islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5051
EURO
34,8523
ALTIN
2.440,19
BIST
9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
17°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

“KUR’AN MÜSLÜMANLIĞI”MI?

“KUR’AN MÜSLÜMANLIĞI”MI?
13 Ağustos 2022 09:00
A+
A-

“Kur’an müslümanlığı” temasını işleyenler bilmelidirler ki, İslam medeniyeti, Kur’an ilkeleridir.  Evrensel ve mükemmel bir sistem olan İslam sloganlarla açıklanması yanlıştır.

Kur’an, belirsiz, anlamsız ve verimsiz polemiği kabul etmez.  Bunlar ancak şaşkınlık emareleridir. İslam’ı, anlatmak ancak ilimle, delille, imanla ve yürekle mümkündür. Bunlar da “halis dinin, halis hizmetçileri âlimlerdir. Âlim olmayanlar ancak slogan üretirler, karıştırırlar.

Kur’an bunu ilginç bir beyanla dile getirir; “Kalplerinde bozukluk olanlar, fitne çıkarmak ve onun te’vilini yapmak için müteşabih ayetlerin ardına düşerler.” Bu, dini anlatmak değil bozgunculuktur. Kur’an’ı Kerim hakkında polemik, en azından abes ile iştigaldir. Çünkü Kur’an’ı Kerim hiçbir beşerî yorum ve dalaşmaya konu olacak kitap değildir. Bunu yapmak, hiç kimsenin haddi de hakkı da olamaz. Kur’an’ın muhtevasi esastır.

Konuyu, özüne uygun anlamak için gelen ayeti çok iyi anlamak gerekir; De ki: “Andolsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar, elbette onun bir benzerini getiremeyeceklerdir. Birbirlerine yardımcı olsalar bile yapamazlar” (İsra:17/88) Ayette görüldüğü gibi insan ve cinlerin Kur’an’ı Kerim’in benzerini getiremeyecekleri gibi, beyan ve açıklamaları üzerine hiçbir tasarrufta da bulunamazlar. Çünkü Rabbimiz fesatçılara meydan okur ve onların hakkında buyurur k;

 Ey Resûlüm, müşrikler Sana her hangi bir bâtıl mesele getirmezler ki, onların karşılığında biz sana hak olan cevabını ve en güzel tefsirini getirmiş olmayalım.  (Furkan:25/33) Buna Rağmen inatçılar yaptıklarını algılayamaz ve sürekli olarak kendi ezberlerini terennüm eder dururlar. Tabii bir tarafta bit’atlar furyası diğer tarafta cehalet bataklığı, bazı diplomalı insanlarımızı çıkmaza sürüklüyor. Bunlar genelde Kur’an muhteviyatını yeteri kadar bilmedikleri için “kaş yapacağım” derken “göz çıkarmaktan” kendilerini alamıyorlar. Bilmedikleri için esas meselelere girmekten de sıvışıp kaçıyorlar.

Kur’an esaslarının aşılmaz ilkeleri vardır. Bu temel esaslardan biri “Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman, hiçbir mümin erkek ve hiçbir mümin kadın için kendi özel işlerinden tercih hakları yoktur.” (Ahzab, 33/36) Her halde farkındasınız,  nice delillerde olduğu gibi Kitap ve sünnet delilleri ayni ayette zikredilmektedir. Bu beyanlar karşısında hangi aklı başında ve imanı yerinde olan bir sorumlu insan kalkar da, “Kur’an Müslümanlığı” iddiası ile yola çıkar ve Kur’an’a aykırı açıklama yapmaya yeltenebilir? Böyle bir iddia sahibine hatırlatmak gerekir. Edille’i şeriyye, Kur’an, sünnet, icma’ı ümmet ve kıyası fukehadır.

Rabbin hakkı için, onlar, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem yapıp sonra da verdiğin hükümden nefisleri hiç bir darlık duymadan tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe, iman etmiş olmazlar. (Nisa: 4/65) Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in iki özelliğini hatırlatalım: Biri, O, “Rahmetenlilâlemindir.” İkincisi, yine O, kâffeten linnastır.”

Kur’an’ın bu iki kesin beyanı karşısında, “Peygamber öldü, misyonu bitti.” iddiasını nereye yerleştireceksiniz. Ayrıca bu iki Kur’an beyanını, “Kur’an müslümanlığı” kavramı ile neyi anlatmak istiyorsunuz? Ve yanıltarak karmaşaya sürüklediğiniz insanların, neye nasıl inanacaklarını planlıyorsunuz? Kendinizi ne diye sakıncalı duruma düşürüyorsunuz? Bir bakalım Rabbimiz ne buyuruyor; “Kim Resule itaat ederse, şüphesiz Allah’a itaat etmiş olur.” (Nisa, 4/80) İtaatte Resul, öncelenmiştir. Şu ayetle değerlendirelim; “Ben ancak sizin gibi bir beşerim, yalnız bana, sizin İlâhınız bir İlâh’dır, diye vahyediliyor:  (Fussilet:41/6)

Demek ki “Resul’e itaatin” öncelenmesi vahyi gereği olduğu içindir. Şimdi Kur’an’ı, evrensel niteliği ile değerlendirelim. “Kur’an Müslümanlığı” iddiası sahipleri,” Batılı hakka karıştırıp, bile bile hakikati gizlemeden” (Ali İmran:3/71) çözüm aramalıdır. Aslında “Kur’an Müslümanlığı” olduğu gibi doğrudur. Tabii, Kur’an, sünnet, icma’ı ümmet ve kıyası fukeha bütünlüğü çerçevesinde olması da şarttır. Bu şartı yalıtarak kuru bir slogan halinde sunum, ancak fasıkların ve kâfirlerin tahribatı olmaktan ileri geçmez.

Peygamberi, ulul’emri ve Kur’an’î beyanları devre dışı bırakmak, din dışı yorumdur.

Halis din Allah’ındır, gerisi yalandır. Esselamu aleykum İlhan ORAL

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.