islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4208
EURO
34,6292
ALTIN
2.494,86
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
13°C
İstanbul
13°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
21°C
Salı Az Bulutlu
23°C

Kötülüğü Yaymak da Kötülüktür…

Kötülüğü Yaymak da Kötülüktür…
14 Haziran 2022 09:20
A+
A-

Son dönemlerin en büyük sorunu, bir olumsuzluğu hemen çok hızlı bir şekilde sosyal medya üzerinden yaygınlaştırarak bir tepki oluşturma arayışıdır. Bu durum, farkında olunmasa da kötülüğün yayılmasına neden olmaktadır. Bir kötülüğü yapan ile onu yayan arasında bir fark yoktur, olmamalıdır da… O yüzden sosyal medyada paylaşıma dâhil ettiğimiz şeyin kendisine dair bir bakışımız olmalıdır. İftira, hakaret, kötü bir fiili taşıma, yaygınlaştırma gibi bir duruma düşmemek için neyi paylaştığımıza dikkat etmeli ve gayriahlaki bir durumu ifade etmek için bile olsa o gayriahlaki durumu açık gösterecek şekilde paylaşıma katmamak ahlaki açıdan önemlidir. Hepimiz ağzımızı açtığımız andan itibaren gayri ahlakilikten dem vururuz. O zaman onu yaygınlaştırmanın önüne geçmek için önce kendimizden başlamalı ve oyuna alet olmamalıyız.

Kötü olan bir şeyin tanınmasına katkı sunmakta kötüdür. Kötü olan bir şeyi eleştiriye tabi kılmak için de olsa onu tanınır kılmanın ahlaki zemini olumsuzdur. Bu yüzden dikkatli bir şekilde neyi paylaştığımızı idrak etmeliyiz…

Toplumsal çözülmelerin önemli bir sebebi de toplumu yozlaştıracak haberlerin, yaygınlaştırılarak tanınmasına imkân tanımakla o fiilin işlenmesine yönelik bir teşviki de içerdiğini unutmamalıyız. Benim dikkatimi çekmişti. İlk cinayet; yani parçalara ayrılarak cesedin parçalarının farklı bölgelere dağıtılması ve böylece cesedi tanınmaz kılarak kimliğini gizlemek ve yapılan cinayetin failini gizlemeye matuf eylem, haberi TV de yayınlanınca çok geçmeden kısa bir süre içinde peş peşe cinayet haberleri geldi. Ve her cinayet sonrasında da cesetlerin parçalara ayrılarak farklı yerlere atıldığı görüldü. Çünkü ilk cinayet çok konuşuldu, tartışıldı ve sürekli haberlerde o fotoğraf kareleri sunuldu. Bu da cinayet işleyeceklere yeni bir ilham oldu. Benzer şeyleri her cinayet haberleri sonrası yeni cinayetlerin benzerlik taşımasından hareketle yapılan yeni cinayetlerde de gözlemleriz.

İslam düşüncesi bağlamında ise, kötülüğün üstü örtülür. Tabi ki önlemleri alınır, uygulamada gerekli önlemlerin stratejisi oluşturulur, taktikler geliştirilir. Ancak bu kötülüğün popülerlik kazanmasına imkân tanınmaz, çünkü kötülüğü yapan ile tanıtan arasında bir fark yoktur! Bu yüzden kötülük üstü örtülür iken iyilik ise tanınırlık kazandırılır. Çünkü iyiliğin çoğaltılması esastır. Bu yüzden bir iyiliği söylemek, yaymak, yaygınlaşmasına zemin oluşturmak her zaman iyiye tekabül eder. Kötülük için ise tersi geçerlidir. İyilik ne kadar çoğalırsa toplumsal salaha, hayra vesile olur. Ama kötülük yaygınlaştıkça ise toplumsal fesada ve fitneye neden olur. Bu yüzden kötülüğü ifade eden ses, haber, görüntü, video ile benzeri şeyleri paylaşmamayı bir iman ilkesi olarak düşünmeli ve uzak durmalıyız, paylaşanları uyarmalı ve eğer uyarıya kulak asmıyorsa ona göre ilişkimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Fitne, fesat ve kötülüğe kapı aralayacak olan her şeyden uzak durmak bizatihi imanımızın göstergesi olduğu gerçeğini unutmamalıyız.

Bir şeyi yayarken niyetimiz iyi olabilir. O zaman şunu hatırlamalıyız: ‘cehenneme giden yollar iyi niyet taşları ile döşelidir.’ Her zaman iyi niyet bizi kurtaramaz! Çünkü iyi niyetimizi kötüye kullanabilecek birçok neden ve katman söylenebilir. Bugün ise iyi niyeti kötüye kullanmanın bin bir yolunun varlığı ise müsellemdir.

Kendi şahsi kurtuluşumuzun ve toplumun kurtuluşunun temel etkeni, kötülük kokan her şeyden uzak durmaya çalışmaktan geçtiğini unutmamalıyız. Bireysel yozlaşma ve toplumsal yozlaşma aynı özelliklere sahiptir. Bu yüzden kötü olan her şeyden uzak durduğumuz gibi onu başkalarının göreceği bir işe ve yardıma da kalkışmamak şarttır. Huzur, kötülüğün hiç olmadığı bir ortama aittir. Kötülüğü ortadan kaldıramayacağımıza göre ondan uzak durmak ve onu gündeme taşımaktan uzak durmak zorundayız. Onu gözlerimizin içine, içine sokacak işlerden de uzak tutmalıyız.

Allah’ın yasak kıldığı bir eylemi yapmak ne kadar günah ise o yasak eylemi taşımak, anlatmak, göstermek ve başkalarının onu görmesine ve haberdar olmasına yardımcı olmakta o kadar günahtır. Modern sosyal medya ve iletişim araçları, her şeyi paylaşmayı esas kılmışlardır. Bu durumdan etkilenen insanlarda bu etkileşime uygun olarak önlerine düşen her şeyi paylaşmaktadırlar. Örneğin, açıkta zina eden iki kişinin videosunu çeken kişi, kendi günahına başkasını da ortak etmektedir. Zaten o fiil işlenirken bile orada olsan da bakmamakla yükümlü iken, ona bakman, sonra yetmez gibi paylaşman günahına günah eklemek anlamına gelir. Günahın sosyalleşmesinin mesulü olmak ise günah işlemekten daha büyük bir cürüm olarak günahın kolektif bir hale gelmesine ön ayak olduğu için o günaha ortak olacak her kesin günahına da ortak olmayı beraberinde taşır. Bu yoğun kirlilik ise kişiyi imanından eder. Dikkat etmekte çok yarar var!

Ezcümle, iyiyi her türlü yol ile yayalım ki toplumumuz salaha kavuşsun, kötülüğü ise her türlü yoldan men edelim ki toplumsal salahımızı muhafaza edelim, yoksa gerisi mi, bugünü gözlemlemek ve düşünmek yeterli olur sanırım…

Abdulaziz Tantik

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.