islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3147
EURO
34,6684
ALTIN
2.409,50
BIST
10.045,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Az Bulutlu
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Parçalı Bulutlu
20°C

KUR’ANDA LEHVE’L-HADİS KAVRAMI

KUR’ANDA LEHVE’L-HADİS KAVRAMI
11 Ekim 2023 09:00
A+
A-

‘Lehv’ ile ‘hadis’ kelimelerinden meydana gelen bu kalıp ifade sözlük anlamıyla ‘söz eğlencesi, ya da oyalayıcı söz’ demektir.

Yani duyanı etkileyen, önemli şeylerden oyalayan, kendi havasına çeken, çevresindeki başka şeylere karşı duyarsız hâle getiren söz, eğlence, takıntı veya faydasız meşguliyet demektir.

Sözlük anlamı yönünden bunun pek olumsuz bir yanı yoktur. İnsan etkileyici, cezbeden, ruha hoş gelen seslerden, nağmeli, sanatlı sözlerden etkilenir, tad alabilir. Sonuçta insanın yapısı bunlara meyillidir. Bunun kınanacak bir tarafı da yoktur.

Ancak Kur’an ‘lehve’l hadîs’i tümüyle olumsuz anlamda kullanıyor. Çünkü burada kasdedilen ‘boş ve oyalayıcı söz’; insanı kulluk görevlerini yapmaktan, faydalı faaliyetlerden alıkoyan, onu boş işlerle oyalayan söz veya takıntılar, istek ve tutkuları kışkırtan, oyalayıcı eğlencelerdir.

Bu, dedi kodu olduğu gibi, sulu ve zararlı şakalar, boş güldürüler, gevezelikler, saçma sapan konuşmalar ve hikâyeler, romanlar, masallar, efsaneler, nağmeler, müzikler, sapık fikirler olabilir.

Kur’an’da ‘lehve’l hadis’ diye nitelenen şeyin ana özelliği, insanı hidâyetten uzaklaştırması veya Allah’a itaatten alıkoymasıdır.

Şüphesiz hafif ve ders verici şakalar, ibret verici ve hikmet dolu hikâyeler, masallar, efsaneler, insanı günâha sürüklemeyen süslü sözler, çirkinliği ve günahı övmeyen müzikler, İslâm inancına aykırı olmayan görüş ve fikirler haram değildir.

Hasan Basri’ye göre, Allah’ı anmaktan ve O’na ibadet etmekten alıkoyacak eğlenceler, şarkılar, çalgılar demektir. Kimilerine göre bu tabir, Allah’a ortak koşma anlamındadır. (İbni Kesir, Muhtasar Tefsir, 3/63)

İbnu Cerir et-Taberî diyor ki: ‘Lehve’l-hadis’, Allah’ın âyetlerinden ve O’nun yoluna uymaktan alıkoyan her türlü sözdür ki, bunu söyleyen, Allah’a ve müslümanlara muhalafet olsun diye söylemektedir. (Taberî, İbni Cerir. Câmiu’l-Beyân, 10/205)   

İnsanı hakka karşı oyalayan sözlerdir ki, bunlar aslı astarı olmayan saptırıcı hurafeler, fesada ve günâha davet eden hikâyelerdir. Şiirler, şarkılar, çalgılar; eğer kişiyi oyalayıp Allah’tan ve kulluk görevlerini yapmaktan uzaklaştırıyorlarsa, buna katabiliriz. (Tabatabâî, H. el-Mizân, 16/220)   

Kur’an’ın bu ifadesi aslında, insanı  haktan ve hayır’dan saptıran ve alıkoyan, oyalayan ve bâtıla davet olan her şeyin ortak adıdır.

Lehve’l-hadis; adı üstünde, oyalayıcı söz, oyalayıcı takıntı…

Bunlar kişiyi en önemli işinden alıkoyabilir, onu boşu boşuna oyalayabilir, dikkatini başka şeylere çekebilir, kafasını karıştırabilir. İnsan ona takılır, onunla oyalanır. Öyleki yıllar geçer, ömür tükenmeye yüz tutar, o hâlâ oyalayıcı şeyler ile meşguldur.

Kur’an şöyle diyor:

“İnsanlardan öyleleri vardır ki,  bilgisizce (insanları)  Allah’ın yolundan saptırmak ve onunla alay etmek için ‘eğlence-boş ve amaçsız (lehve’l-hadis türünden) sözleri satın alır. İşte onlara küçük düşürücü bir azab vardır.

Ona âyetlerimiz okunduğu zaman sanki onları hiç işitmemiş, sanki kulaklarında ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak (arkasını) döner. Onu acı bir azap ile müjdele.” (Lukman 31/6-7)

Kaynaklar bu âyetin iniş sebebi ile ilgili şöyle bir olay anlatıyorlar:

Mekkeli zengin müşriklerden Nadr b. Hâris, ticaret için Irak’a giderdi. Oralarda acemlerin, Hire halkının masallarını ve onların aralarında dolaşan rivâyetleri öğrenir, öyle dönerdi. (el-Ferrâ, İ. b. Ziyad. Meâni’l Kur’an, 2/326 )    

Sonra da Kur’an’ı dinlemeye gidenlerin yolları üzerine oturur, onlara bu masal ve efsaneleri anlatır, dikkatlerini anlattığı şeylere çekerek onları uyutmaya ve Kur’an’a yönelmelerinin önüne geçmeye çalışırdı.

Bu adam, bir kimsenin Peygamberimizin etkisine girdiğini duyunca, satın aldığı şarkıcı bir cariyeler kiralar, onları o müslüman olan veya İslâma ilgi duyanlara gönderirdi. Onlara şöyle derdi: “Ona yedir, içir ve şarkılarınla onu oyala ki başka tarafa (Muhammed’in davetine) ilgisi kalmasın.” (İbni Hişam, Siyer, 1/299-300. en-Nisâbûri, Esbâbü’n-Nüzûl, s: 259-260)   

Âyetteki ‘lehve’l-hadis’ ifadesi, şüphesiz belli bir kişiyi kasdetmeyip bir zihniyete, olumsuz bir tipe, yanlış tavra işaret ediyor.

Âyet, her devirde, her ülkede insanları Allah (cc) yolundan, ibadetten ve kulluk görevlerini yapmakltan alıkoyacak şeytanî tuzaklara dikkat çekiyor. Bu şeytanî tuzakların adı, şekli, araçları, icrası farklı olabilir. Ama değişmeyen özelliği, insanları birazcık zevklendirerek oyalaması…  Hak yoldan ayrılmalarına sebep olması… Zevk ve eğlenceye daldırıp asıl görevlerinden gaflete düşürmesi…

Âyette işaret edildiği gibi insanlardan bazıları boş sözlere, oyalayıcı eğlencelere, faydasız ve amaçsız işlere müşteri olurlar. Ya da hak olan şeylere karşı muğalata yaparlar, gürültü çıkarırlar, olumsuz propagandalara baş vururlar.

Ancak bunlar gerçek bilgiden yoksun câhillerdir.

Böyle yapmalarının sebebi, insanları Allah’ın yolundan saptırmaktır. Kendileri zaten sapıklıkta olduğu için, başkalarını da kendi çizgilerinde görmek isterler.

Onlara ibadet, ölüm, ahiret, ebedi hayat gibi âyetler hatırlatıldığı zaman burun kıvırırlar, sırtlarını dönüp giderler.

Bunlar kibirli, gururlu, kendilerini bir şey zanneden aldanmışlardır.

Allah (cc) Lukman Sûresinin hemen başında Kur’an’ın ‘muhsinler-iyi olanlar’ için hidâyet ve rahmet olduğunu söylüyor. Muhsinler Kur’an’a, yani Rabbin ne indirdiğine kulak verirler. Allah’ın âyetlerini başka bir şeyle değiştirmezler.

Buna karşın insanlardan bazıları Allah’ın âyetlerinden ve onların gereğini yapmaktan yüz çevirirler. Değerini bilmezler, onlara uymakla elde edecekleri kazançtan, onlara karşı gelmekle  elde edecekleri bedbahtlıktan (şekâvetten) haberleri yoktur.

Böyleleri, bilgisizce Rabblerini âyetlerini bir tarafa atarlar, ya da onlardan yüz çevirirler ama ‘lehve’l hadis’i, oyalayıcı, saptırıcı ve Hakk’tan yüz çevirtici sözlere, işlere ve eğlencelere meylederler, onlara birer muhteris müşteri olurlar. Hatta onlara para da öderler.

Satın aldıkları bu ‘lehve’l hadis’le oyalanırlar, eğlenirler. Onunla meşgul olarak kulluk görevinden, yapmaları gereken daha önemli işlerden gaflete düşerler.

Bununla da kalmayıp bunu insanları Hakk’tan saptırmak için bir tuzak gibi kullanırlar. İslâm’ın ölçülerini küçümserler ve Kur’an’ın davetiyle alay ederler.

Nitekim İslâmî davetten hoşlanmayanlar ‘lehve’l hadis’i dün Mekke’de, daha sonra dünyanın her yerinde bir tuzak olarak kullandılar, kullanıyorlar. Bu yolla Kur’an’ın, İslâmî davetin etkisini azaltmaya çalıştılar, çalışıyorlar.

Lehv kelimesinin, bir şeyle oynamak, bir şeyden pek hoşlanarak onunla avunup durmak anlamına geldiğini, insanı faydalı ve önemli şeylerden bir müddet meşgul eden, eğlence türü, ama sonunda bitip tükenen seyler olduğunu tekrar hatırlayalım.

Unutmayalım ki Kur’an dünya hayatının geçici ve oyalayıcı oluşunu bu kelime ile anlatıyor. (Bkz: En’am 6/32. Ankebût 29/64.  Muhammed 47/36. Hadîd 57/20)

Bugün çevremize, medyaya, eğlence sektörüne baktığımız zaman Kur’an’ın ‘lehve’l-hadis’  dediği oyalayıcı ve saptırıcı tuzakları, bazı kesimlerin bunları İslamı yaşayanlara karşı kullandıklarını görebiliriz.

 

Hüseyin K. Ece

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

 

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.