islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,2398
EURO
37,6309
ALTIN
2.920,13
BIST
9.109,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
24°C
İstanbul
24°C
Hafif Yağmurlu
Pazartesi Açık
26°C
Salı Parçalı Bulutlu
25°C
Çarşamba Açık
26°C
Perşembe Çok Bulutlu
25°C

Maymunlar Üzerinden Buhari’ye Saldırı

Maymunlar Üzerinden Buhari’ye Saldırı
22 Kasım 2017 11:22
A+
A-

Maksat, üzüm yemek değil de bağcı dövmek olunca, her türlü çarpıtmayı kendilerine meslek edinen Sünnet karşıtları, Rasûlullah’ın söz, fiil ve takrirlerinin, sahihini sahih olmayanından  ayırt etme mücadelesi vermiş olan muhaddislere, ahlaksız sınırlarını aşarak  cahilce saldırmaktadırlar. İnsan olması hasebiyle Buhari’nin gözünden kaçıp kitabına girmiş olan hadisleri ilmî olarak tenkit edip yanlışlığını ortaya koymak ayrı bir şeydir; onun bu yanlış rivayetlerini cımbızla çekip avuçlarını ovuşturarak Sünnet’i itibarsızlaştırmak farklı bir şeydir ve edepsizliktir, bu uğurda dökülmüş alın terine saygısızlıktır.

Devasa külliyattaki Sahih hadislerin saygınlığını zihinlerden söküp atmak için ortaya konulmuş bir gayrettir.

Bu güruh, dillerine “Buhari’deki bir maymunun diğer maymunlarca taşlanması” ile ilgili rivayetini dillerine dolayarak, Buharî’nin saygınlığını yerle yeksan etmek için çırpınıyor. Kur’an’ın anlaşılmasında Sünnetin yerinin olamayacağını, güya ispat sadedinde “İşte en güvenilen hadis kaynağı dediğiniz Buhari’ye bakın, maymunların birbirine recim uyguladığından bahsediyor. Hayvanlar sorumlu mu ki bu tür saçma rivayetleri peygambere izafe ediyorlar. Buhari buysa varın gerisini siz düşünün” mesajı vererek Sünnete karşı olumsuz bir algı geliştirmektedirler. Bu konuda da, metodoloji bilmeyen, slogancı yeni yetmeler üzerinde başarılı olmaktadırlar.

Maalesef Sünneti itibarsızlaştırarak, Kur’an hakkında Peygamberimizi susturup O’nun yerine kendilerini konumlandıran hocalar havzası var. Bazı televizyon kanallarını ve ihdas ettikleri dırar mescitlerini bu gaye için kullanmaktadırlar. Bu havzadan beslenenler de, -bu konuda hiçbir bilgisi olmadığı halde- sahibinin sesi olup sosyal medyada, bozuk plak gibi aynı ezberi tekrar etmektedirler. Laf da anlamıyorlar. Laf anlamadıkları için utanıp yüzleri de kızarmıyor. Çok pişkinler.

Hadislerin, tâ Rasûlullah (sav) döneminden beri yazıldığı, koleksiyonlar ve sahifeler halinde ilim ehli sahabenin yanında bulunduğu, rivayetlerin, hafızanın yanında yazılı metinlerden de nakledildiği, iki yüz yıl sonra yapılanın tedvin ve tasnif olduğu ilmen ispat edildiği halde, (Bak: Prof. Dr. Fuat Sezgin, Buhari’nin Kaynakları) şaz rivayetlere sarılarak hâlâ “ hadisler iki yüz yıl sonra yazılmıştır” yalanıyla aynı ezberleri tekrar ediyorlar. Hadislerin rivayet zinciri ile Rasulullah’a isnadını, “kulaktan kulağa oyunu” diyerek alaya alan, hayatı zikzaklarla dolu bir Sünnet celladını rol model edinenlerin yanında, Müsteşrik Goldziher ve Jojef Shat, Buhari’den ve diğer muhaddislerden daha güvenilirdir. Bu müsteşrikler, “Hadisler iki yüz yıl sonra yazılmıştır. Fıkıhçılar kendi ictihatlarını kuvvetlendirmek amacıyla Peygamberi arkalarına almak için hadis diye, bir takım sözler uydurup Peygambere izafe etmişlerdir” diyorlar ya, mezkur azgın azınlık için bu zırvalar yeterlidir.

Neymiş bu Buhari’de geçen maymun hikayesi?

Amr b. Meymûn şöyle demiştir: “Ben cahiliye döneminde bir grup maymun tarafından taşlanan bir maymun gördüm, onlar onu zina ettikleri için taşlıyorlardı. Ben de onlarla beraber onu taşladım.” (Buhârî, Sahih, Kitabü Menâkıbi’l-Ensâr, Bâbü’l-Kasâme Fi’l-Câhiliyye, 27, Hadis No: 2849)

Bu rivayet İmam Buhârî’nin Sahihi’inin Menakıbu’l-Ensâr bölümünde geçiyor. Bu bölümde cahiliyye dönemindeki bir kısım uygulamalar hikâye edilmektedir. Yani İmam Buharî, Peygamberimiz döneminde yaşamış fakat onu görememiş olan bir kişiyi tanıtırken, o kişinin cahiliye döneminde şahit olduğunu söylediği ilginç bir olayı hatırlatıyor. Bu kişi henüz Müslüman olmadığı bir dönemde Yemen’de bir grup maymunun, aralarına aldığı bir maymunu taşladıklarını naklediyor. Hayvanlar arasında benzeri ilginç olaylar olabilir. Maymunlar bir maymunu taşlıyorlar. O günkü bilinen kültürde zina edenler taşlandığı için Amr b. Meymûn da “Herhalde bu maymun da zina etmiştir, onun için taşlanmaktadır” düşüncesiyle gördükleri karşısında kendini tutamayıp taşlanan maymuna birkaç taş atıyor. Olay bu. Bu rivayette anlaşılmayacak ne var? Olayı doğru anlamak isteyen bir aklı selim sahibi bu hikayeden “Buharî, Maymunlar da, içlerinden zina eden maymunlara recim cezası uygularlar diyor” sonucunu nasıl çıkarır? Hayvanlar birbirleriyle kavga edebilir. Bazı hayvanlar arasında gruplaşma da olabilir. Bu rivayet, Rasûlullah’tan nakledilmiş bir hadis değildir. Bu aktarımı İmam Buharî, zina bahsinde, zina edenin recmine delil olarak anlatmamıştır. Burada Buhari’nin, hayvanların da yapıp ettiklerinden sorumlu olduklarına dair bir iddiası da yoktur.

Şerhlere bakıldığında bazı Buharî nüshalarında bu rivayetin olmadığı zikrediliyor.

Niyeti Buharî üzerinden Sünnete saldırmak olan bu laf anlamaz aymazlar, bu rivayeti görmezden geliyorlar.

Rivayetin kritiğini yapanlar, bu rivayetin hayvanlarda sorumluluk olmadığı, onlarda aile düzeni bulunmadığı ve şerî cezaların hayvanlar için söz konusu olmadığı gerekçesiyle rivayetin hastalıklı olduğunu söylemişlerdir. İbnü’l-Cevzî, bu rivayetin mevzu/uydurma olduğunu söylüyor.

Bu utanmaz-pişkin grup için bunların bir önemi yoktur. Bu beyler, “Nasıl olur da Buharî bu rivayeti alır?” diyerek, Buharî üzerinden, dinî hüküm çıkarma kaynaklarımızdan ikincisi olan Sünneti nişan almaktadırlar.

Şunu da unutmayalım ki, Buhârî aynı zamanda bir tarihçidir. Onun kapsamlı bir tarih kitabı vardır. Bu hikâyeyi tarihî bir nakil olarak da zikretmiş olabilir. Siz bunları söyleseniz bile bu azgın azınlık yine aynı nakaratı seslendirir: “Hayır olamaz! Buharî nasıl olur da zinakâr maymuna recim/taşlama cezası verdirir?”

Aslında yatıp kalkıp sünneti itibarsızlaştırma katliamının cellatlığını yapan bu utanmazları muhatap almamak ve onları ademe/yokluğa  mahkûm edip düştükleri balçıkta debelenmeye terk etmektir. Fakat “onlara yeni paçayı kaptırmış olan, henüz onların tam haşhâşîsi olmamış bazı iyi niyetli hakikat arayışı içinde olanları, düşünmeye ve gerçeği araştırmaya sevkedebilir miyiz acaba” niyetiyle bunları yazıyoruz. Bu yazdıklarımızın, kemikleşmiş Sünnet cellatlarına bir fayda sağlayacağını sanmıyorum. Bu yazımızın onları küplere bindirip silahsız Taliban saldırısı yapacaklarını da biliyorum. Ellerinden geleni arkalarına koymasınlar. Dönersem kahpeyim bu azimetten. “Yeter yahu! Biraz dış düşmanlarla uğraşalım, gündemimizi onlara yoğunlaştıralım” diyoruz. Fakat şeytan taşlamaktan salavat getirmeye fırsat bulamıyoruz. Sünnet saldırganı yerli şeytanlardan başımızı kaldırıp da asıl büyük iblisle uğraşmaya zaman bulamıyoruz.

Son olarak şu notu da düşmek istiyorum: Sünnetin naklini “Kulaktan kulağa oyunu” olarak nitelendirip dalga geçenlere soruyorum; sizler, Hz. Peygamberin, hadisleri yazmayı yasakladığını, Hz. Ömer’in, Hz. Ebu Hureyre’yi çok hadis rivayet ettiği için azarlayıp kırbaçladığını, Peygamberle 23 sene beraber olanların 23 hadis bile rivayet etmediğini, Hz. Aişe validemizin Kur’an’a ters düşen hadisleri kabul etmediğini ve buna benzer rivayetleri hangi kriterlere göre doğru kabul ediyorsunuz? Bunlar Kuran’da geçmiyor. Onlar da “Kulaktan kulağa oyunu” ile hadis külliyatına girmedi mi? İşinize gelen bu rivayetleri, kendi tabirinizle “Rivayet kültürüne dayanan uydurulmuş dinin” dayandığı rivayetler arasında nereye koyuyorsunuz? Yoksa Sünneti inkâr edip Peygamber Efendimizi de postacı konumuna indirgeyip O’nun yerine sizler oturarak, peygambersiz ve Sünnetsiz bir din uydurmuş olmayasınız…

Ne olur dürüst olun. Bir defalık olsun kendi içinizde tutarlı olun. Önünüzü yıkarken arkanızı pisliyorsunuz farkında mısınız?

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.