müslümanlar ne yapıyor? Onlar iki yüz yıldır, mizanı/vezni/iktisadı bozanların ilkin kendileri olamadıklarına, hiç olmazsa kâmil manada batılıların açtığı çığırdan yürüyemediklerine yanmakla meşguller. Müslüman dünyanın batıdaki modernleşme süreçlerini sorgusuz sualsiz taklit eden ya da yeniden üretmeye çabalayan tavırlarını başka türlü yormak mümkün değildir.

 Oysa Allah onlara “Ekımüs salat!” emriyle beraber “Ekimul vezn!” diye de emretmişti. Yani “Namazı ikame edin!” derken aynı zamanda “Vezni ikame edin!”, ”Mizanı bozmayın!”  diye de emretmiş ve hidayet ehlinin üzerinde olduğu “Kasdüs Sebil”in(İktisatlı Yol) Allah’ın gösterdiği yol olduğunu ifade buyurmuştu.

Geldiğimiz noktayı değerlendirdiğimizde yeni bir sürecin başlamış olduğunu görüyoruz. Yapay Zekâ söylemleriyle tebellür eden bu süreç, artık kapitalist sermaye birikimi için insana en az ihtiyacın duyulduğu ve her türlü üretimin “akıllı” cihazlarca yapılacağı bir süreçtir. Hatta bu sürecin, sonunda insan türünün tasfiyesini zorunlu kılacağını görmek gerekiyor. Bu meyanda çok çeşitli çalışmalar ve hazırlıklar yapıldığı bilinmektedir.          

Onların, yeryüzünü böylesine ifsat etmeye azmetmiş olmaları karşısında bize düşen nedir? Onların muharriki oldukları süreçler, önüne durulmaz bir azgın sel midir? Ebetteki hayır. Zira Kur’an’ı Kerim’de Cenab-ı Hak bize : ”İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise tâğut (bâtıl davalar ve şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır.” (Nisa:76) buyuruyor. O halde bize düşen hak üzere sabitkadem olmaktır.

Sözü Bâkî merhumun çok veciz bir şekilde ifade ettiği hususa getirmek istiyorum. Geçmişte bir takım türedi yazarlar vardı. “Armagedon” ve benzeri kitaplar yazdılar. Çok da sattılar. Millet de mal bulmuş mağribi gibi üşüşüyordu bu kabil yayınlara. Şimdi kitap furyası çeşitlenerek devam etmekle beraber, onlara TV ve çeşitli sosyal medya kanalları üzerinden yapılan yayınlar eklendi.

Yaptıkları şey çok basittir. Yazdıkları/konuştukları hususlarda yabancı mahfillerde yazılıp çizilenleri tarayıp- Belki de o zahmete bile girmiyorlar, hazır sunuluyordur.-  bir bilge edasıyla bizlere pazarlıyorlar. Kendi ürettikleri bir şey mevcut değil. Küresel egemenlerin kurumları her ülkede bu tip karakterleri maddeten ve manen destekliyor, belli merkezlerde üretilen bilgi/teori/tasarılar bu acente kılıklı çakma bilgeler marifetiyle piyasaya arz ediliyor.

Sözde muhafazakâr/İslamcı tavsif edilen medya organları ise bulunmaz Hint Kumaşı muamelesi yapıyor bu pazarlamacılara. Yaptıkları şey şu: “Bu küreselciler öyle şeyler yapıyorlar ki, bunun önünde kimse duramaz. Adamlar karar vermiş harekete geçmişler, her şey değişecek. Başka yolu yok!” şeklinde karşı çıkıyormuş görüntüsüyle küresel teori ve tasarıların propagandasını yapmak. Bunu yaparken de bize büyük bir iyilik yapıyorlarmış edasıyla yapıyorlar. Yani adamlar, insanları, küresel ağaların ne kadar korkunç güçlere sahip olduklarına inandırma işini, Allah rızası için yaptıklarına inanmamızı bekliyorlar.   Bu kurulmuş oyuncaklar, her yerde ciddi rağbet görürken, küresel ifsada karşı çözüm öneren, çalışma yapanlar ısrarla yok sayılıyor.

Yine Kur’an’ı Kerim’de :”Ve de ki: hak geldi bâtıl zevale erdi hakikaten bâtıl pek zavallıdır.” Buyuruluyor. Baki’nin dediği gibi: “Batıl her zaman batıl ve boştur lakin/Sıkındı budur ki suret-i haktan zuhur eder (hak suretinde görünür)” (İsra:81). Emin olunuz ki, suret-i haktan gözükenlerin verdiği zararı hiçbir batıl veremez. Vesselam.         

Şaban ÇETİN

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.