islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5696
EURO
34,9359
ALTIN
2.426,73
BIST
9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
21°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
19°C

KUR’AN KISSALARI BİZE NE SÖYLER?

KUR’AN KISSALARI BİZE NE SÖYLER?

Kıssa, sözlük tanımıyla hikaye demektir,  Kısasu’l Kur’an/ Kur’an kıssaları” ise    kısaca “Kur’an’da  yer  alan peygamberler ve  kavimleriyle ilgili yaşanmış  hayat hikayeleri” ni ifade eder,  az da olsa peygamber olmayan bazı  kişilerin hikayelerinden   de söz edildiği görülür.  Bunlar arasında önemli bir yere sahip olan Yusuf  kıssasıdır ve bu kıssa için Kur’an,  “ahsenü’l-kasas/ en güzel anlatış/ kıssaların en güzeli”  ifadesini kullanır.  Genel anlamda kıssaların  amacını  ise şöyle açıklar:

“Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur’an, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.”[1] 

Bilindiği gibi hikayeler,  insanlığın kullandığı en eski iletişim araçlarından biridir ve  sadece bir iletişim aracı olarak değil aynı zamanda bir ikna ve eğitim aracı olarak da kullanılmıştır.  Kur’an’da da  kıssaların   ikna, eğitim ve ders alma amaçlı olarak  kullanıldığı, peygamberler ve peygamber olmayan bazı kişiler üzerinden de  bu mesajların verildiği görülür. Her yönüyle insanlığın geçirdiği evreler, değişimler, eğitim ve öğretim faaliyetleri, pey­gamberlerin ve onlarla mücadele eden kişilerin şahsın­da belli kesitler halinde sunulur. Nitekim Hz. Âdem ve iki oğlunun kıssasında, görevini iyi yapmayan veya yapamayan, bu sebeple de başarısız olan bir insan ile görevini iyi yapan ve başarılı olan bir insanın psikolojik tavrı  yansıtılır[2].  Hz. Nûh ve oğlu arasında geçen kıssada kuşaklar arası çatışma[3] ; Hz. Lût ve kavmine  ait kıssada cinsel kimlik sapması[4]   ; Hz. Yakup ve oğulları arısında geçen olayları anlatan kıssada kardeşler arasındaki kıskançlık  bir diğer davranış bozukluğu olan yalancılık [5]; Hz. Musa ile an­nesinin kıssasında, annenin çocuktan ayrılması ve or­taya çıkarttığı problemler[6] ; Lokman ile oğlunun kıssa­sında, şefkatli bir babanın dostça ve samimî tavrı, çocuğu ile olan eğitim ve öğ­retim ilişkisi  anlatılır.[7]

Hz. İbrahim kıssasında, inanan bir evladın inanamayan bir  babaya; Hz. Nuh kıssasında inanan bir  babanın  inanmayan bir  evlada; Hz. Nûh ve Hz. Lût  kıssalarında inanan bir kocanın inanmayan bir  eşe; Hz. Peygamber’in  kıssasında inanan bir yeğenin  inanmayan  amcaya sahip olduğu  açıklanır, dolayısıyla  inanan  bir  babanın, evladın, kocanın veya yeğenin de inanmayan  evlada, babaya, eşe ve amcaya  sahip olabileceği  mesajı   verilir. Hz. Yusuf kıssasında kadın- erkek ilişkisi anlatılır; iffetin, doğruluğun ve dürüstlüğün   olumlu sonuçlarına  dikkat çekilir. Bunlardan ders ve ibret alınması istenir.

Hz. Nûh ve Hz. Davud  kıssaları bize sanayi , Hz. Yusuf  kıssası tarımla uğraşılmasını;  Hz. Süleyman kıssası  sahip olunan servetle  şımarılmamasını ve  onun amaç edinilmemesini; Karun kıssası  ise sahip olduğu servetle şımaranın ve onu amaç edinenin  kötü ve  hazin sonunu  hatırlatır .  Bu nedenle anlatılan kıssalarda  hem bir  bilgilendirme hem de psikolojik destek  söz konusudur.   Çünkü  kıssalar, olayları ve olguları  somutlaştırdığı için   insanlara içselleştirme  ve  öngörü  imkanları sunarlar; dolayısıyla da  insanları, olayları, kısaca  hayatı bize, yaşanan tecrübelerle tanıtırlar. Bu kıssaları okuyup öğrendiğimize  biz de bunlardan  ders alır ve  ona  göre tavrımızı  belirlemeye çalışırız, ya da çalışmalıyız.  Çünkü kıssalar bize  bu mesajı verirler.

Bu nedenledir ki  Allah Teâlâ tarafından konulan yasakla­ra meyledip yöneldiğimizde  Hz. Âdem‘i; içimizde haset, kıskançlık, çekememezlik gibi olumsuz duygular  kabardığında Hâbil ile Kâbil’i; cinsel dürtülerimiz bizi  şehvete teşvik ettiğinde   Züleyha ile Hz. Yusuf’u; eşimizin, oğlu­muzun ve kızımızın dine karşı olan duyarsızlığında  Hz. Lût’u ve Hz. Nûh’u  hatırlarız. Bunun gibi her peygamberin  hayat  hikayesi  de  bize  yol gösteren, ilham veren, ibret almamızı sağlayan  örnekleri   ihtiva eder.  Bu gerçeği  ise  bize  Kur’an, “li külli kavmin hâd/ her kavmin  bir hâdisi vardır[8] sözüyle  açıklar.   Bu nedenle  peygamberler, sadece  tebliğ ve  tebyin  etmekle görevli    kişiler  değil,  aynı zamanda   bir eğitimci olarak da  bize örnek olan ve  yol gösteren önderlerdir,  dolayısıyla da   her birinin hayat hikayesinden  alacağımız önemli  dersler  vardır. Nitekim Allah Teâlâ’nın Hz. İbrahim ve Hz. Muhammed’i  “örnek” olarak göstermesindeki amaç da budur.

Sonuç olarak Kur’an kıssaları bizi, yaşadığımız hayat şartlarına göre, o şartları sembolize eden kıssalardan ve kıssa kahramanlarından  ibret almaya, mesela Hz. Eyyûp gibi sabırlı, Hz. Yusuf gibi iffetli, Hz. Nûh, Hz. Süleyman, Hz. Davud ve Hz. Yusuf gibi insanlara yararlı, Hz. Muhammed gibi hoşgörülü, yumuşak kalpli ve merhametli  olmaya davet eder.

Prof. Dr. Celal Kırca

[1] Yusuf,12/111

[2] Mâide,7/27-31

[3] Mâide, 5/27)

[4] A’râf, 7/80

[5] Yusuf, 12/1-111

[6] Kasas, 28/7-14

[7] Lokman, 31/12-19).

[8] Rad,13/7.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.