islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5059
EURO
34,9169
ALTIN
2.447,53
BIST
9.711,72
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
16°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

MİMAR SİNAN’IN KAFATASI NEREDE?

MİMAR SİNAN’IN KAFATASI NEREDE?
15 Aralık 2022 10:03
A+
A-

Mimar Sinan dünyaca tanınan ve dünya mimarisine damga vuran bir Osmanlı mimarıdır. Ancak geçmişine düşman olan bir kesim, onu pek tanımaz ya da tanımak istemez.

Kendileri bilir… Dünyanın tanıdığı ve saygı duyduğu bir sanatkarı birileri çarpık ideolojilerini insanlara dayatmak ve hayata geçirmek için görmezden gelebiliyorsa, onların cibilliyetinden şüphe etmek lazımdır.

Hâlbuki o, Kanuni Sultan Süleyman II. Selim ve III. Murat dönemlerinde 49 yıl baş mimar olarak görev yapmış, ortaya koyduğu eserler ile dünyaya kendini tanıtmayı başarmıştır. Ancak koca Mimarın, dünya beni tanısın derdinde ve telaşında olduğunu da zannetmiyoruz. Zira böyle bir kaygıyla ortaya koyacağı eserler yüzyıllar geçmesine rağmen ayakta kalamaz, günümüze kadar da gelemezdi. Zira biz biliyoruz ki, dünyalık kaygılar ile yapılan hiçbir şey bu kadar uzun süreli ayakta duramazdı. O yaptığı eserleri gönülden yapmış, aşk ile yapmış ve arkasından büyük sadaka-i cariyeler bırakarak bu dünyadan göçüp gitmiştir.

Biz bu yazımızda, Mimar Sinan’ın eserlerinden ziyade 1935 yılında kabri açılarak kafatasının çıkartılması ve akabinde kafatasının kaybolmasından bahsedeceğiz. Ancak burada, İstanbul’da ki kalfalık eserim dediği büyük şaheseri olan Süleymaniye camiinden (1550-1557) ve seksen altı yaşında yaptığı ve ustalık eserim dediği Edirne Selimiye camiinden (1575) bahsetmeden geçersek, tarih bizi affetmez diye düşünüyorum. Hatta bugün Ayasofya bile onun mimari dehası ile ayakta kalabilmiş büyük bir eserdir.  Mimar Sinan 1573 yılında, yıkılan kubbeyi onarmıştır.

Özellikle yabancıların Muhteşem Süleyman olarak tanıdığı Kanuni Sultan Süleyman dönemine kattığı büyük şaheser Süleymaniye Camii, hala çokça ziyaretçi akınına uğramakta ve külliyenin içinde ki o manevi atmosfer, gayri Müslimler tarafından bile hissedilebilmektedir.

Gelelim konumuza…

Tarihler 1935 yılını gösterirken, dünyada estirilen ırkçılık rüzgarı bizim ülkemizi de etkiledi. İnsanın hangi ırka mensup olduğu çok önemliymiş gibi, Mustafa Kemal Atatürk’ün de izniyle, Türk Tarihi Araştırma Cemiyeti’nden üç uzman, Mimar Sinan’ın mezarını açıp kafatasını incelemek ve ölçmek üzere görevlendirildi. Yüzyıllar önce defnedilen Mimar Sinan’ın kabri, Türk olup olmadığını anlamak gibi saçma bir amaç için açıldı ve ölçümler yapıldı.

Ölçümler sonucunda tespit edilen sonuca göre, koca Mimarın sadece kültür olarak değil kökeni itibarı ile de Türk olduğu bilimsel olarak ispatlandı. Bu bilgi, kimin işine ne gibi ve nasıl yarayacaksa…

Ama asıl filim bundan sonra başlayacaktır. Mimar Sinan’ın kafatası, kabrine konması gerekirken, yanlışlar zincirine bir halka daha eklenecek ve kafatası Arkeoloji müzesine konmak üzere Ankara’ya gönderilecektir. Ama acı gerçek şu ki, sözü edilen Arkeoloji müzesi hiç açılmayacaktır.

Sonuç olarak koca Mimarın kafatası ortalıktan kaybolacaktır. Şu anda, eserlerini bütün dünyanın tanıdığı Mimar Sinan, kabrinde kafatası olmadan yatmaktadır. Bu,  bizim gibi çağ kapatıp çağ açmış, tarihe yön vermiş bir millet için çok büyük bir ayıptır.

Şimdi bazı aklı evveller çıkarak, ne olacak ki bilimsel bir araştırma için çıkarılmış bunda ne var diyebilirler. Biz de onlara diyoruz ki, “annenizin ya da babanızın mezarında kafatası olmadan yatmasını ister misiniz?” Hele ki böyle bir şekilde çıkartılıp ortadan kaybolmuş ise…

Sanat tarihi uzmanı ve Mimar Sinan üzerine araştırmalar yapan Prof. Dr. Selçuk Mülayim, Sinan Bin Abdülmennan-Bir Dünya Mimarının Hayat Hikayesi Eserleri ve Ötesi” adlı eserinde konuyu araştırmış, ancak Mimar Sinan’ın kafatasının nerede olduğu konusunda bir sonuca varamamıştır. Hoca, bu konuda yaptığı açıklamada şöyle demiştir:

“Birkaç yıl sonra ise Sinan’a ait türbenin restorasyonu yapılırken, mezarı yeniden açıldığında kafatası yerinde değildi. Gerçek şu ki Antropoloji Müzesi hiç açılmadı. Kafatası birilerinin elinde kaldı. Ancak hangi kişi veya kurumun elinde olduğu kimse tarafından bilinmiyor”

Ne acı bir durum değil mi?

Hem de yüz kızartıcı bir durum…

Başımızı iki elimizin arasına alarak ağlamamız gereken bir durum…

Hülasa;

1-Hiç gereği yokken, Mimar Sinan’ın kabri açılıyor ve kafatası incelenmek üzere çıkarılıyor.

2-Kafatasını çıkartan Türk Tarihi Araştırma Cemiyeti heyeti bir rapor bile düzenlemiyor. Düzenlediyse de bu kayıtlara ve arşivlere geçmiyor.

3-Mimar Sinan’ın kafatası, tekrar kabrine konulması gerekirken, yine anlamsız bir şekilde, açılması planlanan Arkeoloji müzesi için Ankara’ya yola çıkartılıyor. Ama işin garip tarafı bu müze hiçbir zaman açılmıyor.

4-Mimar Sinan’ın kabrinden emanet olarak alınan bu parça, Ankara yolunda ya da Ankara’da kayboluyor.

Bizim kanaatimiz, bu olay kesinlikle üstü örtülecek ve “adam sende” denilecek bir olay değildir. Böyle düşünürsek, kendimize, tarihimize ve ecdadımıza çok büyük saygısızlık yapmış olmaz mıyız?

Bu konuda araştırma yapmak üzere bilirkişi heyeti oluşturulmalı, bu bilirkişin raporları doğrultusunda ciddi araştırmalar ve çalışmalar yapılmalı, Mimar Sinan’ın mezarından emanet olarak alınan kafatası kabrine iade edilmelidir.

Bu konuda, konuyla alakalı yetkilileri göreve çağırmak da bizim görevimizdir.

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…

Şaban DOĞAN

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.