islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5246
EURO
34,7847
ALTIN
2.440,94
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Az Bulutlu
17°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C

Kur’an Yakmak Özgürlük Mü?

Kur’an Yakmak Özgürlük Mü?
31 Temmuz 2023 15:12
A+
A-

Son zamanlarda Kuzey ülkelerinde özellikle Danimarka ve İsveç’te sıklıkla Kur’an-ı Kerim mushafları açık alanlarda yakılır oldu. Mushaf yakmaları polisin gözetiminde, hatta koruması altında vuku buluyor. Konuyla ilgili diplomtik dil ve üslup kullanmayı ihml etmeyen hükümet yetkilileri gelen şikayetleri “bu bir ifade özgürlüğüdür, ifade özgürlüğünü kısıtlayamayız” demekle yetiniyorlar.

Konunun biri tahkir, diğeri tahrik olmak üzere iki boyutu var. Yakmaların “tahkir (hakaret)”i ihtiva ettiği açık, ancak hakareti aşan boyutu da var, o da açık bir meydan okuma, hatta çatışma ilanı.

Tahkir

Kutsal Kitabımızı yakma eylemine mukabil eylemle cevap vermek mümkün, mesela Kur’an yakanların kutsalları neyse, bu kutsalların simgesi nesnelerin müslümanlar tarafından da yakılması. Buna mukabele-i bilmisl diyebilenler çıkabilir, ama Kur’an yakıldı diye, Tevratı veya İncil’i yakmaya kalkışmak İslami açıdan meşru olmaz.

Danimarka, İsveç ve Hollanda gibi ülkelerde Kur’an’ı yakmaya kalkışanlar ne Yahudidir ne Hıristiyan, bunlar antik zamanlardan kalma pagan/putperestlerdir; şimdiki zamanda putlarının mücessem heykel veya put olmaması paganlıklarına halel getirmez. Esasında kuzeyli İskandinav ülkelerinde Hıristiyanlık hiçbir zaman içselleştirilen bir din konumunda olmadı, tarihsel pagan inançlar ve düşünceler  her zaman etkilerini devam ettirdiler. Nüfusun önemli bir bölümünün ateist olmasının da bununla ilgisi var. Şu halde Kur’an yakma olaylarını Müslümanlar ile Yahudiler-Hıristiyanlar arasında cereyan eden bir mesele olarak görmemek lazım. Nitekim Papa da bu çirkin eylemleri tasvip etmediğini açıkladı, İsveç’te de Kur’an yakmaya kalkışan Momika isminde bir ırkçıyı, samimi bir Hıristiyan dükkanından kovdu.

Bizim dinimiz bu konuda hassas ve modern dünyanın ifade özgürlüğü adı altında kutsala karşı takındığı barbar-iğrenç tutumdan çok farklı medeni bir tutumu öne çıkarıyor. Hz. Peygmber (s.a.)’den bir örnek verelim:

Bir keresinde bazı Yahudiler Hz. Peygambere gelip sözde ona selam verdiler. Ancak telaffuz itibariyle “selam” ve “sem (zehir)” kelimeleri birbirine yakın olduklarından, ona “Es sâammü aleyke (zehir/ölüm üzerine olsun)” deyince, Hz. Aişe onlara ağır sözler söyledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“-Aişe, bize sövmek yakışmaz. Sen de onlara ‘-Ve aleyküm (her ne söyledinizse sizin üzerinize olsun) de!”

Kur’an yakan paganlara baktığımızda Kelim-i şehadetin ikinci bölümü “Şehadet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve elçisidir” serlevhasının ne büyük silm ve selameti barındırdığını bir kere daha anlamış oluyoruz: Hz Muhammed (s.a.) mi medeni, Kar’an yakan paganlar ve bu eylemi “ifade özgürlüğü” diye tahkire ve tahrike müdahale etmeyen Danimarka ve İsveç hükümet yetkilileri mi?

Hz. Peygmber’in bu tutumunun çağımızdaki devamını İslam dünysı da sürdürüyor: Zaman zaman bazı aşırılar Hıristiyan ve Yahudi mabetlerine yönelik saldırılar yapıyorlar ama bugüne kadar hiçbir müslüman Tevrat veya İncil’i yakmış değil, ayrıca hangi dinden olursa olsun mabetlere saldırı düzenlemek hem dinimizce haram hem Müslümanların sevad-ı azamı tarafından tasvip görmüyor. Kur’an-ı Kerim, mabetleri koruma altına alıyor (Bkz. 22/Hac, 40.) İskandinav paganları ise kutsala saygısızlığı ve saldırıyı ifade özgürlüğü görüyorlar.

Kur’an-ı Kerim, Allah’a, Hz. Peygmber’e ve Kur’an’a yönelik hakaretamiz bir konuşma meclisinin sadece terkedilmesini emrediyor (4/Nisa, 140).

Tahrik

Kur’an yakmanın hakaret boyutu yanında, bir de “tahrik” boyutu olduğuna işaret etmiştik. Ocak-2023’te aşırı sağcı Rasmus Paludan, Stockholm’ün ardından Danimarka’da Cuma namazından çıkan cemaate bakarak cami karşısında Kur’an yaktı, polis ona karışmadığı gibi korudu da! İslam düşmanı Paludan kırk dakika tahriklerine devam etti. Diğer yandan Hollanda’da da ırkçı “Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar “(PEGIDA) hareketi lideri Edwin Wagensveld, Lahey kentinde tek başına yaptığı eylemde Kur’an-ı Kerim yırtmıştı.”

Çifte standart

Batılı demokrasi çifte standartla malul bir siyaset modeldir. Kendine demokrat ama ötekileştirdiklerine antidemokrat. Nitekim bu çifte standartı Kur’an yakma olayında müşahede ettik:

Irkçı siyasetçinin polis korumasında Kur’an-ı Kerim yakmasına izin veren İsveç, İsrail Büyükelçiliği önünde Tevrat yakılması eylemine izin vermedi. Elbette iyi ki Tevrat yakılmadı ama İsveçliler eğer Kur’an yakmalarına da izin vermeselerdi o zaman gerçekten ahlaki evrensel tek standarta sadakat gösterdiklerini söyleyebilirdik. Nitekim Danimarka’da Kur’an’ın yakılmasına engel olmak isteyen vicdan sahibi bir kadına polis mani oldu, polis kadının elinden Kur’an’ı alıp eylemciye verdi.

Demek ki bazı inançlar koruma altında, bazı inançlar ise her türden saldırıya açık.

Avrupa’da ifade özgürlüğüne dahil edilmeyen iki örnek verelim: Biri Yahudi aleyhtarı söz ve ifadenin yasak olması, diğeri İngiltere’de sadece Anglikan Kilisesi’nin Kral’ın veya Kraliçe’nin koruması altında olması. Diğer din ve mezheplere dilediğiniz gibi eleştiri ya da hakaretler yöneltebilirsiniz ama Anglikan Kilisesi her türlü hakaret ve tahrikten ayrı tutulur.

İslam Dünyası’nın bu tahkirlere ve tahriklere gerekli ama etkili cevap vermesi beklenir. İsveç’in NATO’ya girişi söz konusu, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine onay verdiğini açıkladı ama konu oylanmak üzere TBMM’e gelecek. İsveç ve diğerleri Kur’an yakma eylemlerinden ve bütün Müslümanlara karşı yürüttükleri bu çirkin ve saldırgan tutumlarından vazgeçmedikçe, bu konuda yasal tedbirler almadıkça parlamentonun onay vermemesi gerekir.

Metin Göçmen

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar
  1. Fatma Akkoyunlu dedi ki:

    Bazı kâfirlerin Kur’an yakma eylemleri çok rahatsız edici. Lâkin biz müslümanlar Kur anın hükümlerini yerine getirmeme konusunda hiç rahatsızlık duymuyoruz. Meselâ yalan ,meselâ haram, meselâ güven.
    Kur’an ın reddettiği yüzlerce yanlışımız bizi rahatsız etmiyor .Gavurun biri kur an yakıyor fena öfkeleniyoruz. Kitabımıza saygı duymadan önce ,bize saygı duymalılar. Buda bizim “emrolunduğun gibi dosdoğru ol” hük mü gereğince erdemli bir müslüman gibi yaşamamızla mümkün.
    Müslümana yakışmayan , yüzlerce yanlışımız varken,…Daha fazla söylersem zülf i yare dokunacak..
    Buradan bu yakma eylemlerini önemsizleştirdiğim anlamını çıkaranlar olacaktır.Kesinlikle lanetliyorum.
    Ama buna misilleme yapmak için küçük çocukları toplayıp İsveç bayrağına işetmek
    ise daha ucuz bir eylemdir